
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
HAYIRSEVER İNSANLARIMIZ
Valimiz Sayın KILÇLAR, Yaşlılar haftası nedeniyle, Hayırsever Sayın Tayfur Bayar tarafından yaptırılan, "Safiye-Gönül Bayar Huzurevi" sakinlerini ziyaret etti. Huzurevinin dinlenme salonunda, yaşlılarla sohbet eden Vali Sayın KILIÇLAR, yaşlıların hayatı acılarıyla, sevinçleriyle nokta nokta yaşamış insanlar olduğunu belirterek, "Hayırsever Tayfur bey'e, böyle güzel bir tesisi yaşlıların hizmetine sunduğu için çok teşekkür ediyorum" sözleri ve ziyareti, aklıselim insanlarımızı umutlandırdı. Bu tavrı ile de Eskişehir'de, hayırseverlerle ilgili olumsuz tabloyu değiştireceğini gösterdi.
Yılladır köşemizde ve ilgilerle sohbetlerde, Eskişehir' deki hayırsever insanlarımız için, her yıl yemek ve onurluk verilmesini, vilayetin önemli etkinliklerinde protokolden yer ayrılmasını, Bürokratik işlemlerinde kolaylık gösterilmesini, hatta vali belediye başkanları ve diğer daire müdürleri ile randevusuz görüşmeleri gerektiğini, sürekli ilgililer ve kamuoyu ile paylaştık. Hayırseverlerimizle ilgili, arzu ettiğimiz gelişmeler, bir türlü gerçekleşmedi.
Velhasıl ne söylesek, ne kadar da yazsak, Eskişehir'deki ilgililer, düşüncede saplandıkları kalıplaşmadan çok zor kurtuluyorlar. Yani "Cemaat ne kadar çok olsa, imam bildiği okur" atasözünü de haklı çıkartıyorlar. Ancak fatura, ilgililere değil de Eskişehir' e çıkartılıyor. Oysa Kayseri'de, hayırseverlere, gösterilen ilgi ve kolaylık nedeniyle, sayısı, her yıl artış gösteriyor. Nitekim 5 yılda Kayseri'de, hayırseverlerin eğitime sağladığı okul ve derslik için yaptığı bağış, devletin aktardığı kaynaktan daha fazla oldu.
Eskişehir' de, her alanda canla, başla, gece, gündüz demeden çalışan, maddi ve manevi fedakârlıktan da çekinmeyen insanlarımızı, sürekli göz ardı edildi. . Hatta hayırsever insanlarımız, eserlerini meydana getirirken pek çok bürokratik engelle karşılaştı. İlgillerden, beklenen ilgiyi göremediler. Ama onlar sosyal millet kavramı, sosyal devlet kavramından çok daha önde tutu. Bildikleri yoldan ve doğrulardan hiç şaşmadılar. Gösterişe kaçmadan da, hizmet etmeye ve eserler bırakmaya devam ettiler. Meçhul kahramanlar olarak da, Türk toplumundaki yerini aldılar. Türk insanının, gönlünde taht kurdular.
Sayın Tayfun BAYAR, bu hayırseverlerimizden biridir.
Nerede hayır işi görsem, hayırsever insanımız Sayın Tayfur Bayar' ın, " Yüce Mevla bize vermişse, bizde, O'nun yolunda, harcamak durumundayız. Zira veren olmayıp, alanlardan veya muhtaç olanlardan olabilirdik. Bu sebeple, bizlere Allah' ın verdiği lütfü, en içten, bir şükürle ödemek durumundayız. ...Çığ gibi artan bu nüfusa, ne okul, ne de hastane, yetmediği gibi, istihdamda yaratmak da çok güçtür. Nüfus planlaması şarttır. Ayrıca hali vakti yerinde olan iş adamlarımız da, bu alanda, gayret ve caba göstermelidir" sözlerini hatırlarım.
Sayın Tayfur Bayar, bu sözlerinin gereğini, bir okul ve huzurevi yaparak ve onlarca caminin yapım ve onarımına da katkıda bulunarak gerçekleştirdi. Kamuoyundan da takdirde gördü. Nitekim Emekli Valilerimizden Sayın Sami Sönmez' in, Tayfur Bayar Lisesi'nin açılışında" Sevgili Tayfur BAYAR, yaptırdığınız o sıcak sevgi yuvası okulla, öyle bir resim yaptınız ki, bu resim içinde kar çiçekleri var. Siz, karanlığı ışıkla boğan, sevda türkülerindeki içtenliğin, çağdaş değerlerin resmini yaptınız. Sağ olun, var olun. Umarım bu güzel davranışınız herkese örnek olur." demişti. Örnek de oldu...
Sayın BAYAR, aynı zamanda bir şairdir. Sürekli şiir yazar. İki binin üzerinde şiiri mevcuttur. Şiirleri, genellikle manevi ağırlıklıdır. Allah'a yakarış vardır. Bazen de toplumdaki yanlışlıklara sitem vardır. Şiirlerini, dostları ile paylaşmaktan büyük zevk alır. Yunus Emre hayranıdır. En büyük ideali de Eskişehir' e, Yunus Emre' ye lâyık, bir külliye kazandırmaktır. Vatan, millet, Eskişehir ve bayrak sevgisi, herkese örnek olacak niteliktedir.
Asırlar boyu, bu topraklar üzerinde yaşayan insanlar, zengini, fakiri, kentlisi, köylüsü, kültürlüsü, kültürsüzü, görgülüsü, görgüsüzü özellikle hayırseverliği ile anılıp, bu özelliğinden dolayı hep ön planda olmuştur. Pek çoğu da isimsiz kahraman olarak kalmış veya eserleri yaşadıkça, onlarda dünyada var olmuşlardır.
Hayırseverler, hayır yaptıkça veya bir eser meydana getirdikçe, daha da mutlu olurlar. İnsan olmanın da onurunu yaşarlar, Nitekim Araştırmacı Elizabeth Dune, "Ne kadar kazandıklarına bakmaksızın, başkaları için para harcayanların, paralarını sadece kendileri için harcayanlardan daha mutlu oldukları belirlendi" sözleri bu durumun tescildir.
Ne var ki son yıllarda, Eskişehir' de, bürokratik engeller ve ilgisizlik nedeniyle, hayırsever insanlarımız bu mutluluğu yaşamıyorlar. Oysa kentteki hayırseverlere, yeteri kadar ilgi gösterilse sayıları daha da artacaktır.
Ne mutlu ki Türkiye ve Eskişehir'de, her türlü olumsuzluğa rağmen, fakirin, kimsesizin, zayıfın, hastanın ve özürlünün, yardımına koşacak, sahip olduklarını onlarla paylaşacak, okul cami, huzurevi, köprü ve çeşme gibi eserler yapacak, hayırsever bir insan kitlesi vardır. Bu insanlarımızı, ne kadar takdir etsek azdır.