
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
GÜNEYDOĞU'DA ÖNCELİK İŞ AŞ VE HUZURDUR
Adıyaman-Gölbaşı Karayolu'nun, 18. kilometresi Börgenek köyü virajında, meydana gelen kazada çoğunluğu çocuk 28 tarım işçisinin yaralanması ve Adıyaman'ın, Kahta ilçesinden, 17 kişilik minibüsle, aralarında çocukların da olduğu 23 kişi, Giresun'da fındık toplamak ve para kazanmak üzere yolda kaza geçirerek, hayatlarını kaybetmesi, aklıselim insanlarımızı üzdü.
Peki, bu tablonun sorumlu ve sorumluları kimler?
Yıllardır, Güneydoğu' da, istihdamı ve yatırımları engelleyen PKK' mı? Bölgedeki çıkarlarını korumak için, bölge halkını kullanmak isteyen, emperyalist güçler mi? Veya oy için bölgede feodal yapıya göz ardı eden siyasiler mi? Siyasi kimlik arayışı ile halkı aldatan DTP mi?
Hülasa Güneydoğu'da halkının, kaderi hiç değişmedi. Yıllarca bölgeye, feodal yapı hakim oldu. İnsanlar aş, iş derken, emperyalist güçler bölge halkını, çıkarları doğrultusunda kullanılmak istedi. Etnik milliyetçilik körüklenerek, geçim derdi unutuldu.
Güneydoğu Anadolu' da insanlar, aç, işsiz, eğitimsiz, hastanesiz, yolsuz ve evsiz ama yıllarca, bazı kişi/kişiler ve siyasi partiler, "kimlik" tartışması yaptı. Emperyalist güçler bölgedeki çıkarlarını korumak ve kollamak için, PKK terörüne destek verdi. Bölge halkının, yoksul kalması için de her yolu mubah saydılar.
Bölge halkı, her yıl, günde 20 YTL için, binlerce kilometreyi kelle koltukta, yol aldılar. Parasından tasarruf için de üstü açık kamyonlarda, gittiler. . Ve ölüm onları, her yıl yakaladı. Geçen yıl Urfa, bu yıl da Sivas'ta olduğu gibi.
İşsizliğin hat safhada olduğu Güneydoğu illerinden, her yaz başı, binlerce işçi, başka şehirlere doğru yola çıkıyor. Karadeniz'de fındık, Çukurova'da pamuk toplamaya gidiyorlar Kişi başı günde 20 YTL kazanmak için, binlerce kilometreyi, tehlikelere aldırmadan, ölüme meydan okuyarak kat ediyorlar
Bölge milletvekilleri ve DTP ise hala kimlik" peşindeler. Sanki kimlik, karın doyuracak veya trafik kazalarında ve terörde ölen insanları geri getirecek. Oysa onlar kimliklerini değil hayatlarını kaybediyor ve yaşam savaşı veriyorlar
Geçen yıl, Güneydoğulu bazı milletvekillerinin, 3 Nisan 2006 tarihinde Başbakan Sayın Erdoğan' a verdikleri, raporda, bölge için, ne istihdam ve yatırım, ne de bölgenin sorunlarının çözüm istediler. Onlara göre bölgede iş, aş, yatırım, istihdam sorun değildir.
Onların istedikleri "Türkiye'de Kürtçe, Türkçe ile birlikte resmi dil olması. Kürtçe dil ve Kürt folklorik değerlerinin, eğitim ve öğretiminin yapılması, .tamamen Kürtçe yayın yapan, ticari televizyonların serbestleştirilmesi. Genel af ilan ederek, terörist başı Abdullah Öcalan dâhil, bütün terör örgütü üyelerinin serbest bırakılması."dır.
Bu istekler, sanki Güneydoğu halkına, iş, aş sağlayacak ve refaha ulaştıracak.
DTP ve sanal aydınlar, artık gerçekleri görsünler. Güneydoğu'da, öncelikli sorun siyasi çözüm değil, iş, aş ve huzurdur. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaşayan vatandaşlarımızın, gelir düzeyi ve hayat standardı çok düşüktür. Bu bölge ile diğer bölgeler arasındaki gelişmişlik farkı ise uçurumdur. Bunun sorumluları ise PKK, DTP ve siyasi otoritedir. DTP, sanal aydınlar ve diğerleri, Güneydoğu'da kırsal alandaki verimliliği ve istihdam imkânlarını sosyal istikrar, ekonomik büyüme gibi, milli kalkınma hedeflerine bölgeyi nasıl ulaştırırız, bunun hesabı yapmak zorundalar.
Dikkat ediyoruz, ne DTP, ne de Sanal aydınlar, Bölgeye hayat verecek olan, GAP' tan hiç bahsetmiyorlar. Oysa GAP, çok sektörlü, entegre ve sürdürülebilir bir kalkınma anlayışı ile ele alınan bir bölgesel kalkınma projesidir.
Proje alanı, Fırat ve Dicle nehirlerinin oluşturduğu havzadır. Yukarı Mezopotamya olarak bilinen ovalarda yer alan Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak ilerini kapsamaktadır
Proje, sulama, hidroelektrik, enerji, tarım, kırsal ve kentsel altyapı, ormancılık, eğitim ve sağlık gibi sektörleri kapsamaktadır. Su kaynakları programı, 22 baraj, l9 hidroelektrik santrali ve l.7 milyon hektar alanda sulama sistemleri yapımını öngörmektedir.
Acaba bu proje planlandığı şekilde hayata geçse, bu bölgelerdeki halkımız kamyon kasalarında para kazanmak için, başka illere gider mi? Veya Alacahan Beldesi yakınlarında trafik kazasında 23 kişi hayatını kaybeder miydi?
PKK, DTP ve sanal aydınlar, iş ve aş için yollara dökülen, trafik kazalarında hayatını kaybeden insanlar hakkın da ne düşünüyorlar bilinmez ama "kimlik" ve dillerinde düşürmedikleri "siyasi hak" arayışları, özellikle "TERÖR", bölgedeki yatırım ve istihdamın önünde, en büyük engel teşkil ederken, bölge halkının daha da yoksullaşmasına vesile oluyor.
Bu durum, ülkemize ve bölge halkına ihanet değil nedir?