GÖKLERİN VE DÜNYA'NIN OLUŞTURULMASI-2

Güneş ve Dünya dahil bütün gökyüzü cisimlerinin boşlukta değil de, suda yüzen cisimler misali, gökyüzünde yüzmekte oldukları ve bu özellikte oldukları Fatır-13, Yasin-38-42, Enbiya-33, Naziat-3 ve Ra'd-2 gibi birden fazla ayette açıklanmıştır (Fatır-13. O Allah ki, geceyi gündüze, gündüzü de gecenin içine sokar. Güneş'i ve Ay'ı da doğaya koyduğu yasa gereği ve belirlenmiş bir süreye göre yüzerek hareket etmek üzere düzenlemiştir). Uzay yapıları yüzüyor diye tanımlandıklarına göre, demek ki bunların yüzmekte olduğu akışkan bir madde var ve uzay bir boşluk değildir. Dünya'nın, uzayda bulunan gemilerden biri olduğuna da Yasin-41 nci ayette değinilmiştir (Yasin-41. Düşünenler için başka önemli bir ibret de, insan soyu¬nu bir gemide taşımamızdır. 42. Ve onlar için bu gemi gibi, daha başka nice taşıt araçları da yaratmış olmamızdır).
Bir denizde tek bir gemi olmayacağına göre, Dünya gibi canlı taşıyan daha birçok dünyaların-gemilerin de olabileceğini düşünebiliriz. Dolayısıyla insan, Dünya'yı ve kendini tek akıllı canlı zannedip boşuna böbürlenmesin. Enteresan gördüğüm şey, bu bilgi açıkça Kur'an'da olduğu halde, halen insanların başka gezegenlerde hayat olup olmadığını tartışıp durmalarıdır.
Dünya gibi Güneş, gezegenler ve yıldızlar 7 göğün ilkinde yüzer halde bulunmaktadırlar (Bk. geçen haftaki makalede Fusssilet-12). Dünya'nın etrafında bulunan ve atmosfer dediğimiz gökyüzü kısmının geri döndürücü ve koruyucu bir kalkan görevi gördüğüne Enbiya-32 nci ayette değinilmiştir (Enbiya-32. Göğü, dünyayı ve diğer gök cisimlerini koruyacak bir kubbe /tavan yaptık. Buna rağmen, inkâr eden¬ler, gökyüzündeki ahenkli düzenleme ve gücümüzü gösteren delillerimizi düşünüp iman etmede yararlanmıyorlar). Son bilimsel veriler, gerçekten de gökyüzünün, Dünyayı Güneş'in zararlı elektromanyetik akımlarından korumakta olduğunu, meteorları parçaladığını ve uzayın 270 derecelik soğuğundan da korumakta olduğunu göstermiştir.
Başta Galile olmak üzere belki de daha birçok bilim adamının yaşamına mal olan Dünya'nın düz değil de yuvarlak olduğu iddiası, Kur'an'da devekuşu yumurtası gibi elipsoid yuvarlaklıkta olduğu ilahi ve gerçek bir bilgi olarak yer almış, İslam alimlerince benimsenmiş, fakat Kur'an'ı red eden ve önemsemeyen Yahudi ve Hıristiyan toplumları bu bilgiyi ya görmemezlikten gelmişler veya önemsememişlerdir (Naziat-28. Şunu bilin ki o göğü inşa eden ve 29. Yükseltip düzenleyen Allah'tır. Ve gecesini karanlık, gündüzünü ise aydınlık yapan O'dur. 30. Bu işlemden sonra tüm canlıların yaşam koşullarına uygun, yer küresini de düzenleyip yumurta biçimine sokandır O. 31-32. İçinden su ve bitkiler çıkardı ve üzerine de dağları birer kazık şeklinde yerleştirip sağlamlaştırdı). Yine son yıllardaki araştırmalarla ancak anlaşılan diğer bir konu, Dünya'nın gerek kutuplarında, gerekse Ekvator kısmında sürekli bir değişim göstermekte olduğudur ki, bu bilginin de yine Kur'an'da Enbiya-44 ncü ayette bulunduğunu görmekteyiz (Enbiya-44. Şirk-ortak koşmaları ve aldanışlarında direnenler bilsinler ki, Biz onları da, atalarını da ömürleri boyunca, yeryüzünde barındırdık ve nimetlerimizle geçimlerini sağladık. Onlar, incelerlerse yaşadıkları yeryüzünün /dünyanın, ucundan kıyısından eksilt-mekte olduğumuzu da göreceklerdir. Bu gücümüz karşısında halâ üstün geleceklerini mi zannediyorlar?)
Kur'an'a göre turumuza devam edersek, katı madde de dahil, yaratılan her şeyin aslında canlı olduğunu görüyoruz (Hac-18. Ya Muhammed! Göklerde ve yerde bulunan, Güneş'in, Ay'ın, yıl¬dızların, dağların, ağaçların, hayvanların ve insanlardan birçok kişinin Allah'a secde etmekte olduklarını /O'nun tek ilah ve güç olduğuna iman edip, koyduğu yasalara göre hareket etmekte olmaları nedeniyle mutlu olduklarını görmez misin?).
Yukarıdaki Naziat-30 ncu ayete bakarsak, Dünya'nın bütün canlıların yaşamlarına uygun olarak yaratıldığı belirtilmektedir. Ancak yaratılan bütün canlıların, temelde insanlar için olduğu da Casiye-13 ncü ayette özellikle vurgulanmaktadır (Casiye-13. Allah göklerde ne varsa, yerde ne varsa tümünü, kendin¬den bir iyilik olarak, sizin yararlanmanıza elverişli bir durumda yaratmıştır. Aklını kullanan, düşünen ve araştırıp öğrenen bir topluluk için elbette bunlardan alınacak ibretler /dersler /bilgiler vardır).
Dünya'nın da aslında bizim gördüğümüz gibi cansız bir madde, kaya, toprak olmadığı ve onun da bir canlı olduğu Hud-44 ve Fussilet-11 nci ayetlerde açıkça belirtilmiştir. Zaten artık biliyoruz ki, bütün maddeler, ister canlı, ister hareketsiz oldukları için cansız dediğimiz her şey, atomlardan oluşmuştur ve bu yapılar da elektronları ile gerçekte hareketli birer yapıdırlar (Hud-44. Ve nihayet: "Ey yer suyunu yut, ey gök sen de suyunu tut" şeklinde yer ve göğe emir verildi. Verilen bu emir üzerine su çekildi ve gemi Cudi Dağı'nın üzerine oturdu. Gemi sayesinde kurtulanlar; "Allah'ın ayetlerini inkâr edip alaya alan¬ zalimler bizden uzak kaldılar!" diye sevinçle haykırdılar. Fussilet-11. Sonra henüz duman halindeki göğe yönelerek hem göğe ve hem de yere, "Her ikiniz de is¬teyerek veya istemeyerek gelin" deyince onlar da, Allah'ın vereceği görevleri yapmak üzere "İsteyerek gel¬dik" diye cevap verdiler).
Dünya'nın da canlı olduğu bilgisi, bütün maddelerin atom denilen küçük yapılardan oluştuğu fikrinin ilk başlangıcı olan 1850 li yıllara kadar olan zamanlardaki insanlar tarafından mutlaka anlaşılmamıştır.
Buna karşılık Zilzal-1-5 nci ayetler ile Kur'an, Dünya'nın ve onu oluşturan gök ile yeryüzünün bizim anlayamayacağımız bir iletişim özelliği taşıdığına değinmiş ve Dünya'nın mahşer hesaplaşmasında biz insanların /beşerlerin amellerimizin kayıtlarını yaptığı belirtilmiştir (Zilzal-1. Yeryüzü büyük bir depremle /sarsıntı ile sarsıldığında. 2. Ve yeryüzü gizlediklerini açığa çıkardığında. 3. İnsanın da, "Yeryüzüne ne oluyor?" dediği zaman, 4. İşte o gün, dünya tüm haberlerini /bildiklerini ve şahit olduklarını anlatacaktır. 5. Çünkü Rabbin, yerküresine her şeyi kaydetmesi ve olacaklara şahitlik yapması için görev vermiştir /vahyetmiştir).
NOT-1: Ayrıntılı bilgiyi NÖVAK Vakfının "SON DAVET KUR'AN (Kısa tefsirli tercümesi)" ve "İSLÂM'IN ŞARTI SADECE 5 DEĞİL" kitaplarında bulabilirsiniz.
NOT-2: 11 Şubat 2015 Çarşamba günü saat 17-30-19.00 da Özdilek Sanat Merkezinde Halka açık "KUR'AN SOHBETLERİ"ne inşallah devam edeceğim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gazi Özdemir Arşivi