(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

HATALARIN BEDELİ...


Halil Ünal'ın yaptığı hatalar bu şehirde Mesut Hoşcan'ı yaratmıştı.
Bugün gelinen nokta da ise Hoşcan'ın beceriksizliği, o çok eleştirilen Ünal'ın tekrar koltuğa oturmasını sağladı.
3 yıl önce küfür kıyamet gönderilen Halil Ünal, Cumartesi günü tutunacak en son dal olmanın gururuyla geri döndü.
İşin en acı tarafı, koskoca kulübü sahiplenecek 3. bir adam çıkmadı.
Ama her iki başkanın birbirine gönderdiği şarkının sözleri aynıydı
"Sen de benim hatalarımdan birisin. Sen en büyük günahların bedelisin"
***
Kongre de Mesut Hoşcan'ın konuşmaları dikkat çekiciydi.
"Küme düşmeye vesile oldum" diyemeyen bir başkanın çaresizliğini izledik. İki dirhem bir mızıkçıyı oynadı yine. Çaresizliğini pazara çıkardı. Faturayı kadere...
Fatura; sosyal medyada yapılan eleştirilere çıktı.
Direkten dönen toplara.
Gönderilen futbolculara...
Şampiyon yapması için en büyük seçim yatırımı olarak getirilen, fakat aldığı yıllık 6 Milyon TL'nin yanında gönderdiği ve aldırdığı oyuncularla bu kulübün altına ilk dinamiti koyma şerefine nail olan Ertuğrul Sağlam kurtuldu.
Perde arkasındaki ölü gölge olan danışmanlar ve hocaların hocaları başarısızlıktan muaf tutuldu.
Skibbe, İsmail Kartal ve Samet Aybaba tertemiz çıktı.
Eskişehirspor taraftarını ağlatanlar başka adreste çıktı.

İHBAR MEKTUBU...
Aslını sorarsanız...
Seçim kazanırken özgüven patlaması yaşayanların, Cumartesi günkü çaresizlikleri vitrine çıktı.
Medyada kendini eleştirenlerin algı operasyonu yaptığını her defasında ima edenlerden bu kez çıt çıkmadı.
Bir baktık ki, Mesut Hoşcan'ın cebinden kendini "ihbar mektubu" çıktı. "Gitmem gerekecek kadar hatalı ve suçluyum!"
O mektubu kim yazdı da, oraya koydu derseniz. Hoşcan'ın akıl hocaları.
Mesut Hoşcan, akıl hocalarının aklıyla hareket ederken bunları da hesaba katmalıydı.
Çünkü onların halt ettiği her yerde Eskişehirspor mat oldu...
***
Daha geldikleri ilk gün Fenerbahçe ile anlaşmış Ersun Yanal'a bile ekstra para ödeyen zihniyet sanki orada değildi.
Ödemeleri yapılamadığı için giden oyuncuların esamesi de okunmadı.
Bazı futbolcuların gitmemesi adına kendi cebinden ödeme yaptığını belirten Hoşcan'ın aslında zamanında yaptığı hataların bedeli çıktı.
Mesut Hoşcan iyi, hoş ve temiz insandı.
Ama şunu bir türlü anlayamadı...
O'nu O'ndan başka da bitiren yoktu.
***
Gel gelelim Hoşcan'a katıldığım bir nokta var. Yıprandığı o kadar belliydi ki, resmen çökmüştü. "Allah kimseyi benim durumuma düşürmesin" derken, değindiği en güzel konu küfür meselesiydi...
Herkesin bir ailesi ve şerefi var. Hele ki Eskişehirspor başkanı kendi taraftarından hiçbir zaman küfür yememeli. İster sosyal medyada, ister her hangi bir platformda, nerede olursa olsun hepimiz küfüre karşı olmalıyız. Eskişehirspor taraftarının bu konuda artık daha dikkatli ve duyarlı davranması gelecek açısından da önemli.
Lütfen artık anasını seven sövmesin. Çünkü sövmenin hiçbir açıklaması olamaz. Ve sadece küfür etmeyerek bile yapılacak olgun eleştirilerle ne çok güzelliği geri getireceğinizi tahmin bile edemezsiniz...


MASANIN 4 AYAĞI
Halil Ünal'ın çok güzel bir lafı vardır. Başarı için masanın 4 ayağı sağlam olmalıdır. Yönetim, futbolcu, taraftar ve basın...
Cumartesi günü bir ara Mesut Hoşcan ile Ünal, özel odada bir masa başında kısa bir görüşmede bulundular. Bu son istişarenin ardından önce Hoşcan odadan tebessüm ederek çıktı. Daha sonra Halil Ünal'ın oldukça gergin ve birazda sinirli olduğunu gördük. Sonra bir baktık ki Ünal tek liste olarak Eskişehirspor'un başkanı oldu.
Halil Ünal'ın dediği gibi masanın 4 ayağı vardır, insanın 2... İnsan, ellerini masa adabına uygun kullanmadığı zaman, eller de ayak vazifesi görür. Masa onlara çalışır, onlar masaya.
Masalar, temsil ettiği kişilerin de aynasıdır. Alt tarafı masadır, üst tarafı her şeye açıktır.
Boşuna toplanmazlar masanın başında insanlar. Eskişehirspor'un başına ne geliyorsa, o masalardan gelir. Öznesi paradır masaların, fiili başkanlık! Masa parayı sever, para masayı.
Bazı insanların, sinsi masalar için gösterdiği tepki, patlayan duyguların belgesidir. Masalarda pazarlık yapanların yakasına yapışan da... Namuslu insanların gölgesidir...


BİRAZ NEFES AL BAŞKAN!
Eskişehirspor'un yeni başkanı Halil Ünal'ın ne kadar zeki ve akıllı olduğunu biliyoruz! Futbolda istediğinde bir dahidir kendisi. Hatta bir hayal adamıdır Ünal. Taraftarın duygularını nasıl okşayacağını çok iyi bildiğini sanırım söylemeye gerek yok. O da Cumartesi günü havalı sözlerle giriş yaparak uçma hakkını kullandı. "10 ay sonra şampiyon olacağız" derken, sadece Türk futbolunun değil, Avrupa futbolunun dahi Eskişehirspor'a ihtiyacı olduğundan bahsediyordu!
Umarım Eskişehirspor'un ihtiyaçlarından da kendisinin haberi vardır!
Mesela bugün ödenmesi gereken paralar gibi. Ve kulüp personelinin 4 aydır maaş alamadığı da gibi...
Halil Ünal'ın arkasında medyatik güçler olmasına rağmen, hala Eskişehirsporlu birçok taraftarın gönlünde sanık olduğunuzu biliyoruz. Temsil ettiği kudret, o bahsettiği masalarda itibar görebilir ama oturduğu koltuğa yetmez. Gerçek olan şu ki, Halil Ünal bu şehirde hala güvenilir değildir. Cumartesi günü taraftarların dahi Mesut Hoşcan'ın hatalarından dolayı kendisinin yanında olduğunun farkına varmalıdır.
O yüzden ilk olarak şehri kendisine inandırmalıdır. Geçmişten dersler çıkartıp, umarım aynı hataları tekrarlamayarak bu ortamı fırsata çevirebilir.
Zaten; bu kulübe kattıklarıyla heykeli bile dikilebilecek bir adamın neden tartışıldığının cevabını yine kendisi bulduğu vakit, tüm sorunlar ortadan kalkacaktır.

KURT ADAMLAR
Yazdıkça yazasım, konuştukça konuşasım geliyor. Ancak sona olarak; Seçimlerde gördüğümüz en can alıcı görüntü 3 sene önce Mesut Hoşcan'ın başkanlığı için sevinenlerin bu kez Ünal adına aynı duyguyu da yaşıyor olabilmesiydi. Cumartesi günü gördüm ki bazı insanların iki gözü iki dolunay! O yüzden böyle bir ortamda kurt adamların çok olması da normal!
"Haksızlıkla savaşmak, soysuzlukla sevişmekten bin kere değerlidir" düşüncesinde olan bizler Eskişehirspor'un geleceği adına projeler görmek isteyen hayalperestler olarak yine bir köşe de gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz.
Ve galiba kendimizi anlatabilmek için önce insanları okumayı öğreneceğiz...









Önceki ve Sonraki Yazılar
(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK Arşivi