Devre arası geldi ve biz futbol tutkunlarının da keyfi kaçtı. Maçlardan sonra ki sohbetler, yorumlar hatta hafta sonundaki maç için önceden yapılan organizasyonlar yerini derin bir sessizliğe bıraktı. Buna ister bağımlılık deyin, ister hastalık, futbolsuz günler hiç çekilmiyor. Kötü sahalar, yanlı kararlar,haksız uygulamalar,kavgalar, saha dışı olaylar hiç biri futbola olan tutkumuzu azaltmadı. EsEs'imizi ve tribünlerdeki coşku ve heyecan dolu atmosferi şimdiden özlemeye başladık.
Sezonun ilk yarısı Eskişehirspor camiası için oldukça hareketli geçti. İki koca sezon takımımızı çalıştıran Rıza Hoca'nın futbol bilgisine, kariyerine, ve adamlığına tek laf edemeyiz. Ama bu sezon başında anlaşılmaz bir şekilde takım bütünlüğü bozuldu, disiplin kayboldu. Zaten lige iyi başlamamıştık, sorunlar giderilemeyince daha da kötü gitmeye başladı her şey. Yönetim ise çareyi takımı Bülent Hoca'ya emanet etmek de buldu. Ama bu seferde saha içinden çok saha dışı gelişmelerle uğraştık. Etik Kurulu diye bir yerin varlığını hocamızdan şikayetçi olan Bucaspor sayesinde öğrendik. Buda yetmedi ardından birde menajerlik olayı çıktı. Hocamız 8, kaptan ise 4 maç ceza aldı. Saha dışında bu kadar olumsuzluk yaşarken, saha içinde ise her şey yoluna girmeye başlamıştı. Artık daha iyi oynuyor,daha çok mücadele ediyorduk. Takım bütünlüğü sağlanmış, kaybolan disiplin kazanılmıştı. Son dönemeçteki zorlu maçları umulanın aksine başarılı bir şekilde tamamladık. Takım tam havayı yakalamış ve iyi giderken gelen devre arası bizler kadar Bülent Hoca'yı da üzmüştür muhakkak.
Futbolsuz bu günlerde, futbol yerine transfer dedikoduları konuşulur. Haber sıkıntısı yaşayan ulusal basında her gün bir çok oyuncu kendi kulüplerinden başka kulüplere transfer ettirilir. Bu gazetelere kimse dur demediğinden bir kulübe dört-beş takım kurduracak kadar ismin bir şekilde pazarlandığını görürüz. Devre arası yapılan transferlerde aslında istenilen başarıyı sağlamak hiç de kolay değildir. Gerek ligin zirvesini kovalayan gerekse ligden düşmemeyi hedefleyen takımlar ihtiyaç duydukları iyi futbolcularını kaybetmek istemezler. Çünkü olası bir başarısızlık durumunda geride hesap verilmesini bekleyen bir camia olacaktır. Bu dönemde genelde sorunlu, takıma istenilen katkıyı sağlayamamış, uyumsuz ve problemli futbolcular vardır vitrinde. Birde yabancı kontenjanına takılıp elden çıkartılmaya çalışılan futbolcular. Bu futbolcuların gönülsüz gidecekleri bir takıma ne kadar uyum sağlayıp, ne kadar başarılı olacakları ise tam bir muammadır. Yine de başarılı bir futbolcuyu değerinin çok üstünde bir para vererek transfer etmek her zaman mümkündür. Eskişehirspor'a baktığımızda ise, ciddi bir transfer ihtiyacı gözükmüyor. Yeter ki takımdan önemli futbolcular gitmesin, gönderilmesin. Ara transfer döneminde futbolcularımıza teklifler gelmesi yıllardır sattıkları değil aldıkları ile gündeme gelen camiamız için olumlu bir gelişme. Ama Avrupa Kupalarına katılmayı hedefleyen bir Başkan ve camia için bu tekliflere evet demek çok da kolay olmasa gerek. Eskişehirspor camiasının yeni yılını kutlar,sağlık, huzur ve mutluluk içinde hayırlı seneler dilerim.
