2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

HASTALIK HASTALARINDAN KURTULDU YA ŞU HASTANELER!

 


 


Virüs gündemimize girmeden, hastanelerin durumunu hatırlayalım…


Devlet Hastanelerinin koridorlarında yaşananları gözümüzün önüne getirelim.


Neredeyse her polikliniğin önünde uzayan kuyruklar, bitmek bilmeyen muayeneler…


+++


Anımsayın…


Küçük bir nezleden dolayı gelenlerden tutunda;


İlaç yazdırmak isteyenlere kadar herkes doldururdu o koridorları.


Bir taraftan sekreteryalar, bir taraftan kan alma üniteleri, diğer taraftan doktorlar gün boyu büyük çaba sarfederlerdi.


Elbette hepsi devlet ve dolasıyı ile millete büyük külfet getiriyordu.


Kısacası…


Hastalık hastası bir toplumduk.


Hatta hastaneye gitmekten, doktora görünmekten zevk alanların bile olduğunu biliyorduk.


+++


Ne zaman ki korona başladı, hastaneler çok şükür ki bu kişilerden kurtuldu.


Hasta olduğunu iddia ederek daha önce hastaneleri dolduran o kişiler;


Artık “Ya korona kaparsak ya da hasta olursak!” diye ayağını hastanelerden çekti.


Aslında korona mücadelesi ile birlikte hastanelerde tam yoğunluk bekliyorduk.


Ama boş yere hastaneleri meşgul edenleri unutmuşuz.


İşte onlar hastanelere gelmekten vazgeçince, ferah bir sağlık hizmeti birden bire ortaya çıktı.
Yani beklediğimizin aksine ve hatta şaşırtan hastane manzaraları oluştu.


+++


Bu durum sağlık sistemine dair yeni bir formül geliştirilmesi konusunu önümüze koyuyor.


“Nasıl olsa sağlık sigortam var, herşeyi devlet ödüyor” anlaşıyında olupta, sabahtan akşama kadar poliklinik poliklinik gezen kişilere yönelik bir tedbirin artık zaruri olduğu ortaya çıkmış durumda.


Bunu engelmemek için daha önce çeşitli yöntemlere başvurulsa da, hiç birisi maalesef başarılı olamadı.


Milletin hastane aşkının önüne hiçbir önleyici sağlık hizmeti geçemedi.


Bunu ilk başaran, ne ilginçtir ki koronavirüs oldu.


+++


Bundan sonrası için ne yapılabilir bunu düşünmenin zamanı geldi sanki.


Tamam, şu günlerde sağlık birimlerini yönetenlerin tek derdi virüsle mücadele.


İnanıyoruz ki, bu zor günlerin üstesinden gelinecek.


Dualarımız ve desteklerimiz onlarla beraber.


Fakat bir taraftan da bu işleri virüs sonrasında tam olarak yoluna koyma vakti de gelmiş görünüyor.


Vali çakacak’ın hastanelerin durumuna dair verdiği rakamlar da bunun adeta sağlamasını yapıyor.


çakacak’ın sunduğu verilere göre, şu anda Eskişehir hastanelerindeki doluluk oranı çok düşük bir seviyede.


Salgınla mücadele edilmesine rağmen hastanelerin doluluk oranı yarıya bile gelmiş değil!


öyleyse, sözünü ettiğimiz yeni düzenlemeyle ilgili planlamaların tam da zamanı.


+++


Bu nasıl olacak, hangi yöntemle yapılacak, neler uygulanabilir bilmiyoruz.


Bildiğimiz şu;


“Hastalık hastası on binlerce kişi hazır elini ayağını hastanelerden çekmişken bu işi mutlaka halletmek gerekiyor!”


Hastaneleri gerçekten ihtiyaç olanların kullanması gerekenler ile, hastanelere keyif için gidenleri ayıracak bir metot bulunmalı.


çünkü bu işten hem gerçek hastalar zararlı çıkıyor hem de hastane çalışanları.


Dahası…


Sırf bu insanlar yüzünden devletin MR’dan, tomografiye, hastanelerde geçirilen boşa mesai saatlerine kadar dünyanın parasını ödediğini de unutmayalım.


Eğer ki, hastaneleirin bugünkü halini, virüslü günlerin sonrasında da oluşturursak, milli ekonominin yaşayacağı kazancı artık siz hesap edin!


Milyonlarca ve hatta milyarca lira bir anda tasarruf edilecek ve bu miktar devletin farklı giderlerinde kullanılabilecek…


Sadece tek bir önleyici sağlık metoduyla!


Ama nasıl?


 


 


 


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY) Arşivi