(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

HAYALLERİ SULAMAYA DEVAM(!)


Başakşehir maçını izlerken sahada ki takıma farklı bir pencereden bakmayı denedim.
Eskişehirspor'un önümüzde ki yıl nasıl bir kadro oluşumuna gideceğini ve izleyeceği yol haritasını düşündüm.
Bu takımla ilgili kurduğum gelecek hayallerimin sonunda en büyük soru işaretinin Skibbe olması daha vahimdi benim için. Mesut Hoşcan ile ilgili gelecek kuşkularımın dahi önüne geçti diyebilirim!
***
Üzerinde bu kadar çok konuşulan bir takımın, oyuncuların iyi niyetli mücadelesini bir kenara koyarsak, ne zaman göze hoş gelen futbol oynayacağını kim söyleyecek?
Varlığın adı ne olursa olsun.
Eskişehirspor'da ki yokluğun adı futbol çünkü!
* * *
Bakıyorum; Başakşehir maçın ikinci yarısında gerekli riskleri alıyor, 3 forvetle yükleniyor.
Eskişehirspor ise bu yarıda kazanabileceği öngörülen oyunda hala korkaklık tasarımındaysa; bunun adını lütfen Skibbe koysun.
Hem de, 1 puandan dolayı hedefine ulaşmış bir lider edasıyla maç sonunda futbolcularını tebrik eden görüntüleriyle birlikte!
* * *
Ligde taraftarlarına huzur içinde 90 dakika seyretmekten yoksun bir takımdan bahsediyoruz.
Hücum anlamında özgüvenini yitirmiş hedefsiz bir takım yaratıldı.
Ne acıdır ki, sezon başında tüm şehri Avrupa masallarıyla avutanlar başta olmak üzere takımın böylesine döküntü bir ligde kalmasını bile büyük bir başarı olarak gösteriyorlar.
Bir de neymiş Skibbe gerekli olanı alıyormuş.
Bilinmelidir ki...
Rotasından kuşku duyulan kaptanlar, er ya da geç gemiyi batırır.
* * *
Eskişehirspor İstanbul'dan 1 puanla döndüğüne şükrediyorsa!
Bu da kendi hünerinden çok, rakibin beceriksizliğinden kaynaklanıyorsa!
Ve teknik adam, maçın gidişatını göremiyor, forma dağıtımında adaletli olmayıp kompleksinden bir türlü kurtulamıyorsa.
Bu takımın da futbol geleceğinin soru işaretleriyle dolu olması doğaldır.
* * *
Skibbe geldiğinden bu yana birçok maçta olduğu gibi Başakşehir karşısında da yine talihiyle bir puan aldı. Yine bazı oyuncuların üzerine fazla yük bindi ve yine bazı bireysel performanslar skoru etkiledi.
Buna rağmen rakip ilk yarıda biraz becerikli olup, kaleci Ali'yi geçebilse skor en az 3-0 olurdu.
Gerçek şu ki; talih de bir saltanattır.
Ve gün gelir insanların başına yıkılır.
Bu yüzden ne zaman ki iyi futbol Eskişehirspor'un başına taç olur.
İşte o zaman bizim gönlümüzde de Skibbe'ye bir taht bulunur.
* * *
Bunun yanında sonradan olacakları bugünden görebilmek için, bir çift yürekli göze ihtiyaç vardır.
Ama ne utançtır ki Eskişehirspor'da her günü kurtaran sonucun harika bir tesellisi var.
"Bu takım kendine gerekli olanı alıyor" gibi...
Koca camia da resmen buna uyuyor.
* * *
Eskişehirspor'un önümüzde ki sezon için şimdiden harcayacak zamanının olmadığını söylesek ne yazar.
Taraftarların işlerine gelen yalan rüzgarı, hafızaların çatısını uçururken...
Bunları yazıyoruz da ne oluyor? Sikke kadar değer mi buluyor?
Skibbe, daha önce iyi bir teklif uğruna Eskişehir'i yüzüstü bırakıp gitmemiş miydi?
Ne yani, etliye sütlüye karışmadan yönetimin istediğini yapan bir teknik adamı oynamak için mi geldi Türkiye'ye?
Korkak futbol anlayışını geçtim, forma dağıtımında dahi adaleti sağlayamayan bir teknik adamın oynatacağı futboldan ne umuyordunuz?
Kalite mi?
İşte bu yüzden gerçekçi olmak gerekiyor.
Bulmacayı tamamlamak için de, önümüzde ki sezonu beklemek gerekmez.
Çünkü futbolu başına taç etmeyen teknik adamların, tahtı yoktur.
* * *
Eleştiriden korkmayın.
Yanlışları himaye edenlerden korkun.
Eskişehirspor'u sevmek, yanlışların üzerini örtmek değilse... Yanlışlar; bitmesi gereken yerde, yeniden başlayan bir hikayeyse.
Bu hikaye burada bitmez!
Ama hayata müdahale etmek de, hikayenin en can alıcı kısmıdır.
Ve bilinmelidir ki... Mesut Hoşcan Skibbe'yi ne kadar sevse de... Futbol korkakları asla sevmez...
* * *
Şimdilerde yönetimi korumak adına Skibbe için hesap dökümü yapanları görüyor musunuz?
Sezon başında taraftarın gönlünü almak için sıradan transferlere Maradona muamelesi yapanların aynı kişiler olduğunu biliyorum.
Takımı sezon başında Avrupa kupalarına yollayanların şimdilerde izlediği politikayı ve yaptığı manevraları inanın siyasetçiler yapmıyor.
Taraftara şimdilerde sundukları teselli ikramiyesi ise ligde kalma amortisi!
* * *
Zaten öyle bir dönemdeyiz ki taraftara oynamak, yazarlığın ve yöneticiliğin en geçerli çıkış yolu.
Ancak taraftar da bir hafta gurur duydukları teknik adam ve oyuncuları diğer hafta yuhalıyor ve istifaya davet ediyorsa...
Bu şehirde futbolun geleceği hep soru işaretidir.
* * *
Ne yazık ki, kendi saflarında olanların yanlışlarını korumak bu şehrin ruhunda var...
Şimdilerde yeni başkan adaylarını allayıp pullayanları görünce Hoşcan'ın başkan olmadan önceki dönemi geldi aklıma...
Gördüm ki hala akıllanmıyordu birileri!
Avrupa kulübü masalı, "Yanlış bir başkan bir kulübü uçuruma sürükler" gerçeğine dönüşmüşse...
Yılların Eskişehirspor'u, son dönemde hiç bu kadar acı bir dönemle karşılaşmamışsa...
Ve gelecek sezon tam bir sorun işaretiyse?
Böylesine başkanlara arka çıkmakla taraftar da zamanında bu aşka yanlış yapmıştır.
Hele ki sezon sonuna doğru oluşturulan ortama bakınca şunu tekrar anladım. "Her insanın hak ettiği bir Başkanı vardır!"
O yüzden...
Hayalleri sulamaya da.
Yanlışlara da devam.
Vaatlerin toprağı bol olsun.




Önceki ve Sonraki Yazılar
(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK Arşivi