
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
FEN VE EDEBİYAT FAKÜLTELERİ
Fen-Edebiyat Fakülteleri, nitelikli akademik öğretime, öncelik verilerek, bu çerçevede, çağdaş, bilimi ve teknolojik gelişmeleri, takip eden, çok iyi eğitilmiş, kapsamlı ve bilgi altyapısı olan, entelektüel ve pratik düşünme kabiliyetine sahip, öğretim elemanlarıyla, girişimci ve donanımlı, öğrenciler yetiştirmeyi hedefler,
Fen-Edebiyat Fakülteleri, bir yandan öğrencilere uzmanlık alanlarında kapsamlı bir eğitim sağlarken, diğer yandan da yaşadığı kente ve dünyaya, sahip çıkan, evrensel sanat ve kültür değerlerine, hâkim, bir dünya vatandaşı olmanın, tüm unsurlarını ve yetkinliklerini taşıyan, bireyler yetiştirmektir.
Ancak Lisans Yerleştirme Sınavı sonuçlarının açıklanmasıyla, boş kalan fakülteler arasında, en fazla açığı olanın, Fen ve Edebiyat Fakülteleri olması dikkat çekti. Son yapılan LYS tercihlerine göre, köklü üniversitelerin bile, Fen ve Edebiyat Fakültelerinin, fizik, biyoloji, kimya, matematik bölümlerine arzu edilen tercih yapılmıyor..
ülkemizde, bazı üniversitelerimizdeki, Fen ve Edebiyat fakültelerinde, fizik bölümleri boş kaldı. Oysa Fizik bilgisi sayesinde, birçok şeyi bugün yapabiliyoruz.. Teknoloji, büyük ölçüde fizik bilgisinin ürünüdür.
Fen ve Edebiyat Fakültelerine, tercihlerin azalmasında, en önemli neden, mezunlarının istihdam edilmemesidir. Oysa ülkemizde, yıllara göre işgücü planlaması yapılsa, mezunlarına öğretmenlik hakkı verilse, her kurumda da araştırma ve geliştirme(Ar-Ge) birimleri oluşturularak, mezunlarına görev verilse, tamamı istihdam edilebilir.
Ayrıca çağımızda, bilimin ve teknolojinin, doğrudan bir üretici güç haline dönüştüğü, sanayinin teknoloji içeriğinin, arttığı bir dönemde, her alanda teknolojiye sahip olmak, fizik, biyoloji, kimya, matematik gibi, temel bilimleri ile mümkündür. Fen ve Edebiyat fakülteleri mezunları teknoloji üretmede de ciddi görevler üstlenebilir.
ESOGü, Fen ve Edebiyat Fakültesi, öğretim üyesi, Sayın Prof. Dr. İsmail KIRAN’ ı ziyaret ettik. Kendisi ile Fen ve Edebiyat fakülteleri ve Ar-GE, özellikle de “üniversite –Sanayi” işbirliği üzerinde, konuşma fırsatı bulduk.
Sayın Pof. Dr. KIRAN’ a göre, üniversiteler, bilim üreten, ileten ve öğreten, akademik kurumlardır. Faaliyetleri ise; eğitim vermek, araştırma ve yayın yapmak ve elde ettiği, bilimsel verileri, sanayi ve kurum/kuruluşlarla paylaşmaktır.
Sayın Prof. Dr. KIRAN, “ Bilginin üretilmesi ve teknolojinin geliştirilmesi için, AR- Ge faaliyetlerini, gerçekleştirecek düzeyde, deneyimine sahip, araştırmacılara, yeterli altyapıya, maddi desteğe ve zamana ihtiyaç olduğunu, bu çalışmaları yürütecek, takımlarda, hem sayıca, hem de uzmanlık dalı açısından, değişik elemanların, bulunması” görüşündedir.
SAYIN Prof. Dr. KIRAN’ ın, Sanayi” ve kurum/kuruluşlarla, üniversite işbirliği önerisi, iki açıdan gereklidir. İlki, teknik anlamda destek sağlamak ve her alanda üniversitelerden yararlanmaktır. Diğer ise üniversiteden, danışmanlık almak ve üniversite mezunlarının, istihdam edilebilirliğini artırmaktır.
Sayın Prof. Dr. KIRAN’ ın, görevli olduğu, Fen ve Edebiyat Fakültesi, Kimya Anabilim Dalında, Analitik Kimya, Anorganik Kimya, Biyokimya, Fizikokimya, Organik Kimya gibi bölümlerde, nitelikli ve kaliteli eğitim veriliyor. Kimya Bölümüne sağlanacak çok amaçlı laboratuarla, çalışmaları daha iler boyuta taşıyacaktır.
Yıllardır da üniversitelerin, çalışmalarını, yakından izliyoruz. ülkemizdeki, üniversitelerin, idari yapısı, gelişmiş ülkelerden, pek farkı değildir. üniversitelerin, idaresi rektör, senato ve yönetim kurulu tarafından sağlanır. Senato, rektörün başkanlığında, fakülte dekanları ve her fakülteden bir temsilci profesörden meydana gelir.
Elbette bu idari yapının, başarılı olması için, üniversite yönetiminin eğitim sürecini sürekli iyileştirmesi, katılımcı bir yönetim anlayışını, etkin kılınması, yönetim alanında uzmanlaşmış olması ve çalışanların, başarı oranını yükseltecek olanaklar da sunması gerekir.
ESOGü, yalnız Fen ve Edebiyat fakültesinde değil, tüm fakültelerde, öğrencilere, yalnızca teorik bilgileri aktarmakla kalmıyor, hayatın içinden gelen ve yüklendiği misyonu, hayatın değişen koşulları ve toplumun beklentileri doğrultusunda şekillendirerek, en önemlisi de sanayi ve Kurum/kuruluşlarla, özellikle de TüLOMSAŞ’ la, yaptığı işbirliği ile bünyesinde, uygulamalı eğitimi de hayata geçiriyor.
ESOGü, CITATİON INDEX yayınlarında, ülkemizin pek çok üniversitesini, geride bıraktı. önümüzdeki yıllarda,. CITATİON INDEX yayınlarındaki, başarılarını, daha da ileri boyutlara taşıyacak, ulusal ve evresel platformda, adından sıkça söz ettirecektir.
Ayrıca üniversiteler, gelecek nesillerin ve milletin alın yazısının, sorumluluğunu millet ve tarihi önünde, taşıyan, öğrencilerine, rehberlik ederek, akademik disiplin ve geniş bir dünya görüşü kazandıran, kurumlardır. O nedenle de ülkemizdeki üniversiteler,” “ARAŞTIRMA MERKEZİ” haline getirilmeli, eğitim yanında, bilgi, teknoloji, proje üreten ve ülke sorunlarına, çözüm bulan kurumlar olmalıdır..