Şu sıralar hemen herkes yolumuzu kesip soruyor;
-"AKP kapatılacak mı?" diye...
Çoğu, siyasi partilerin kapatılmamasından yana...
Bunu söylerken, siyasi Partilerin Demokrasinin vazgeçilmez unsuru olduğunu da söylemeden edemiyor.
Gerçekten de siyasi Partiler, Demokrasinin vazgeçilmez unsuru olmalı...
"Olmalı" diyoruz, çünkü böylesine bir durum yok ortada.
Daha doğrusu...
Demokrasinin unsuru olması gereken siyasi Partilerin içinde ne yazık ki Demokrasi yok...
Şöyle bir düşünün;
Hangi Parti Demokrat?
Tabii ki hiçbiri.
İsminin içinde Demokrat olan partide bile, demokrasiyi arayın ki bulasınız...
Bir kere, hemen her partide Genel Başkan hükümranlığı kurulmuş.
Her partinin Demokrasi anlayışı, Genel başkanın isteklerine göre belirleniyor ve şekilleniyor.
Genel başkanın istemediği isimler partinin kapısından dahi giremezken...
İstediği isimler, hiçbir çaba göstermeden önemli görevlere getiriliyor.
Şöylesine bir araştırın bakalım...
Hangi parti adaylarını en demokratik yöntem olan ön seçimle belirliyor?
Hangi parti, işine geldiğinde kongre yapıp, işine geldiğinde kongre yapmıyor?
Seçilerek göreve gelmiş insanlar, genel başkanın bir sözü ile görevlerinden alınıyor.
Hemen her partide, liyakatten çok Genel başkana yakınlık ve bağlılık önem kazanıyor.
Anlayacağınız...
Siyasi partilerde demokrasi...
Genel Başkanın müsaade ettiği düzeyde oluyor...
Yani olabildiğince olmuyor...
Bu durumda, demokrasinin en vazgeçilmez unsuru olan partilerde demokrasinin olduğunu söylemek mümkün değil.
Demokrasinin tam anlamıyla uygulanmadığı partileri de, kapatmışsın kapatmamışsın ne önemi var ki...
Partilerde Demokrasi olmadığı için, insanlar genel başkanlara bakıp oy veriyor...
Genel başkanlar da bunun üzerine "Oyu ben aldım" diyerek, demokrasiyi ancak kendine işletiyor.
İşte siyaset de bu yüzden bu hallere düşüyor.