Özge Zaim
HAYAT SEVİNCE GÜZEL…
Sürekli kuantum diyorum.
İyilik, güzellik, sevgi diyorum.
Yazarken kolay da yaşamak, yaşatmak zor…
Uygulamak hele…
Aklıma geldi durduk yere…
Ayşecik’in oynadığı “Hayat sevince güzel” filmi…
Yüzlerce kez baştan sona keyifle izlediğim, bir yüz kez daha izlesem asla sıkılmayacağım bir film…
Aslında benim anlatmaya çalıştıklarımı özetleyen bir film…
Konusunu hatırlatayım önce:
“Genç bir kız olan Ayşe, annesi ve babasının ölümünün ardından teyzesi Handan’ın yanına taşınır. Sıcakkanlı bir kız olan Ayşe kısa sürede herkese kendisini sevdirir. Kasadaki herkesin yardımına koşan Ayşe kimsesiz çocuklar için bir kermes düzenler. Ayşe, kermese gideceği sırada bir kaza geçirir. Eksi sağlığına kavuşması için şehre gidip tedavi olması gerekir. Herkesin neşe kaynağı olan Ayşe, hastalığıyla mücadele etmek yerine hayata küser. Tüm kasaba halkı onu tedavi olmaya ikna etmek için bir araya gelip ellerinden geleni yapacaktır.”
Herkese ilaç olan, zor gününde yalnız bırakmayan, huysuz teyzeye güneşi sevdiren, aksi amcaya çocuk sevgisini aşılayan, umutsuzlara umut taşıyan Ayşecik, kendi başına gelen olumsuz durumda hayata küsmeyi tercih eder.
Hep öyleyiz aslında…
İlaç oluruz ama kendimizi iyileştirmeyi bilmeyiz.
Böyle zamanlarda da…
Başkalarına verdiğimiz ilacın etkilerini görürüz.
Çünkü yayılan enerjiler geri döner.
Yaptığı iyilikler karşısına çıkar.
Umut olur.
O sebeple hep diyorum, ne ekersen onu biçersin.
Hayatında sevgiyi büyütürsen, en zor gününde sevgiyle iyileşirsin.
Tıpkı Ayşecik gibi…
Onun dans ederken söylediği gibi:
“Hayat sevince güzel, sevince tatlı günler.
Bir kuşu, kelebeği, bir taşı sevin yeter.
Sevince kalbimizde ümitler çiçeklenir.
Kötülükler kaybolur, karanlığa gizlenir.
Çok sevmeli herkesi, sevgi ömrün neşesi…
Dünyada en güzel şey, kalpte insan sevgisi…”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.