
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Hala geç kalınmış sayılmaz...
Eskişehir'de Seçim sonuçları açıklanır açıklanmaz ir yazı kaleme almış ve CHP'de süreç içinde mutlak yapılması gereken bir durumdan söz etmiştik.
Şöyleydi söz konusu yazı:
"CHP uzun aradan sonra Eskişehir'deki seçimlerden birinci parti çıktı.
Parti içinde hemen herkes, bu başarıdan kendisine pay çıkarttı.
Ancak.
CHP nin Eskişehir'de ilk kez birinci parti olması, ülke genelinde parti oyları düşerken Eskişehir'de oyların artması, CHP içindeki mücadeleye son vermediği gibi, birlik ve beraberliği de sağlamış görünmüyor.
Dahası.
Önümüzdeki aydan itibaren başlayacak olan kongerler sürecinin bu mücadeleyi daha da körükleyeceği bu günden görülüyor.
Parti içinde var olan gurupların önümüzdeki ay başlayacak olan delege seçimlerinde, mahallelerde kıran kırana bir yarışa gireceği, bu yarışın da etrafı fena şekilde kırıp dökeceği bu günden tahmin ediliyor.
Alınan seçim galibiyetinin ardından,galibiyetin sevincini dahi yaşayamadan delege seçimlerinde yaşanabilecek sıkıntılarla CHP nin Eskişehir'de adeta fabrika ayarlarına geri dönecek olması,istenebilecek son şey olsa gerek.
İşte bunun olmaması için CHP içinde hemen herkese düşen bir görev var.
En büyük görev de şüphesiz parti konumundaki Abi konumunu muhafaza eden Yılmaz Büyükerşen'e düşüyor.
Büyükerşen seçim sonuçlarının alındığı günden bu yana milletvekili seçilen isimler ile, Diğer adayları, Belediye Başkanlarını ve parti yöneticilerini toplamış değil.
Herkesi toplayıp da:
-Çocuklar iyi iş çıkarttık. Biz birlik içinde olduğumuz, birbirimize düşmediğimiz takdirde bu şehirde hep bizim başarımız konuşulur. Böyle davrandığımız müddetçe 2019 seçimlerinde herkes bir koltuk sahibi olur. Eğer bunu yapmazsak 2019 da var olan koltuklar da tehliheye girer" demişliği de yok.
Bundan sonra olur mu?
Ne diyelim?
Olursa CHP için iyi olur."
İşte buydu CHP ile ilgili öngörümüz.
Bu söylediğimiz bu güne kadar olmadı.
Aksine...
Seçim kazanan CHP de,seçim sonrası yapılmaması gereken ve parti içinde bölünmeye neden olabilecek girişimler oldu.
Halbuki: Bu söylediğimizin olmaması adına hiç bir engel yoktu.
Hala da yok.
Yani, hiç bir şeyde geç kalınmış sayılmaz.
Yeter ki niyet olsun.
Peki bu niyet olur mu?
İstenirse niye olmasın?
*********************************
Niteliksiz insanlar...
iki psikiyatri uzmanı bir teori ortaya atıyor....
"Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır."
Ve bunun üzerine bir araştırma başlatılıyor. Fizyolojik ve zihinsel alanda yapılan çeşitli uygulamaların sonucunda şu bulgulara ulaşılıyor:
· Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.
· Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir.
· Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler.
· Eğer nitelikleri, belli bir eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar, niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar.
Dunning-Kruger Sendromu diye adlandırılan bulgunun çıkış noktası elde ediliyor.
-"İşinde çok iyi olduğuna" yürekten inanan 'yetersiz' kişi, kendini ve yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve aslında yapamayacağı işlere talip olmaktan hiçbir rahatsızlık duymaz! Aksine her şeyin hakkı olduğunu düşünür!
-Ancak bu 'cahillik ve haddini bilmeme' karışımı mesleki açıdan müthiş bir itici güç oluşturur.
'Eksiler' kariyer açısından 'artıya' dönüşür.
-Sonuçta, 'kifayetsiz muhterisler', yani hırsından dolayı, altından kalkamayacağı yükün altına girenler, her zaman ve her yerde daha hızlı yükselirler...
-Bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar çalışma hayatında 'fazla alçakgönüllü' davranarak öne çıkmaz, yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmaz, kıymetlerinin bilinmesini beklerler... Tabii beklerken kırılır, kendilerini daha da geriye çekerler... Muhtemelen üstleri tarafından da 'ihtiras eksikliği' ile suçlanırlar..."
Not: Yazıyı okuduysanız eğer, çevrenizde ne kadar çok bu tanıma uyan insan olduğunu düşündünüz ve kısa da olsa bir şaşkınlık yaşadınız değil mi?
***********************
"Biyonik insan oldum"
Bayramın ilk günü Halk TV nin konuğu Yılmaz Büyükerşen.
Sohbet sağlık durumuyla ilgili.
-"İki kere ameliyat oldum" diye başlıyor konuşmaya.
Ardından...
Fıtık ameliyatlarını nasıl olduğunu anlatıyor, iki elini yumruk yapıp üst üste koyarak.
İkinci ameliyatında,diskler arasına platin konulduğunu söyleyip:
-"Bir anlamda biyonik insan oldum sizin anlayacağınız" diyor.
Sağlığını ve ameliyatlarını anlatırken AK Partiye göndermede bulunmadan da edemiyor.
-"Biz Eskişehir'de Belediyeleri kazandık ama. Meclis çoğunluğu da AK Partide. Bu da çeşitli sorunlara neden oluyor haliyle. Ben üst üste iki kez ameliyat olunca etrafımdakiler "Sizi mecliste fıtık ettiler" demeye başladı. Ben de bu söylemi benimsedim" diyor.
*****************
Aç açık varsa problem de vardır
Bir ay boyunca oruçlar tutuldu, devasa iftar sofraları kuruldu.
Yardımlar yapıldı.
Fitre ve zekatlar dağıtıldı.
Tok, açın halini anladı.
Açlığın ve yokluğun ne demek olduğunu olabildiğince idrak ett.
Sonuçta, en kutsal ay sona erdi.
Şimdi...
Bundan sonra aç, hala açsa.
Tok, açın halinden anlamayacaksa.
Fakirin kapısı çalınmayacak, yoksulu doyurmak geçtiğimiz ayla sınırlı kalacaksa...
Bu Ramazan ayından hiç bir şey anlamamış olacağız galiba...