
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
FİLİSTİN VE GAZZE'DEN İBRET ALINMALI
Türkiye' nin, çözüm bekleyen, onlarca öncelikli ve hayati sorunları var. Ancak Hükümet, ülkemizde tartışma yaratacak, yeni Anayasa düzenlemesinde, özellikle de gelecekte insanımızı güç durumda bırakacak, Kürt açılımı, 2 B yasası, Türkiye-Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi ve 49 yıllığına yabancılara verilmesin gibi konular üzerinde, ısrarlı bir şeklide durması, dikkat çekici olduğu kadar düşündürücüdür de.
Bugünlerde, Türkiye-Suriye sınırındaki arazi ile ilgili yasa taslağı TBMM'de görüşülüyor. Tasarının tümü üzerinde, konuşan CHP ve MHP sözcüleri, Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesinin yabancılara, 49 yıllığına kiraya verilmesine tepki gösterdiler. Aynı tepkiyi kamuoyu da gösterir mi bilinmez ama son yıllarda, ülke sorunları karşısında sivil toplum örgütlerinin, özellikle de kamuoyunun suskunluğu, hiçte hayra alamet değildir.
Mayın temizleme işini, ihaleye çıkararak, hem organik tarıma uygun, hem de petrol rezervleri bulunan bu arazilerin, yabancıların eline geçmesi sağlamak, çocuk ve torunlarımıza ihanetten başka bir şey değildir. Çünkü İsrail'in, organik tarım yapma gerekçesiyle, bu bölgeye yönelik ihaleleri almak istediği, kamuoyunda konuşuluyor. İsrail'in, kendi ülkesinde bulabilmesi mümkün olmayan kalite toprağa ve aynı zamanda güçlü su kaynaklarına sahip bu araziye, 44 yıllığına yerleşmek istemesi, gelecekte çok ciddi sorunlar yaratacaktır. Çünkü Filistin ve "GAZZE" örneği de ortadadır.
Osmanlı devleti' nin, 1914'te çıkartılan bir kanunla dayanarak ekalliyet zümrelere toprak satılmasıyla başladı. Yahudiler bu kanunla, Filistin'de geniş araziler satın alıp, üzerlerine tapuladılar. Hatta Osmanlı devleti' nde görev alan, Yahudi nazırlarının, tesirleriyle, Sultan İkinci Abdülhamid' in, Filistin'deki şahsına ait mümbit araziler bile Yahudilere satıldı.
Birinci Dünya Savaşı, Yahudilerin işine çok yaradı. İngiliz ve Fransızlar gizli bir anlaşma yaparak, Yahudilere teminat verdiler. Osmanlı Devleti elbirliğiyle yıkılacak ve Filistin'de, bir Yahudi Devleti kurulacaktı. Bu vaadi alan Yahudiler, Filistin'de Türkler aleyhine büyük bir casusluk faaliyetine giriştiler. Hatta Filistinlilerde, İngiliz ve Fransızlara yardım ederek Osmanlıya ihanet ettiler. İhanetin, faturasını Filistinlilerin, torunları ödüyorlar.
Nitekim Tarhan Aykut isimli bir vatandaş," Unutmayınız ki, Filistin halkı, babalarının sattığı toprakları geri alabilmek için, taşla mücadele ederken, dirsekleri ve dizleri İsrail askerleri tarafından taşla kırılan insanların dramını yaşıyor. " demiştir.
Aslında bugün yasalaştırılarak ihaleye çıkartılacak olan 178 bin 500 dekarı mayın döşenmiş, toplam 216 bin dekar arazinin mayından temizlenmesi ve arazinin bu işlemi yapan şirkete tarımsal amaçlı kullandırılması amacıyla verilmesi Bakanlar Kurlu tarafından kabul görmüştü. CHP, hazırlanan Bakanlar Kurulu kararının, iptali istemiyle, Danıştay'da dava açtı. Danıştay13. Dairesinin de, 11 Martta ihale şartnamesinin yürütmesinin durdurulmasına karar verdi. Danıştay kararında, mayınlı arazinin temizlenmesi ve daha sonra tarıma açılması işinin, aynı ihalede yapılmasının sakıncalı olacağının belirtti. Ancak AKP iktidarı, yargı kararı da olmasına rağmen, Mayınlı araziyi yabancılara vermekte kararlıdır. Bu hususta CHP milletvekili Sayın Gürol Ergin' in, ''GAZZE' de yaşananlar için, haklı bir hiddet içinde olanların, ülkemizin toprağını yabancılara, özelliklede İsrailliye vermeye; ülkemizin Güneydoğusunda, 2. bir Gazze yaratmaya hakkı yoktur.'' Sözlerine katılmamak mümkün mü?
Zaman içinde, Ortadoğu'da, su sorunu çıkacağı da dikkate alındığında, bu bölgenin değerinin gelecek yıllarda paha biçilmez olacağı açıktır. Bunu bilen İsrail ve diğer emperyalist ülkeler, önceden belirledikleri senaryoları, dolaylı yollardan, bugün hayata geçirmek istiyorlar.. Şayet senaryolar gerçekleşirse, Evlatlarımız ve torunlarımız, kendi ülkesinde ırgat ve bir yabancı gibi çalışacak, belki de kanla alınan bu toprakları kaybedeceklerdir.
Yalnız topraklarımız mı? Söylentilere göre, göre bir konsorsiyum oluşturulacak, yabancı sermayeyle, DSİ' de yapılan ön çalışmalar da, Fırat'ın, 29 yıllık satış değerinin 950 milyon dolar; Dicle'nin 650 milyon dolar olarak belirlendiği söyleniyor. 12- 13 nehrin akarsu gelirlerinden, metreküp hesabıyla 3.1 milyar dolar bekleniyormuş!
Oysa yabancılara toprak satılması veya kiralanması, suları özelleştirilmesi ile Filistin ve GAZZE' de yaşananlar, gelecekte ülkemizde de tekerrür edebilir. Çünkü vaktiyle kendi topraklarını Yahudilere satan Filistinliler' in, bugünkü durumu ortadadır. Büyük arazileri, dolar karşılığında sattılar ama günün birinde, o sattıkları topraklar üzerinde, İsrail kuruluverdi. O günden beri de Filistinliler, çok zor günler yaşıyor. Türk insanında da bu duruma düşmeyeceğini kim garanti edebilir?
Diğer yandan bu coğrafya da sabıkalı ve art niyetli İsrail' in, Büyük İsrail Stratejisi orta iken, Türkiye-Suriye sınırındaki mayınlı araziyi, İsrail veya emperyalist ülkelere, ihale etmek, Büyük İsrail düşlerine hizmet etmek değil de nedir?