
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Hatırlanacak olunursa "umarız işe siyaset karışmaz" denilmişti
Bakanlığın Kızılinler'i Termal bölgesi ilan etmesinin ardından Tepebaşı ve Odunpazarı Belediyeleri, bölgenin kendi sınırları içine giren bölümleri için imar planlaması yapmaya başladı.
Planlamayı ilk bitiren Tepebaşı Belediyesi oldu.
Tamamladığı ve Bakanlığa sunduğu planlamaları kamuoyu ile de paylaştı.
Ardından aynı işlemi Odunpazarı Belediyesi de gerçekleştirdi.
O da Termal bölge ilan edilen alanın kendi sınırları içinde kalan kısmı için yaptığı planlamayı hem kamuoyu ile paylaşıp hem de Bakanlığa yolladı.
Böylece...
Belediyeler Bakanlık adına üstlendikleri planlama işini yerine getirmiş oldu.
Hatırlayan mutlaka olacaktır.
Tepebaşı Belediyesi tarafından ilk açıklanan planlamaların sonrasında kamuoyu heyecan duymuş, projenin Eskişehir'i kurtaracak bir proje olduğu algısına kapılmıştı.
Özellikle, Termal Bölge ilan edilen alanın büyük bir kısmının Tepebaşı sınırları içinde olması ve Tepebaşı Belediyesinin de iktidar partisinin Belediyesi olmaması nedeniyle bazı endişeler yaşanmaya başlanmış ve bu endişeler de "Umarız projeye siyaset karışmaz" yorumlarının yapılmasına neden olmuştu.
Her ne kadar endişeye kapılanların yaklaşımı kenti yöneten seçilmiş ve atanmışlar tarafından ciddiye alınmasa da ve hatta "umarız siyaset karışmaz diyenler daha işin başında işe siyasetin karışmasını istiyor" yaklaşımında bulunsa da, bu konuya siyasetin karışacağı endişesi hep var oldu.
Nitekim söylenenin aksine Kızılinler ile ilgili siyaset yavaş yavaş kendini göstermeye başladı.
Hafta sonu yapılan AKP Tepebaşı Danışma Meclisi toplantısında konuşan Milletvekili Ülker Can, Kızılinler planlarının Bakanlıkta onaylanma aşamasında olduğunu belirterek "Bu bölgeye yapılacak planlamanın en uygunu Odunpazarı Belediyemizin yaptığı planlama" dedi.
Milletvekili Can'ın Odunpazarı planlamasını ön plana çıkartıp, Tepebaşı planlamasını anmaması, işe siyasetin yavaş yavaş girmeye başladığını da hissettirmeye başladı.
En azından bir etkinlik
o'nun adını taşısın...
Türk Dünyası Kültür Başkenti Projesi ile ilgili gitmişti Ankara'ya Vali Kadir Koçdemir.
Gece Eskişehir'e dönüşte makam aracı kaza yaptı.
Kazada şoför ve Vali Koçdemir hafif denebilecek şekilde yaralanırken, önde oturan koruma polisi Şenel Çakır ağır yaralı olarak kaldırıldı Hastaneye.
Ancak...
Kurtarılamadı polis memuru Şenel Çakır.
Yaşam mücadelesine yenik düştü.
Emniyet Müdürlüğü önünde yapılan törenin ardından toprağa verilmek üzere memleketi Trabzon'a gönderildi.
Tüm Eskişehir'i üzdü Vali koruma polisi Şenel Çakır'ın ölümü.
Önümüzde ki aylardan itibarın Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkentliliğini kutlamaya başlayacak.
Proje kapsamında birçok etkinlik düzenlenecek ve çeşitli kalıcı eserler yapılacak.
Dileğimiz o ki, Türk dünyası Kültür Başkenti projesi yolunda şehit düşen polis memuru Senel Çakır bu süreçte unutulmasın.
Hiç olmazsa bir etkinlik ya da bir kalıcı eser, onun adını taşısın.
Umarız...
Yetkililer ve ilgililer bunu çok görmez...
"İyi de isim ver isim" diyorlar ya sürekli...
Eskişehir Sağ oyların yoğunlukta olduğu şehirlerden biri.
Çok partili hayata geçildiğinden bu yana kural hiç değişmemiş.
Olağanüstü dönemler haricinde yapılan seçimlerin neredeyse tamamına yakınını hep Sağ partiler kazanmış.
Sol hep 2 nci parti durumunda kalmış Eskişehir'de.
Bir dönemler Demokrat Partinin kalesi olmuş, bir dönem ise Adalet Partisinin.
Devam eden yıllarda Anavatan Partisinin, onun devamında ise Doğru Yol Partisinin kalesi konumunda olmuş.
Her seçimde bu saydığımız bu Sağ partiler Sol'dan daha çok oy almış ve Sol'dan daha fazla Milletvekili çıkartmış.
Sol her ne kadar Eskişehir'de, Türkiye ortalamasının üzerinde oy almayı başarsa da Sağ partilerin her defasında arkasında kalmış.
DURUM BUGÜN DE DEĞİŞMEDİ
Eskişehir'in siyasi yapısı bu gün de değişmiş değil.
Eskişehir'de Sol oylar her ne kadar Türkiye ortalamasının üzerinde olsa da, Sağ oyların hala gerisinde kalıyor.
12 Eylül ihtilali sonrasında yapılan seçimlere şöyle bir bakın.
99'da DSP nin birinci parti olmasının dışında ki tüm seçimleri kazanan hep Sağ partiler olmuş.
CHP 3 milletvekili çıkarttığı 2003 seçimlerinde bile AKP nin arkasından ikinci parti olabilmiş.
Demek ki Eskişehir, yukarıda da söylediğimiz gibi Sol'un kalesi konumunda olan bir kent değil.
Tam tersi; Eskişehir Sağ oyların yoğun olduğu ve seçimlerde de bunun açıkça göründüğü bir kent.
NASIL OLUYOR DA SAĞ OYLARIN ÇOK OLDUĞU ESKİŞEHİR'DE SOL PARTİNİN BELEDİYE BAŞKANI 3 KEZ SEÇİM KAZANIYOR?
Sağ oyların daha fazla olduğu ve her Milletvekili seçiminde Sağ partilerin seçimi kazandığı Eskişehir'de Yılmaz Büyükerşen'in üç dönem üst üste seçim kazanması, aslında sorgulanması gereken bir konu.
Zaten bu yazının amacı da, bir anlamda bu sorgulamayı yapabilmek.
Aslında bu sorunun cevabı çok da zor değil.
Eğer sağ oyların fazla olduğu Eskişehir'de Yılmaz Büyükerşen Sol parti adayı olarak üç dönem üst üste seçim kazanıp Belediye Başkanı olabiliyorsa, Sağ seçmenden ciddi bir biçimde oy alıyor demektir.
Yani...
Büyükerşen sağ oyların katkısıyla üç seçimdir kaybetmiyor.
BU ASLINDA İKTİDAR PARTİSİ İÇİN DE BÜYÜK
İPUCU AMA
Bu basit tahlil aslında Büyükerşen'in Belediye Başkanı olmasını iki seçimdir engelleyemeyen iktidar partisi için de büyük ipucu ama, iktidar partisi özellikle aday konusunda bu ipucundan bir türlü hareket etmeyi beceremiyor.
Başından beri "Odunu koysak kazanır" mantığını bir türlü bırakamıyor.
Hâlbuki...
Yapacağı tek şey, Büyükerşen'e giden sağ oyları engelleyecek bir adayla ortaya çıkmak.
Ya da...
Eskişehir'de var olan sağ oyların tamamını alacak nitelikte bir adayla seçmenin önüne çıkmak.
Bunlar olmayınca sağ oylar, Sol'un adayı olmasına rağmen Büyükerşen'e gidiyor.
Durum böyle olunca, seçim de AKP nin elinden gidiyor.
PEKİ, NASIL BİR ADAY?
Peki iktidar partisi Eskişehir'de nasıl bir adayla seçim kazanır?
Aslında bu sorunun da cevabı zor değil.
AKP, Eskişehir'de Sağ oyların Büyükerşen'e gitmesini engelleyebilecek bir adayla ancak seçim kazanma şansı yakalayabilir.
Dahası...
Sağ oyların kaçmasını engelleyecek niteliği bir yana. Sol'dan bile oy alabilecek nitelikte bir aday bulmadıktan sonra iktidar partisinin, Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini kazanma şansı pek görünmüyor.
İktidar partisinin elinin altında, sağ oyların Büyükerşen'e gitmesini engelleyecek, hatta sol seçmenden bile oy alabilecek bir aday ismi var mı bilemiyoruz ama...
AKP nin seçim kazanması için böyle bir aday bulmasının zorunlu olduğunu çok iyi biliyoruz...
Daha önce de bu köşede bunun benzeri tahliller yaptık.
Her defasında iktidar partisi yöneticileri arayıp;
-"İyi söylüyon, güzel yazıyon yazmasına da bu senin söylediğin nitelikleri taşıyan kim var? Madem yazıyorsun bari isim de yaz ve bizi uğraştırma" diye takılıyorlar.
Şu kadarını söyleyelim ki bizim işimiz aday bulmak değil. Aday ismi önermek hiç değil.
Biz sadece olması gereken çerçeveyi çiziyoruz.
Bu çerçevenin içine girecek veya girmeyecek isimleri bulmak zaten iktidar partisinin işi.