
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)
HADİ SÖYLERKEN DİL SÜRÇMESİYDİ, PEKİ YAZARKEN NEYDİ?
Arkadaş, bir işin siyasetini falan yaparsın!
Bir şehri siyaseten ele alıp yorumlarsın ama siyasi ahlak içerisinde yaparsın bunu...
Rakibini eleştirirsin, alt etmek için sertleşirsin, allem eder, kulem edersin, yeri gelir kenara çekilirsin, susarsın falan!
Bunların hepsi siyasetin içinde var olanlar.
Ve siyasetin dışında olması gerekirken, siyasete alet edilenler için bile yapılanlar.
Hepsini kabul ediyoruz.
Belli bir yarışın parçası olarak görüyoruz.
Hatta bazen biz bile bu istemediğimiz mücadelenin ta içine kadar giriveriyoruz.
***
Ama bu Yusuf Ziya Cömert isimli 'yazar' kişi, yukarıda bahsettiğimiz siyaset şekillerinin çok daha ötesine gidiyor.
Başlı başına yeni bir siyasi metot üretiyor.
Tam bel altı vurmalık bir anlayış geliştiriyor.
İşin enteresan yanı, Eskişehir gibi bir şehirde bunu yedireceğini sanıyor!
***
Birde bunu yaparken 'Eskişehir'i tanıyorum' moduna giriyor ya;
O bitiriyor bizi...
Bakın yazmış köşesinde;
'Hamamönü'nde geziyormuş eskiden'
Hamamyolu diyecek ama kim söylemişse artık onu bile yanlış not almış!
O derece tanıyor Eskişehir'i...
***
Köşe yazısında devam ediyor 'yazar' kişi...
'Eskişehir fuhşun merkezi haline gelmiş' diyor.
Keşke kendisi söylese bunu;
Çünkü;
'Böyle olduğunu anlattılar' diyor.
Anlatılanları da, üniversite önünde gördüğünü iddia ettiği manzaralar ile birleştiriyor.
"Böyle mi olur sol bir şehir?" diye soruyor.
***
Yazısına 'Benim de bir Eskişehir'im var' diye başlamış.
Aman, senin bir Eskişehir'in olmasın arkadaş!
Bu şehir sadece bizim olsun yeter!
Mümkünse de, bir daha bu şehirden uzak dur!
Hatta ve hatta hiç gelme 'Hamamönü'ne'
Sana bu şehrin fuhuş merkezi haline geldiğini anlatan kimselerle de buluşma.
Buluşma ki, onlara da zarar verme!
***
Yok, 'ben bildiğim ve yeni yarattığım siyaset şekil içinde böyle devam ederim' diyorsan o başka!
Devam edebilirsin elbette!
Ancak şunu unutma;
Bu anlayışla gittiğin yerlerde 'iyi bir şey yapayım' derken işi daha da mahvediyorsun!
Bak!
Artık Burhan Sakallı, hani köşende öve öve bitiremediğin, 'şehri asıl imar eden kişi' dediğin Sakallı, artık hep senin söylediğin o saçmadan bozma şeyler ile anılacak.
Ve belki de senin o söylediklerin yüzünden alabileceği bir seçimi kaybedecek!
Hepsini geçtik, belki partisi aday bile yapamayacak.
Ve sen de şehri imar ettiği söylenen kişiyi bu şehirden mahrum edip, kente çok büyük zarar vereceksin!
Öyle ya;
"Büyükşehir Belediyesi'nin bile kıskandığı hizmetleri yapan kişiden mahrum olacak bu şehir.
Boru değil yani!
***
Son sözüm şu;
'Öğrende gel abi bu şehre, bir daha öğrende gel!'
Kenti tanı, özellikle Hamamyolu'nu tanı...
Destek verdiğin kesimlerin 'Kültür başkenti' ilan ettikleri şehri, 'fuhşun başkenti' yapma!
Sonra hem gülerler, hem söverler sana 'yazar' kişi...