Eskişehir'de, yardımsever insanlarımızla konuşmak, onları tanımak ve sohbet etmek insana büyük haz verir. Çünkü düşünceleri, fikirleri ve konuşmaları, sade, duru, pak ve moral vericidir. Ayrıca bu insanlarımızın, dünya için ahiretini, ahiret için de, dünyasını terk etmeyen, dengeli bir hayat anlayışları vardır. Dayanışmacı bir ruha da sahiptirler.
Hayırseverlik, bir gönül işidir, karşılığı ise bir çift 'Allah razı olsun' sözüdür. Hayır işleri, ülkemizin kalkınması ve milletimizin refahı için yapılmaktır. Gönül ister ki, bu teşebbüslere, hali vakti yerinde olan daha çok insan katılsın.
Bu insanlarımızdan biri de, Eskişehir'e, bir "OKUL" ve "HUZUREVİ" kazandıran, pek çok alanda da hayır yapan, Sayın Tayfur Bayar'dır. O, aynı zamanda, Eskişehir'de, hayırseverliğe damgasını vurmuş bir isimdir. İnsanımızın, ondan alacağı pek çok ders vardır. O ise hayattan, pek çok ders çıkarttığını, her fırsatta dile getirir. Düşüncelerini, zaman zamanda kendisine özgü bir üslupla dostları ile paylaşır.
O'na göre, sadece kazanmak değil, paylaşmayı da bilmek lazım. Doğup büyüdüğümüz topraklara, bize çalışma ve kazanma imkânı veren ülkemize de borçlu olduğumuzun unutulmaması, göz ardı edilmemesi gerek.
Şahsıma gönderdiği bir mektubun da, " Şunu belirteyim ki, Yüce Mevla bize vermişse, bizde, O'nun yolunda, harcamak durumundayız. Zira veren olmayıp, alanlardan veya muhtaç olanlardan olabilirdik. bu sebeple, bizlere Allah' ın verdiği lütfü, en içten, bir şükürle ödemek durumundayız. ...Çığ gibi artan bu nüfusa, ne okul, ne de hastane, yetmediği gibi, istihdamda yaratmak da çok güçtür. Nüfus planlaması şarttır. Ayrıca hali vakti yerinde olan iş adamlarımız da, bu alanda, gayret ve caba göstermelidir. " diyerek, ülkemiz insanını hayır yapmaya davet etmişti.
Sayın Bayar, başka illerdeki, güzel eserlerin ve etkinliklerin, Eskişehir'de de olmasını ister. Bir sohbetimiz de, " Mevlana Haftası'nda, Şebiarus gecesinin güzelliğini, TV' de seyrettik. Bu gibi etkinlikler, bizim kentimizde niye yok. Oysa bizimde Yunusemre, Nasreddin Hoca gibi, pek çok değerlerimiz var. Neden Eskişehir olarak, bir "YUNUSEMRE KÜLLİYESİ" yapmıyoruz. " demişti.
Sayın Bayar, bugün, Eskişehir'de, "Yunusemre külliyesi" ni hayata geçirmek için, ciddi caba ve gayret gösteriyor. Ancak bu alanda, yetkili kişi/kişilerden ve görevlilerden, aynı caba ve gayreti göremiyoruz.
Sayın Bayar, aynı zamanda bir şairdir. Onlarca, şiiri mevcuttur. Gerçi bu şiirlerini, kitap haline getirmedi ama dosyalarda, muhafaza ediyor, gerekli gördüklerini de, dostları ile paylaşıyor. Şiirleri, genellikle ülkemizde ve Eskişehir'de, yaşanan olumsuzluklara sitemdir. Manevi âleme karşı da hayranlıktır.
O, ülke ve kent sorunları karşısında, ilgillerin gösterdiği ilgisizliğe ve duyarsızlığa hep üzülmüştür. Bu durumu, bir şirinde şöyle dile getirmiştir.
Bağda meyler içilir. Nameler eyler neyler.
Sesi çıkmaz bülbülün, uyur mu acaba neyler.
Gül' e gûş ettirmez bülbül boş yere inler.
Varakı mihri vefayı kim okur, kim dinler.
Sayın Bayar, "İNSAN" nın yaradılışını ve anlamını, en iyi yorumlayan, nerden gediğini ve nereye gideceğini de, çok iyi bilen bir hayırseverimizdir. Bu durumu, bir şiirinin iki mısrasında, şöyle açıklıyor.
Nerden geldin ne oldun? Daha ne olacak,
Meylettiğin bu dünya, sanma baki kalacak
Uzak görünen zeval, bir gün vaki olacak,
Açılan bir çukurda, üstün toprak olacak
Güzel şeyler yapmışsan, işte o baki kalan,
Servet, saman hepsi boş, birazda sen oyalan,
Aldattın beni dünya, her şey hepsi boş
Hoş seda bırakmışsan, işte o baki kalan!
Sayın Bayar' ın, benzer pek çok şiiri var. Kitap haline getirir mi bilinmez ama şiirlerin, kitap haline getirilerek, insanımıza, sunulmasında, büyük yarar var. Çünkü her bir şiiri, yaşamın ve düşüncelerin, bir yansımasıdır. Sayın Tayfur Bayar' ı, kutluyoruz.
