İNSAN HALİ KUŞ MİSALİ

Eskiden üsküdar Karacaahmet’te bulunan ‘Miskinler Tekkesi’nde miskinlik hastalığına yakalananlar barındırılırmış.
Bu hastalar arasında iki kişi varmış ki, dünyadan elini ayağını çekmiş derbeder kimselermiş. Kaldıkları odanın iki ayrı köşesinde otururlarmış. Bir gün oturdukları yerleri değiştirmek istemişler. Her gün konuşup karar vermelerine rağmen bir türlü harekete geçemezlermiş. Sonunda aradan bir yıl geçmiş ancak bunlar yerlerini değiştirebilmişler. Şöyle bir derin nefes aldıktan sonra miskinlerden biri, diğerine.
"Eh! İnsan hâli kuş misâli… Geçen yıl neredeydik, bu yıl neredeyiz!"

KABAK TADI VERMEK

Fatih Sultan Mehmet yaptırdığı medresede ders gören talebeler için bir de aşevi açmış. talebeler burada parasız yemek yerlermiş. Cuma günleri yemek çeşitleri artar etli sütlü ve tatlılar da çıkarmış.
Kabak mevsiminde aralıksız kırk gün kabak yemeği çıkmış. bu işten usanan talebeler birbirlerine:
“Bu iş de kabak tadı verdi” demişler.

KADINLAR HAMAMINA çEVİRMEK
Bir zamanlar İstanbul’da kadın hamamları, yıkanıp temizleniler yerden çok bir eğlence mekanı idi. Sabah namazı ile evden çıkan kadınlar akşam ezanına yakın evlerine dönerlerdi. Helvalarını, meyvelerini, dolmalarını, tefini yanına almayı ihmal etmezlerdi. Kadınlar ev işlerinden sıkıldıkları zaman eğlenip dinlenecek yer olarak hamamlarda toplanırlardı.

Hamalardan kadınların bazen şunun bunun hakkında yaptıkları dedikodu yüzünden aralarında kavga çıktığı ve birbirlerinin kafasına takunya ve tas fırlattıkları olurdu. O zaman güçlü kuvvetli hamam anaları müdahale eder, bellerinden kavradıkları gibi dışarıya, soğukluğa atarlardı.
Gürültü ve hep bir ağızdan konuşulanı anlatmak için “Burayı kadınlar hamamına çevirdiniz.” deyimi kullanılır.