(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

GERÇEK OLMAYAN ADAMLAR

Sadece sonuçlar ve günlük yaşananlar üzerine yazılmaz yazılar.
Anlayana yazılır.
İnsanların göremediği gerçekleri haykırmak, hatta yeri geldiğinde yol göstermek olmalıdır amaç.
Hem de tribünündekinden yöneticisine kadar...
Hatta o an tepki alabileceğini bile bile...
Bazen geçmiş gösterilerek örnekler verilir, gelecek karanlık olduğu için.
Yoksa herkesin bildiğini aktardıktan sonra gazeteci veya yorumcunun ne farkı vardır ki dışarıda ki vatandaştan!
Fanatizm duygusuna yenilenlerin ve böyle kişilerin gönlüne göre yazanların anlamayacağı yazılardır bunlar.
Çünkü futbol sadece futbol değildir, hayatın ta kendisidir bazen. Kişiliktir, şehirdir ve en önemlisi yaptığın işi ruhudur.
***
Zaten ne olduysa sisteme çürük elmaların girmesinden sonra oldu. Gazete ve televizyonlarda sahibinin sesine göre uluyanlar kıymet buldu.
Ama bazı insanların ne olduğunu anlamak için önlerine bir avuç para atmak her zaman yeterli oldu.
O yüzden şimdi ki düzende kurulan cümlelerin ve konuşulan sözlerin aslında pek de hükmü yok!
Çünkü bugün savunduğu düşünceyi yarın yalanlayanlar da çok!
Aaa!
Durun bir dakika. Asolan popülerlikti değil mi?
Yönetici ağabeylerle ahbap çavuş ilişkisi içinde olmaktı...
Yeri geldiğinde yönetici yüz vermediyse gazeteci tabiriyle taraftara şirin gözükmek adına "Geçirmekti"
Önemli olan kişisel çıkarlardı anlayacağınız...
Yalanların en doğru gerçek haline getirilmesini görürüz hep birlikte.
***
Gözleriniz görmek istiyorsa, her şey önünüzdedir zaten.
Kitap okuyanı azdır futbolumuzun.
Yönetimi gazeteciye ihbar eden futbolcu, futbolcuyu soysuzca taraftarın önüne atıp imha etmeye çalışan yöneticiler vardır.
Asıl bunların kişilik testi yapılması gerekirken, Boffin ve Diego'nun bu yönde gönderilmesini doğru bulanlar da çıkar.
Kimse şu soruyu soramaz "Bu adamlar iki sezon önce karakterliydi de şimdi mi bozuldu" diye...
Bu konuda eleştiri yapan arkadaşlar kendi gazetelerinde 3 ay maaşsız çalışsın da görelim bakalım!
İşte bu yüzden gerekeni yorumlayanlara neden saygı duyalım!
***
Şimdi onursuzluk pastasından payınızı alabilirsiniz.
Hatta popülerliğiniz için reklam bile yapabilirsiniz!
Ve hatta belli kesim taraftarın duygu ve düşüncelerini de kullanabilirsiniz!
Ama bilmelisiniz ki...
Onurun tusunamisi de büyük olacaktır bir gün.
İşte biz bazılarının isimlerini vermesek de, gönlümüzde resimlerini çekeriz.
Kendi konuştukları ve yazdıklarıyla ters düşenler utanmadan doğruluktan bahsederler ya.
Bizde onlara gelinlik dikeriz!
***
Ha! kendi kendileriyle ters düşmekten bahsetmişken;
Ellerinin kirini başkalarını suçlayarak temizleyeceğini zannedenler vardır.
Bunlar ancak Eskişehirspor gibi belli kişilerin sırtında giden kulüplerde olur.
Bizlerde sıkıntılar bir gün bitecek ümidiyle falan bekleriz ya...
Ardından bir yenisi başlar.
Eskişehirspor alt yapısından hırsızı uğursuzu kovaladık diyerek iddialı konuşan Kamuran Yavuz'un bu kez aynayı kendi sorumlu olduğu sürece çevirmesi gerekiyor galiba. Spor kamuoyunda kulağa hiç hoş gelmeyen dedikoduların yarın sosyal medyaya düşebilme ihtimali Eskişehirspor'un imajına da zarar verecek cinsten. İddia edilen olay henüz pek dallanıp budaklanmadı ama mutlaka Başkan Hoşcan'ın kulağına kadar gidecektir. Göreve geldiği günden bu yana alt yapıda yaşanan huzursuzlukların başkan Hoşcan ve Eskişehirspor'u epey yıprattığı da biliniyor. Eğer konuşulanlar doğru ve iddia edilen olay gerçekse; Yavuz'a düşen alt yapıyı yine kendilerinin tabiriyle temiz tutmaktır. Yoksa kendi kendileriyle ters düşeceklerdir.
***
Eskiden Eskişehirspor'un çıkarları için birlikte hareket edilerek gündem oluşsun falan denilirdi.
Şimdi aynı yolda yürünecek dost bile kalmadığını üzülerek fark ederiz.
Biliriz ki, Süper Lige çıktığımızdan bu yana yalanlar şehrinde mesleğimiz anlamını kaybetmiştir.
Adaletimiz zaten sizlere ömür!
Bir daha dönemeyeceğimiz iklimlerde olduğumuzu görüyoruz. Fark etmiyor musunuz? Ne ilkbahar, ne sonbahar var artık! Ne yeşeren güzellikleri görebiliyoruz, nede her şeyi tüm çıplaklığıyla ortaya çıkartırcasına dökülen yaprakların varlığının farkındayız. Artık her şey kurak ve insafsız!
Toplumu yönlendirenlerin yoğunlaştığı noktanın para olduğunu da görürüz.
İtiraz ederiz ama nafile!
***
Ruhlarını satanları gördükten sonra...
Gerçekleri haykırırız. "Yere batsın bu şehrin popülerliği de, parası da..." Ama el değiştirmiştir hayat.
Dil değiştirmiştir.
Onurunu satanın yazısı da haramdır. Turası da...
Ama böyle adamlar değer buluyorsa, vatandaşın da kendisine sorması gereken sorular vardır.
***
Siz bu yazıyı tamamen bir hayal ürünü olarak kabul edin. Böyle adamların var olduğundan bile haberdar olmayın. Sadece gazetelerde okuduklarınıza veya başka mecralarda duyduklarınıza inanın.
Bu kulübün alt yapısından üst yapısına kadar dönen dolaplar ile ilgili yazılanları yazanın kendi çıkarlarına göre okuyun ve değerlendirin.
Ama şunu unutmayın; onlar kısa bir zaman sonra kendi yazdıklarını da yalanlayabiliyorlar. Hatta birbirlerini de suçlayabiliyorlar.
***
Gerçek şu ki; Eskişehirspor tabelada kötü gittiğinde her dönem olduğu gibi gerçekler yine sapır sapır dökülecek. Ve gerçekleri kulüp açısından değil de kendi penceresinden değerlendirenler utanmadan yine en ön saflarda yerlerini alacaklar.
Fakat bu sene geçen sezonlara göre çok farklı olacak.
Çünkü kulübün bunca yükü taşıyacak ne futbolcu kalitesi, ne kadro derinliği, ne de oyuncu tecrübesi var!
***
Aman boş verin.
Nasıl olsa sezon sonunda ya günlük sonuçlara tav olacağız.
Ya da kötü sonda buluşarak belki de birçoğumuz birbirimize düşman olacağız!
Eskişehirspor sırtından popüler olmaya çalışanlar yani yazımızın başlığında ki gibi "Gerçek olmayan adamlar" yaptıklarıyla avunacaklar. Buna emin olun!
Neyse...
Ben en iyisi mi moralinizi daha fazla bozmadan yazımı çok sevdiğim ve içinde derin bir anlam taşıyan cümle ile bitireyim.
"İnsan, en çok inandığı ve ürettiği şeye yakışır"

Önceki ve Sonraki Yazılar
(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK Arşivi