1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Hatasız, iyi düşünülmüş, nitelikli etkinliklere ihtiyaç var...

Türk Dünyası Kültür Başkenti projesine genelde eleştirisel açıdan bakıyoruz.
Bu durum kesinlikle bizim önyargılı oluşumuzdan falan kaynaklanmıyor.
Eleştirilerimiz genellikle projenin amacı ile proje çerçevesinde gerçekleştirilenlerin bugüne kadar birbiri ile örtüşmüyor olmasından kaynaklı.
Hatırlayan olacaktır.
Bu proje ilk açıklandığında "Eskişehir'i ihya edecek bir proje" olarak lanse edildi.
Bütçesi ve muhteviyatı düşünüldüğünde, "Eskişehir'i ihya edecek bir proje" yakıştırmasını hak ettiği de ortadaydı.
Ancak...
Proje çerçevesinde yapılmaya başlanılan etkinlikler, beklenti karşısında hayal kırıklığı yarattı.
Ve bu hayal kırıklığının yarattığı olumsuz algı giderek yerleşti.
Gelinen noktada...
Türk Dünyası Kültür Başkenti projesi, insanların kafasında herhangi bir beklenti içermeyen organizasyonlara dönüştü.
Yanlış başlayan ve yanlış devam eden proje bir süredir ayağa kaldırılmaya çalışılıyor.
Hakkını da vermek lazım ki şu son 1-2 aydır Türk Dünyası Kültür Başkenti ismi daha çok duyulmaya başladı.
Daha çok insan yapılan etkinlikler ve duyurularla bu projeden haberdar olur hale geldi.
Ancak...
-Var olan hareketlilik, dileyicisiz ve yeterince duyurulamayan etkinlikler şeklinde gerçekleşiyor.
-"Dünyanın Misafirini ağırlıyoruz" ve "Bayram uzun sürecek" gibi sloganlar ne yazık ki istenilen sürekliliği sağlayamadı.
-Vilayet alanında program yapılıyor, Çin akrobasi gösterileri gibi projenin amacı ile pek de bağdaşmayan bir etkinlik araya sokuşturulmuş.
-Geleneksel Türk Sporları etkinliğinde Polonya, Ukrayna dan gösteri yapmaya gelenler var
-Futbol Turnuvasına mahalle takımı pozisyonunda ekipler getiriliyor.
-TRT de aynı isimle yayınlanan İpek Yolu belgeseli proje kapsamında gösterime sunuluyor vb.
Sonuç olarak...
Proje kapsamında şehrin havayı yakalayabilmesi için belli bir gayret elbette göze çarpıyor.
Ama...
Sanki hiçbir şey yapılmadan geçen ayların arasını kapatma aceleciliğiyle planlanan etkinliklerde, hatalar da kaçınılmaz oluyor.
Diyeceğimiz şu ki:proje kapsamında, geçmişte ki bazı olumsuzlukları telafi etmek için alel acele ve hatalarla dolu programlar yerine, hatasız, nitelikli, iyi düşünülmüş ve daha fazla kitleye hitap edecek birkaç program daha etkili olacaktır...

.....

İstanbul'a Hızlı Teren seferleri için bekleyeceğiz galiba...
'Ankara-İstanbul arası Hızlı Tren seferlerinin Eskişehir için önemi bir hayli fazla.
Çünkü...
Söz konusu seferlerin başlamasıyla birlikte Eskişehirliler için büyük sorun olan İstanbul-Eskişehir yolculuğu sorun olmaktan çıkacak.
Eskişehirliler için Hızlı Tren ile Ankara ne denli kolay bir yol haline geldiyse İstanbul yolculuğu da benzeri bir hal alacak.
Bilindiği üzere...
Söz konusu çalışmaların kısa sürede tamamlanması ve önümüzde ki 29 Ekim tarihine yetiştirilerek Ankara-İstanbul arası Hızlı Tren seferlerinin başlatılması planlanıyordu.
Bu hedef hem başbakan hem de Ulaştırma Bakanı tarafından birkaç kez açıklanmış "Seferler cumhuriyet Bayramında başlayacak" denilmişti.
Söylenilenlere bakılırsa bu hedeften elde olmayan nedenler yüzünden sapılmış.
Hattkın İnönü-Vezirhan arasında ki 6 kilometrelik tünelinin zemininde problem çıkmış.
Zeminde yaşanan azizlik nedeniyle tünel yapılamaz hale gelmiş ve alternatif Varyant yapımı tartışılıyormuş.
Bu elbette birilerinin suçu değil.
Başta da söylediğimiz gibi elde olmayan bir neden.
Ancak...
Anlaşılan o ki bu elde olmayan neden mevcut hattın tamamlanmasını ve Hızlı Tren faaliyetinin başlamasını bir hayli geciktirecek gibi...
Artık bu bekleme süresi 29 Ekim'in kaç ay ya da yıl sonrası olur bilemiyoruz...
Bu yazıyı birkaç gün önce yazmıştık.
Önceki gün CHP Genel Başkan yardımcısı Umut Oran, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın cevaplandırması için Ankara-İstanbul Hızlı Tren hattı çalışmalarıyla ilgili bir soru önergesi vermiş.
Umut Oran verdiği soru önergesinde, inşaat çalışmasında bazı sözleşmelerin 2014 olmasına rağmen projenin bu yılın 29 Ekim tarihinde nasıl bitirilebileceğini soruyor?
Devam eden çalışmalarda ki aksamalar ve sözleşme bitiş tarihleri göz önüne alındığında, biz Hızlı tren ile İstanbul'a gidip gelmek için 29 Ekim'i değil, başka bir tarihi bekleyeceğiz anlaşılan...
......

Haşim Ateş Odunpazarı aday adayı
İsmail Haşim Ateş Odunpazarı Belediyesi eski Başkanlarından.
99 seçimlerinde DSP den seçilip Belediye Başkanı oldu.
Belediye başkanlığı süresi içinde Büyükerşen ile ters düşüp kendisine yakın bir grup Meclis üyesi ile birlikte CHP ye geçti.
2004 seçimlerinde CHP nin Odunpazarı adayı oldu İsmail Haşim Ateş.
Ancak...
CHP nin Eskişehir'de üye listelerini zamanında seçim koruluna yetiştirememesi nedeniylem seçim dışı kalmasından dolayı o da seçime giremedi.
İsmail Haşim Ateş 2009 Mahalli seçimlerinde AK Partiye katıldı.
Seçim öncesi bu partiden Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday adayı oldu.
AK parti 2009 seçimlerinde Hasan Gönen'i aday gösterince şans bulamadı.
Söylenenlere bakılırsa İsmail Haşim Ateş 2014 yılı Mahalli seçimlerinde aday adaylığına hazırlanıyormuş.
Bu kez AK partiden Odunpazarı adaylığı için şansını denemeye karar vermiş.
Mevcut Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı'nın Büyükşehir adayı olacağını da hesap etmiş olmalı ki, İsmail Haşim Ateş'in bu seçimde ki tercihi Odunpazarı'ndan yana olmuş.
İsmail Haşim Ateş bakalım bu kez AK partide adaylık şansı bulabilecek mi?

.....

BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Karacıların komutanı bir asker çağırmış. Asker
- "Emret komutanım" diyerek yanına gitmiş.
Komutanı... yere yatmasını istemiş. Daha sonra da bir tanka askerin üzerinden geçmesi için emir vermiş asker kılını bile kıpırdatmadan yattığı yerde beklemiş ve malumunuz ezilmiş. Komutan diğerlerine dönerek
-"İşte cesaret" demiş.
Havacıların komutanı bir asker çağırmış. Asker yine
- "Emret komutanım "diyerek komutanının yanına gitmiş.
Komutanı helikoptere binmesini emretmiş. Asker helikoptere binmiş ve havalanmış daha sonra komutanı askere aşağıya paraşütsüz atlamasını emretmiş asker de emre itaat etmiş ve atlamış. Yere çakılmış ve can vermiş. Komutan da diğeri gibi dönerek
- "İşte cesaret " demiş.
Sıra gelmiş denizci komutana. Denizci komutan askerini çağırmış. Asker çakı gibi hazırola geçmiş ve
-"Emret komutanım" demiş. Komutan
- Derhal denize atla ve 10 dakika yüzeye çıkma demiş.
Asker;
- "Hadi lan" demiş.. Komutan diğer komutanlara dönerek
- "İşte asıl cesaret bu" demiş.

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi