
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
GÜNEŞ, BALÇIKLA SIVANMAZ
Geçen hafta, İngiltere Kraliçesinin doğum günü dolayısıyla ''şövalye nişanı'' verilenler arasında, Salman Rüşdi' nin de, yer aldı. İran, İngiltere'nin Tahran'daki büyükelçisini Dışişleri Bakanlığına çağırarak bunu protesto etmişti
Hüccetülislam Hatemi, Tahran Üniversitesinde kılınan, cuma namazında verdiği hutbede de, ''Şeytan Ayetleri'' kitabının yazarına ''Sir'' (Sör) unvanı verilmesine değindi ve ''bunun bütün Müslümanları incittiğini'' belirtti ve Ayetullah Humeyni'nin, Salman Rüşdi hakkında ölüm fetvasını hatırlatarak, ''İmamın, bu fetvası hala geçerlidir ve asla değişmeyecek'' dedi.
Salman Rüşdi, son gelişmelerle, tekrar dünya ve İslam ülkelerinin gündemine oturdu.
Bu gelişmeler ve Hüccetülislam Hatemi' nin açıklamalarından sonra, batı ülkeleri, nasıl bir tepki gösterecek hep birlikte göreceğiz.
Salman Rüşdi Hint asıllı, İslam düşmanı, bir İngiliz vatandaşıdır. "Şeytan Ayetleri" adlı bir roman yazdığı için, İran Humeyni Rejimi tarafından, İslamiyet'le alay ettiği gerekçesi ile 14 Şubat 1989 yılında, Salman Rüşdi' nün, öldürülmesi için fetva verildi.
Salman Rüşdi ,"Şeytan Ayetleri " kitabından, 850 bin sterlin, Kitabı basan "Penguin Kitabevi" ise büyük miktarda para kazandı.
Ancak bu para, Salman Rüşdi' ye mutluluk getirmedi. Çünkü İran Komandoları' ndan sürekli kaçtı, Yıllarca insan içine çıkmadan ve Batılı gizli servislerce korunan, bir yaşama mahkûm oldu. Özür dilemesine ve kitabın yeni baskılarını yapmayacağına söz vermesine, hatta İslam'la kucaklaşmaya hazır olduğunu söylemesine rağmen, fetva geri alınmadı.
Aslında Şeytan Ayetleri, edebi bakımdan beş para etmez bir romadır. Hiçbir derinliği olmayan düzeysiz varyasyonlarla bir eleştirel metindir.
Şeytan Ayetleri Romanı' da, gizli iddialar var. Bu romanda, "Graniyk Olayı" gündeme getirilmektedir. Bu efsaneye göre, Kuran-ı Kerim, Hz. Muhammed' e, gelirken, Peygamber "Lat, Uzza ve Menat" isimli üç eski tanrıçanın şefaatini üstlenmiş, daha doğrusu İslamiyet öncesinde geçerli olan "Üç Put" a, iyi gözle bakar gibi olmuş. Ancak daha sonra yanılgıya düştüğünü belirterek, demiş ki " Vahiy esnasında Şeytan işe karıştı"
Kuran' daki Necm Suresi' nin, 19 ve 20'nci ayetleri ile ilgili olarak böyle bir söylenti var. Salman Rüşdi, " Şeytan acaba, başka hangi ayetlere sızmış mıdır?" sorusu ve kritik söylemlerden, hareket ederek, romanında bu konuyu işlemişti.
Şeytan Ayetleri kitabına, yalnız İslam ülkeleri değil, tüm Avrupa kentlerinde gösteriler yapıldı. Bunun sonucu olarak da, birçok kitabevi tarafından satıştan kaldırıldı. Reklâmlarına son verildi. Başta İngiltere, ABD ve Avrupa Birliği Salman Rüşdi'ye, sahip çıkmasına rağmen, İran, Salman Rüşdi' yi, takip etmekten vazgeçmedi.
Öte yandan modernleşme sürecinde olduğu gibi, bireyin hayatındaki hüsranlar ve hayal kırıklıkları büyümektedir. Ve hayal kırıklığına uğramış ezilmiş insanlar, yeni bir hayal ve güç duygusu uyandıracak bir silah elde ettikleri anda, kullanmaktan çekinmeyeceklerdir. Salman Rüşdi Hint asıllı İslam düşmanı bir İngiliz, Bu ezikliğini, "Şeytan Ayetleri" kitabını yazarak telafi etmek ve güç elde etmek istedi. Bunda da başarılı oldu. Şeytan Ayetleri, romanından büyük paralar kazandı geçen hafta da " "SİR" unvanı da verildi. Ancak yıllardır, korku içinde yaşadı ve milyarlarca insanın vicdanında da mahkûm oldu.
Aslında batı ülkelerindeki, İslam düşmanlığını yadırgamamak lazımdır. Çünkü O batı ki, bütün medeniyetlerin sebebini, Hıristiyanlık dininin yüceliğine bağlar. Müslümanlık bir ilkel dindir onlarca. Bütün geriliklerin, bilgisizliklerin, ilk ve kesin sebebidir.
Elbette böyle bir ortamdan, Salman Rüşdiler çıkacaktır.
Öte yandan, Şeyh Mihriddin, Arûs "Âlem-i İslam ve Avrupa" isimli bir kitabında, Avrupalılar için,"Silahlarını teslim etmiş büyük halk kitlelerini, soğukkanlılıkla kurşuna dizmek, Müslümanlara yer öptürmek Muhakemesiz adam öldürmek, beş-altı yaşlarındaki kızcağızların ırzına geçmek gibi, mel'âneler Afrika' da yapılan alçaklıklardı." demiştir.
Avrupa'nın, Afrika'daki, sicili ve Müslümanlıkla ilgili düşünceleri ortada iken, bazı Avrupalılar tarafından hala, Müslümanlık aleyhinde gelişen her olay, destek görür ve teşvik edilir hatta mükâfatlandırılır. Salman Rüşdi'ye, verilen "SİR" unvanı da bunlardan biridir.
Avrupalılar, Müslümanlık hakkında, ne düşünürde düşünsün. İslamiyet, dün vardı bugünde var. Ebediyen de var olacaktır. Ancak Müslümanlar, bu tür gelişmelere, itibar etmemelidir. Çünkü Güneş balçıkla sıvanmaz.