Kimse kusura bakmasın ama şu bir gerçek;
"Hem CHP, hem de MHP'li pek çok kişinin hem yapılan birlikteliğe, hem de birlikte çıkarılan adaya hiç içi sinmedi.
Geçmişlerinde birbirleri ile yaşadıkları sürtüşmeler ile dolu iki camianın bir araya gelmesi, iki partinin tabanında huzursuzluk yarattı.
Yaşanan sıkıntıyı artıran da, çatı isim diye bulunan kişi oldu.
Pensilvanya diye adlandırılan grubun açıkça iki partiye olan dayatması ve bu dayatmaya çok fazla direnemeyen partiler insanları içten içe endişeye sürükledi.
***

Öyle ya;
"Cumhurbaşkanı adayı için daha net bir profil oluşturmadık" diyen Kılıçdaroğlu'nun bir sonraki gün Ekmeleddin İhsanoğlu'nu açıklaması, MHP Merkezinin de net şekilde bu isme destek olması hiç unutulmayacak.
***

Partiye gönül vermiş isimlerin de bu işi unutmayacağını çok iyi biliyoruz.
Bunun sinyalini zaten seçim sonuçlarında açıkça verdiler.
Selahattin Demirtaş ile Tayyip Erdoğan'a giden oylar ile çatının aldığı oy oranı her şeyi açıkça anlatmaya yetti de arttı...
***

CHP büyük yanlışlarla başladığı seçim sürecine, büyük yanlışlarla devam etti.
Özellikle kurulan çatı bir kez bile seçmen karşısında bir araya getirilemedi.
Yüz binlerce kişinin katılımıyla gerçekleşen çatı mitinglerini göremedik.
Üzerine, "Tıpış tıpış gideceksiniz, oyunuzu vereceksiniz" cümleleri ile seçmene yapılan dayatmalar ise işin tuzu biberi oldu.
Kendi seçmenini sandığa götüremeyecek gücü yaratamayanlar, seçim sonunda da elbette suçu seçmene atacaktı.
Öyle de oldu.
MHP Genel merkezi açtı ağzını yumdu gözünü.
Sorumluluğu Tayyip Erdoğan'a oy veren seçmen ile seçmenleri yönlendirdiğini iddia ettiği medyaya attı.
***

Kılıçdaroğlu ise hala ortada yok!
Ne diyeceğini bilemiyoruz.
Fakat tahmin edebiliyoruz!
"Seçim sonuçlarından çıkaracağımız dersleri alıp, önümüzdeki seçime bakacağız"
***

Muhalefette işler artık böyle gitmeyecek!
Bu açık ve net biçimde artık göründü.
Seçmenini tercih yapmaya getiremeyen liyakate sahip olamayan liderlerin, artık muhalefete katacakları bir şeyin kalmadığı apaçık ortada!
Diğer tarafta kendi seçmenini yüzlerce kilometre öteden sandığa götürecek kadar gücün hala var olduğu, o gücün de giderek güç kazanmaya devam ettiği gerçeğini de göz önüne alırsak, artık kan değişiminin çoktan geldiğini kolayca söylemeliyiz.
Eğer bu kan değişikliği yaşanırsa, gelecek yıl yapılacak olan seçimlerde mutlaka bir kıpırdama olacaktır.
Yok, eğer mevcut liderler koltuklarına yaslanmaya devam ederlerse, Ak Parti'nin seçim zaferleri sürekli olmaya ve hatta oy oranlarını artırmaya devam edecekleri de aşikardır.
***
Artık bunun muhasebesini Ankara'daki genel merkezler yapacaktır.
Vardıkları kararda yakında belli olacaktır.
Fakat ilk adımlardan görülüyor ki;
"Muhalefet cephesinde değişen bir şey olmayacak!"
Şimdiden başlayan isyanlar ise ancak partiler içerisinde eritilip kalacaktır.
***
Eskişehir'e gelirsek...
Hem CHP, hem de MHP...
Son derece iyi niyetle çalıştılar.
Kendisini Tayyip Erdoğan karşıtı olarak gören kesime kent genelinde sahiden de iyi hitap ettiler.
Her ne kadar yoğun şekilde bir saha mücadelesi görmesekte, şehirde ismi kabul gören isimler hep çatı için çağrıda bulundular.
Yılmaz Büyükerşen, Ahmet Ataç, Kazım Kurt, Nihat Çuhadar, Ayhan Sezer...
Eskişehir'de kazanılan seçim zaferinin baş mimarları oldular.
Ve 10 Ağustos seçimlerinde akıllara kazınan kişiler oldular...