
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
GELECEK GASP EDİLİYOR!
Eskişehir'de, tarım alanları dün olduğu gibi, bugünde yok ediliyor. Nitekim Sümer Mahallesi ile Vişne Evleri arasında kalan 70 dönümlük alan, Yaşanan tartışmalardan sonra, mülkiyeti Valiliğe ait alan, İl Genel Meclisi aldığı kararla, Odunpazarı Belediyesi'ne tahsis etmişti.
Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Prof. Dr. BÜYÜKERŞEN ise fidanlık için ortak bir proje geliştirilebilineceğini belirttikten sonra, " Fidanlıkta da yeşiller arasında, bir Kültür Merkezi'ni birlikte yapabiliriz. Bunun için şehrin kesimleri, bir araya gelip, ortak bir proje yapabiliriz" diyerek, öneride bulundu.
Oysa Büyükşehir Belediye Başkanımız, Sayın Prof. Dr. BÜYÜKERŞE' in, ilk belediye başkanı olduğu günlerde, kendisi ile yaptığımız görüşmede, Güngör Uras' ın Paris ile ilgili yazısını vermiş, Merkezin, Paris gibi muhafaza edileceğini, tarım alanlarının korunacağını söylemişti. Neden bilinmez, Eskişehir'de, ne merkezin tarihi yapısı, ne de tarım alanları korundu
Ayrıca 70 dönümlük yer, birici derece, " TARIM ALANI" dır. Mevcut yeri, amaç dışı kullanmak, "ANAYASAL SUÇ".
Diğer yandan çağımızda, gıda savaşı tarım, tarım ise toprak savaşları anlamına geliyor. Toprak için, verilen mücadele, kuşkusuz yeni bir şey değil, neredeyse tüm insanlığın siyasi tarihiyle özdeş. Ancak küreselleşen günümüz dünyasında, toprağa sahip olma savaşı da küresel bir boyut kazandırmıştır. Bugün toprak bizatihi kendisi, herkesin sahiplenmeye çalıştığı bir değer ifade ederken, özellikle tarıma elverişli topraklar geleceğin gözde hedeflerini teşkil ediyor.
Katar, Kuveyt, Suudi Arabistan'ın da öncelikli toprak hedefleri Afrika ve Asya'nın Müslüman ülkeleri üzerinde yoğunlaşıyor. Türkiye' hedefleri arasındadır. 2008 yılında Körfez'in dev şirketleri birleşerek bu konuda yatırımlar için bir milyar dolar sermayeli AgriCapital'i oluşturarak dış ülkelerde büyük toprak arayışlarına hız verdiler. Suudi Arabistan 1 milyon 600 bin hektar, BAE 1 milyon 300 bin hektar, Mısır Uganda'da tahıl üretimi için 850 bin hektar toprak satın almış durumda. Pek çok ülke ile temaslar halen sürüyor.
Ayrıca dünyada bundan sonraki savaş petrol değil, gıda kaynaklı olacak. Toplumlarda, en büyük kargaşaya neden olan şey gıdaya erişememektir. Petrol olmadan yaşam sürdürülebilir ama insan susuzluğa 7 gün, açlığa ise 1 ay dayanabilir. Sonra fiziki ölüm gerçekleşir. Dolayısıyla enerji olamadan yaşam, bir şekilde sürer ama gıdasız yaşam olmaz" O nedenle de "TARIM ALANLARI" na sahip çıkmak zorundayız
Şu bir gerçek ki her türlü imkânını yitiren bir medeniyet, varlığını sürdürebilir. Ancak toprak rezervlerini kaybeden yok olur. Bu gerçeğe rağmen, Eskişehir' de, en verimli tarım alanlarının, beton yığınına dönüştürülmesi, dikkat çekici olduğu kadar düşündürücü
Ülkemizde ise yabancılara toprak satışları ise hız kazandı. Nisan 2005 tarihli bir incelemede yabancılara satılan taşınmaz sayısı 49 bin 567 olarak açıklanmıştır. Satış miktarı 7 Temmuz 2006 tarihli bir raporda ise 56 bin 953 olarak yer aldı. Önceki raporda 52 bin 818 kişi olan taşınmaz edinen yabancı sayısı, ikincisinde 61 bin 803 olarak belirlenmiştir.
Türkiye ve Eskişehir'de, Anayasa, yasalar ve yönetmeliklere rağmen, insanımız, özellikle de çocuklarımız ve gelecek nesiller için, hayati önem taşıyan değerler, özellikle de tarım alanları, hızla yok ediliyor. Siyasi irade ve savcılar da bu olumsuz tabloyu seyrediyor.
Bu umursamazlık, ülkemizde büyük yerleşim merkezlerinin ve Eskişehir'in çevresindeki tarım topraklarını, yağmalama derecesinde ortadan kaldırıyor. Ülke genelinde, Devlet Su İşleri tarafından inşa edilerek, işletmeye açılmış tarım alanı, 2.072.571 hektardır. Bu alanın, 169.737 hektarlık kısmı, imar ve imarsız yapılaşmalarla, tarım dışı bırakılmıştır. Hâlbuki bu toprakla 1.sınıf tarım toprağı vasfında, sulama ve drenaj tesisleri yapılmış, kısmen de yılda iki ürün alınan tarım alanlarıdır. Bu şekilde yok olan tarım alanı, Bursa, Manisa, Tokat, Bolu, Söke, Mersin ve Eskişehir ovaları sulama alanlarına eşittir.
Maalesef tarım alanları yok edilerek, "ANAYASAL SUÇ" işlenirken, torunlarımızı geleceğini de gasp ediliyor. İlgililer ve yargı, adeta seyircidir. Bugüne kadar da tarım alanlarını yok eden, tek belediye başkanı veya toprak komisyon üyesi yargılanmadı. Sonuçta da çocuklarımız ve torunlarımızın, emaneti olan tarım alanları ANAYASA ve diğer yasalara rağmen, hızla yok edildi ve edilmeye de devam ediliyor.
Şu bir gerçek ki Eskişehir'de, imar planları, bilimsel gerçek ve yaslara göre değil "POLİTİK" ve "ELİT" güçlerin ve "Arsa Sahipleri"nin istek ve arzusuna ve belediye yönetimlerinin isteğine göre yapıldı. Yapılan imar planları da, aynı güçler, tarafından değiştirildi. Fatura da, "TARIM ve YEŞİL alanlara çıkartıldı.