14 Mart 2009 günü, MÜSİAD Genel Merkezinde, "BEYİN GÖÇÜ" paneli düzenledi. Panelde, "...ülkemizin insan ve ülkeyi kalkındıracak ve refahı artıracak "nitelikli insana "değer verilmediği, kendini dünya çapında duyuran bilim insanına sahip çıkılmadığı" söyledi. Ülkemizin en büyük israf ve savurganlığının da , "BEYİN GÖÇÜ" nün, olduğu vurgulandı. Bu görüşlere, katılmamak mümkün mü?
Maalesef Türkiye, beyin göçüne engel olamadığı gibi, ülkemizde, kalan dünyaca ünlü bilim adamlarına da sahip çıkmıyor. Bu insanlarımızdan biri de, Başkent Üniversitesi Rektörü, Prof. Dr. Mehmet HABERAL' dır. Ancak ismi, Ümraniye Davası, zanlılarıyla anılmıştı. Şimdi de 27.03.2009 tarihli Hürriyet gazetesinin sürmanşetinden verilen bir haber ile Başkent Üniversitesi kurucusu ve Rektörü, Sayın Prof. Dr. Mehmet HABERAL' ın da aralarında olduğu birçok kişinin, kişisel banka bilgilerinin, BDDK tarafından, tüm bankalardan talep edildiği haberi yer aldı.
Bu gelişme üzerine, Başkent Üniversitesi Hukuk Müşavirliği, " ... Prof. Dr. Mehmet HABERAL hakkında, habere konu işlemi tesis ederek kamuoyu nezdindeki itibarının zedelenmesine sebebiyet verenler ile yine kendisini son gelişmelere bağlantılı olarak bir takım örgütsel organizasyonlarla kasıtlı olarak ilişkilendirerek hedef göstermeye çalışan kötü niyetli kişi ve kuruluşları şiddetle kınamıştır." diyerek tepki gösterdi.
Oysa Sayın Pof. Dr. HABERAL, Turgut ÖZAKMAN' ın, , "diriliş" konulu konferansı' nın sonunda yaptığı konuşmada, " BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ, NE BENİM, NE DE KAN BAĞI OLAN AKRABALARIMIN DEĞİL, MİLLETİMİNDİR" demiştir.
Dikkat ediyoruz, son yıllarda, Atatürkçü, Milliyetçi, Ulusalcı kişi/kişilere ve Kurum/kuruluşlara karşı, adeta gizli bir el tarafından sürekli, "ÇAMUR AT İZİ KALSIN" felsefesi uygulanıyor. Başkent Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. HABERAL, bu insanlarımızdan biridir.
Hâlbuki Sayın Prof. Dr. HABERAL, gerek kişisel, gerekse mesleki kimliği ile sadece ülkemizin değil, dünyanın tanıdığı ve takdir ettiği bir bilim adamıdır. Halkın da gönlündedir. Nitekim Başkent Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. HABERAL' la ilgili yazılarımızdan sonra küçümsenmeyecek e- mail aldık. Özellikle de bir okuyucumuzun "...Bilim adamı ve eğitimci olmak, kolay bir iş olmadığı gibi, herkese de nasip olmaz. Sayın Prof. Dr HABERAL, bunu başarabilmiş, ender insanlarımızdan biridir. Ancak medya, siyasetçilere gösterdiği ilgiyi, bilim adamlarımıza göstermez. Dünya çapında bilim adamı olmasına rağmen ve beyin göçünün hızlandığı son yılarda, O ülkesini seçerek, gençlere örnek oldu " diyerek, görüşlerini iletmişti.
Sayın Prof Dr HABERAL, bir insanın, bilim adamının ve eğitimcinin, sahip olması gerekli bilgi, deneyim, önsezi, tecrübe ve deneyime sahiptir. Bugüne kadar 1730 böbrek, 320'den fazla karaciğer nakli yaptı. 22'den fazla ulusal ve uluslararası bilimsel kongre düzenledi. 35 ulusal ve uluslararası tıp derneği üyesidir. 1428 Türkçe ve İngilizce bilimsel yayının yazarı. 2 İngilizce, 4 Türkçe kitabı bulunmakta, Tıp alanında 25 ulusal ve uluslararası ödül sahibidir.
Sayın Prof. Dr HABERAL' ın, reklama ihtiyacı yoktur. Evrensel düşünür ama ülkesinin menfaatlerini ön planda tutar. Ülkesi için de maddi ve manevi, hiçbir fedakârlıktan çekinmez. Türkiye sevdalısı, bir bilim adamımız. O' na göre Atatürkçülük, akılcılığa, müspet bilim kavramına dayanır. Bütüncüdür. Müspet bilimde yanadır. Atatürkçülük, bir kurtuluştur.
Sayın Prof. Dr. HABERAL, Türk toplumunu çok az okuduğunu, okuyan toplumların her alanda büyük aşama kaydettiğini, her vesile söyler. Özellikle de her Türkün tarihini, özellikle de yakın tarihini bilmesini ve her Türk insanının da Atatürk' ün, gençliğe hitabesi ve istiklal marşının sürekli hatırlayarak, gereğini de yapmasını sıkça vurgular.
Sayın Prof. Dr. HABERAL, aynı zamanda, örnek bir yurttaştır. Bir konuşmasında, "Biz Başkent Üniversitelilerin, ülkemize yaraşır yurttaşlar olmak dışında, başka bir ideali yoktur. Bu ülkenin yurttaşı olmanın, görev ve sorumluluk duygusunun ne demek olduğunu beynimize adımız gibi kazıdık.Gururunu kimliğimize dönüştürdük".demiştir.
Sayın Prof. Dr. HABERAL, Türk milletinin yetiştirdiği dünya çapında bir bilim adamıdır. Özellikle de organ naklinde, bir deha ve alanında dünyanın tanıdığı, üç tıp adamından biridir. Her türlü imkânsızlığa rağmen, inandığı fikir ve hedefleri, tatbik sahasında dökmüş ender insanlarımızdandır. Nerede ne yaptı, neye karar verdi ise en iyisini yapmış, en hayırlısına da karar vermiştir.
Bilsinler ki GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMAZ...