
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Galibiyetin sahibi çoktur ama,"Mağlubiyetin sahibi yetimdir"
Eskişehir'de bir seçim yapıldı, yapılan seçimde CHP 69 yıl sonra Eskişehir'de birinci parti oldu.
Büyük bir başarı bu CHP için.
Bakıyoruz: başarıyı sahiplenen sahiplenene.
İl Başkanı "bu örgütün zaferidir" diyor.
Belediye Başkanları, açık açık söylemeseler de "Başarıda büyük katkımız var" davranışı içinde.
Üyeler "Hepimiz çok çalıştık. Sonunda başardık" diyor açıktan açığa.
Milletvekili adayları "Bizim payımız bir hayli fazla. Çok koşturduk" psikolojisi içinde.
Sonuçta...
Bir seçim olmuş ve seçim kazanılmışsa, bu başarıda herkesin kendisine pay çıkartması çok normal.
Aynı durumu, Eskişehir'de seçimi kazanamamış olsa da, oylarını belirli bir oranda arttıran MHP ve HDP'de de görmek mümkün.
Neticede, her iki parti de yapılan seçimden kazançlı çıkmış.
Ancak...
Aynı durumu iktidar Patisi'nde görmek mümkün değil.
Zira AKP hem seçimi kaybetmiş, hem bir milletvekili azalmış hem de oy oranı ciddi şekilde düşmüş Eskişehir'de.
O yüzden...
Seçimlerle birlikte ortaya çıkan başarısızlığı sahiplenen de yok parti içinde.
Üyeler yönetimde bulunanlara kabahati yüklüyor, yönetimde bulunanlar milletvekili adaylarına.
Herkes birbirini suçluyor başarısızlık konusunda.
Hiç kimse çıkıp "Ben kabahatliyim" demiyor.
Kabahatin büyük bir bölümünün kendisinde olduğunu bildiği halde bunu kimse söylemiyor koskoca partide.
O yüzden...
Boşuna söylemiyorlar "Galibiyetin sahibi çoktur, mağlubiyetin sahibi yoktur, yetimdir" diye...
Hâlbuki...
Başarıda herkesin payı varsa, başarısızlıkta da herkesin payı vardır.
Başarıyı herkes sahipleniyorsa, başarısızlığı da herkesin sahiplenmesi gerekir.
Ama olmuyor...
Kazanan başarıyı kendinde buluyor da, söz konusu başarısızlık olduğunda, kendini bir şekilde bir kenara koyuveriyor...
****************************************
PKK nın silah bırakması gündemde ya...
Şu sıralarda hükümetin kurulma çalışmaları var.
Bu arada...
HDP'nin barajı aşıp meclise 80 milletvekili sokmasıyla birlikte PKK nın silah bırakıp bırakmaması da gündemde.
Bu durum, bundan yıllar önce yaşanan bir durumu hatırlatıyor ister istemez.
PKK bir Kış günü, kendi kendisine ateşkes ilan ediyor.
Başbakan Süleyman Demirel, bu silah bırakma karşısında o vazgeçilmez üslubuyla devletin bakış açısını şöyle özetliyor:
-Kan döken insanlar 'Biz kan dökmekten vazgeçtik' derlerse, 'iyi yaptınız. Alın size mükâfat verelim' denmesi mümkün değildir.
-Kan döken insanlara 'Aman vazgeçmeyin! Kan dökmeye devam edin' demek de mümkün değil.
-Kan döken insanlar bundan vazgeçerlerse 'bak şimdi bu iyi olmadı' demek de mümkün değil.
Yani, izah var ama sonuç yok...
Nelerin denilmeyeceği var ama, ne denileceği yok.
Tıpkı bu gün olacağı gibi...
Sakın ola yazımız PKK nın silah bırakmasını istemiyor gibi algılanmasın ama...
Yarın PKK silah bırakacağını açıklasa, galiba o yıllarda yaşanılan çelişkiler bugün için de yaşanacak.
*********************************************
Tesadüfe bakar mısınız?
Hatırlarsınız...
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Eskişehir'e miting için gelmiş, miting esnasında CHP'li il yönetim kurulu üyesi, yine CHP'liler tarafından herkesin gözü önünde darp edilmişti.
Biz de bu olayı bu köşede eleştirmiş ve "Kılıçdaroğlu her Eskişehir'e gelişinde söyledikleriyle değil de, CHP'lilerin birbirlerine yaptığı akıl almaz olaylarla anılıyor" demiştik.
Söz konusu eleştiriyi yaparken de, bu akıl almaz olayın taraflarını tarif ederken, olaylar içinde gençlik kolları başkanının da bulunduğunu söylemiştik.
Önceki gün gazeteye geldiğimizde masamızın üzerinde noterden çekilmiş bir tekzip metni bulduk.
Söz konusu tekzip'i CHP Gençlik kolları başkanı Hüseyin Akçar göndermiş.
Biz, söz konusu yazımızda kendisini kavgaya karışan biri olarak göstermişiz de, aslında onun bu olayla yakından uzaktan alakası yokmuş.
Sonuçta...
Yazdığımız yazının düzeltilmesini istiyormuş.
Tam da CHP gençlik kolları başkanının gönderdiği tekzip metnini okuyorduk ki, bu defa CHP il yönetim kurulunca hazırlanan ve ilk yapılacak yönetim kurulu toplantısında görüşülecek bir konu düştü mailimize.
Açıp baktık ki, söz konusu konu, il yönetiminin, Gençlik kolları başkanı Hüseyin Akçar'ın partide bu güne kadar yaşattığı sorunlar nedeniyle disiplin kuruluna sevk edilmesine yönelik bir konu.
İl yönetimi, Hüseyin Akçar'ı disiplin kuruluna sevk etmek istemekle kalmıyor, süreç içinde yapabileceği yanlış davranışları önleme adına, tüzüğün vermiş olduğu yetkiyle bir de görevden uzaklaştırmak istiyor.
Dahası...
CHP il yönetimi, yine gençlik kolları başkanı Hüseyin Akçar hakkında, Kılıçdaroğlu mitingi sırasında meydana gelen olaylar nedeniyle, tutulan zabıtlar ve verilen ifadeler doğrultusunda yine disiplin kuruluna sevk edilmek üzere dosya hazırlıyormuş.
Tesadüf işte...
Ne desek bilemedik şimdi?
Hüseyin Akçar gönderdiği tekzip metninde "Görevimin sorumluluğunu yerine getiriyorum" diyor, CHP il yönetimi ise "görevinin sorumluluğunu yerine getirmediği" gerekçesiyle kendisini disiplin kuruluna verip, görevden uzaklaştırmak istiyor.