4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

HAYVANCILIK ZOR DURUMDA

Bu yıl, ithal hayvan alınmayacağı açıklamasının ardından, piyasada et sıkıntısı başladı. Özellikle de Ramazan ayını, fırsat bilen et tüccarları piyasanın tansiyonunu artırdı. Et fiyatları, Ramazan' da, vatandaşı etkiliyor.
Oysa Türkiye, tarım ülkesidir. Hükümetleri yanlış tarın politikaları, Özellikle de tarın ürünlerindeki taban fiyat stratejileri, köyden kente göç Türk tarımını zor durumda bıraktı. Özellikle de ülkemizin kendimize özgü yüksek verimli ırkların ıslah edilememiş olması, mevcut çayır ve meraların kullanım amacı dışında kullanılması yani tarla arazisine dönüştürülmesi mevcut çayır ve meraların ot veriminin düşmesi Damızlık hayvan üretiminin yeterli olmaması önemli sorunlardır.
Ayrıca Türkiye' de, sanayi yemlerinin hammaddesinin ülkemizde üretilmemesi, yurt dışından ithal edilmesi üretici kesiminin yeterli düzeyde bilgi donanıma sahip olmaması, üreticilerin birlikte hareket edememesi(kooperatifleşme), üreticilere verilen desteklemelerin cazip olmamasıdır.
Diğer yandan üretilen ürünlerin fiyatlarıyla üretimde kullanılan girdi fiyatlarının bir biriyle orantılı olmaması, hayvancılık üzerine yapılan politikaların yanlış yapılması hayvancılık üzerine yapılan politikaların kısa soluklu olmasıdır. Ayrıca hayvan sağlığının korunması ve korumaya yönelik saha elamanlarının yetersizliği, işletme büyüklüklerinin küçük olması gibi nedenler arasındadır.
Büyükşehir yasası ile birlikte köylerle hayvancılıkla ilgili çok şey söyleniyor. Nitekim bir okuyucumuz," Büyükşehir yasası ile köylerde hayvancılık bitti.." diyerek bu alandaki kaygılarını anlattı.
Söz konusu yasa ile birlikte köylü için ön plana çıkan kaygıların başında köy ve beldelerin bir parçası olan ahır, ağıl ve kümeslerin kaldırılması ve köylünün zaten gün geçtikçe uzaklaştığı hayvancılıktan tamamen koparılma endişesi yer alıyor. 30 Mart sonrası köylüler için hayvancılık daha da zor hale geleceğe söyleniyor.
Türkiye, AB' de ile yapacağı müzakerelerde en çok tarım alanında zorlanacak. Çünkü 80 bin sayfalık müktesebatın, 40 bin sayfası tarımla ilgilidir. Ayrıca ülkemizde, nüfusun büyük bir bölümü de tarımda istihdam edilmektedir.
Türkiye'de tarım sektörünün, pek çok sorunu var. Özellikle de hayvancılık alanındaki problemler müzakerelerde, Türkiye'nin başını ağartacak niteliktedir. Çünkü Ülkemizde hayvancılık zor koşullara direniyor. Her geçen gün de kan kaybediyor.
Özellikle de 1980'li yıllardan sonra, tarım ürünlerinin ithalatı, yani dışa bağımlı tarım politikaları, ülkemizde üretilen hayvansal ürünlerde ciddi azalmaya neden olmuştur. Son yıllarda ette yüzde 18,sütte %14 ve deri de ise %40 dolaylarında, azalma görülmüştür. Buna rağmen, halkı alım gücünün düşmesi nedeniyle de süt,et ve diğer hayvansal gıdalar, çiftçinin elinde kalmıştır.
Şu bir gerçek ki Türkiye'de, hayvan başına verim çok düşüktür. Ciddi boyutta damızlık sorunu var. Hayvan hastalıkları ise, yeteri kadar önlemedi. Hayvan yetiştiricilerinin örgütlenmesi istenen boyutta değil. Hala hayvancılık sektörüne, "babadan oğla miras" felsefesi hakim.
Eskişehir'de, hayvancılık sektöründe ciddi sorunlar yaşıyor. Türkiye genelinde olduğu gibi, kentimizde de yerli ırklar yok oluyor. Mera ıslah çalışmaları ise, yok denecek kadar az. Hayvan hastalıkları ise hala küçümsenmeyecek boyutlarda, özellikle de malta humması ve verem gibi hastalıklar, hala ilimizin önde gelen hayvan hastalıklarıdır. Hayvan hastalıkları ile mücadelede, ciddi engel ve sorunlar var.
Peki ne yapılmalıdır?
Eskişehir'de, hayvancılığın gelişmesi ve sorunlarının çözümü için, mutlaka örgütlenmek şart. İl bazında hayvancılık sektöründe örgütlenme teşvik edilmeli, her türlü destek verilmeli, çiftçilerimiz, tarımsal işletmelere özendirilmelidir.
Hayvan hastalıkları ilgili mücadele, mutlaka bir plan ve programa bağlanmalı, Özellikle sığırlarda kullanılması gereken, Mastit, IBR, pastörella aşıları da şap aşısı da zorunlu hale getirilmelidir. Ayrıca da kentimizdeki buzağı ölümlerine ve meme körlüğüne, çare bulunmalıdır. Eskişehir'de, ekolojik hayvansal üretim teşvik edilmeli, bunun içinde Eskişehir'in, yerli ırkları ve bölgemize adapte olabilecek, melez ırklar tercih edilmelidir.
Maalesef ülkemizin sürekli, kalıcı ve sonuç alıcı, bir hayvancılık politikası yok. Hal böyle olunca da, Eskişehir'de, bu tablodan etkilenmektedir. Velhasıl tarım ve hayvancılıkta, bugün Türkiye'de, uygulanan temel politikalar başarılı olamadı. Bu kötü gidişe dur demek için de, ivedilikle sektörde, oluşturulacak, yeni politikalarla, hayvancılık ülkemiz ekonomisinin motoru haline getirilmelidir. Aksi halde, ülkemizde, hayvancılık iflas edecek, kaybeden de Türk insanı ve ekonomisi olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi