HEM İNSAN, HEM DE HAYVAN HAKLARI

Bu haftanın yazısı "Kur'an'a göre ölüm ve öldürme-2" olacaktı. Fakat 1 Ağustos 2015 Cumartesi sabahı, biri dikenli demir tasmalı, diğeri de kulağı çipli 2 köpeğin ani saldırısı ve bacağımı ısırma, sol elime de tasma demirinin batması ve damarımı yırtması ile ciddî yaralandığım için konuyu değiştirdim.
Ben yıllardır Medimagazin Gazetesindeki köşe yazılarımda "Sadece Hasta Hakları yoktur, mutlaka Hasta ve Yakınlarının Sorumlulukları" da vardır diye döne döne bağırmıştım.
İkinci Dünya savaşından sonra başlayan "İnsan Hakları" konusu, kör topal ve kaplumbağa misali ilerlerken, ancak 2000 li yıllardan itibaren önce "Hasta Hakları" gündeme alınmış, fakat kefenin diğer tarafında bulunan "Hekim ve diğer Sağlıkçı Hakları" ndan en ufak bir söz bile edilmemiştir. Aynı şekilde Sağlık Bakanlığı tarafından "Hekim Hakları" konusunun tek harfi bile zikredilmeden, sadece "Hasta Hakları" konusu işlenmeye başlanmıştı. Bu girişimler, bir süre sonra "Hasta Hakları Dernekleri" nin kuruluşu ile sonuçlanmışsa da yine Hekim ve diğer Sağlıkçı Hakları görmezlikten gelinmeğe devam ediliyordu. Tabii bu arada "Yetkisize yetki verme" misalinde olduğu gibi, abartılan hasta hakları propagandaları ve hastalar sanki hekimlerle diğer sağlıkçıların amirleriymiş gibi bir hava oluşturmalar ve özellikle hekim haklarından hiç bahsedilmemesi sonucu, hekimler ve diğer sağlıkçılara yönelik tacizler, hakaretler, saldırılar ve yargısız infazlı öldürmeler gittikçe artmağa başladı.
Başıma gelen bu olay, "Hayvan Hakları" konusunun da benzer bir şekilde tek taraflı yaklaşımlarla ve "İnsan Hakları" na ilişkin tek bir söz edilmeksizin gündeme taşınmış olduğunu fark ettirdi.
Dünya, öğrenci Ruh'lar olarak bizlerin Vücut elbisesi içinde eğitim gördüğümüz bir okul binasıdır (Kehf-7. Sakın boş yere üzülme. Çünkü Biz, insanlardan kimlerin iman edip kesin hükümlerimize uygun olumlu ameller gerçekleştireceğini, kimlerin de şımarıp yanlış yola sapacağını ayırt etmek için, Dünyayı aldatıcı bir cazibe /ziynet merkezi yapmışızdır). Hayvanlar ve bitkiler de Dünya'da yine kendilerine göre eğitimdeler, birer canlıdırlar, fakat temelde insanın eğitiminde yararlanması için yaratılmışlardır (Mümin-79. Bir kısmına binesiniz, bir kısmından da beslenesiniz diye, sizin için hayvanlar yaratan Allah'tır. 80. Sizin için o hayvanlarda çok çeşitli faydalar bulunmaktadır. Gönlünüzün istediği gibi onlardan yararlanırsınız. Onlarla ve gemilerle de taşınırsınız). Kur'an'daki gerçekler bunlar iken, insan haklarına hiç değinilmeksizin, tek hak varmış gibi sadece Hayvan Haklarından bahsedilmesi ve abartılması, "ipin ucunu kaçırtmış" oldu. Özellikle de son yıllarda köpeklerden dolayı rahatsızlıklar iyice artmaya başladı. Geçmiş olsun diye telefon eden dostların çoğunun ortak şikayeti bu olduğu halde, sessiz kalınması nedeniyle, sorun
çözülemeden devam etmektedir. Sokaklarda dolaşmaktan korkar hale gelmiş kişilerin, sayılamayacak kadar çok ve rahatsız olduklarını gördüm.
Bu olaya kadar, herhangi bir şekilde hayvan saldırısına uğramadığım ve uzun bir süre köpek de beslediğim için olsa gerek, ben de Hayvan Haklarına tek yönlü bakıyor ve "Hayvanlara karşı İnsan Hakları"nın da olması gerektiği konusunu hiç düşünmemiştim doğrusu.
Konunun Yasalara ilişkin kısmına hep beraber bakalım. On dört maddelik "Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi"nde; "Hayvanların da insanlar gibi birer canlı olup onlarında hakları olduğu, zulüm yapılamayacağı, acı verilemeyeceği, özgürlük içinde üreme ve yaşamalarının sağlanması gerektiği ve hayvan haklarının da insan hakları gibi korunması gerektiğine değinilmektedir. Görüldüğü gibi, "insan hakları gibi" ifadesi bulunmakta, fakat zarar verici konumdaki hayvanlara karşı bir kelime bile yer almamaktadır.
Gelelim 5199 Nolu "Hayvan Hakları Kanunu"na. Kanunun ilk maddesinde (Madde 1- Bu Kanunun amacı; hayvanların rahat yaşamlarını ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanların acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamaktır) denilerek amaç çok güzel belirtilmiştir. Madde-3 te ev ve süs hayvanları, sahipli ve kontrollü hayvanlar olarak tanımlanmışlardır. Madde-17 de sahipli ve sahipsiz hayvanların sorumluluğu yerel yönetimlere verilmiştir (Madde-17. Yerel yönetimler, ev ve süs hayvanları ile sahipsiz hayvanların kayıt altına alınması ile ilgili işlemleri yapmakla yükümlüdürler).
Sahipli ve Kontrollü diye tanımlanan hayvanların sorumluluğu yanında "İnsan Haklarını" koruma konusu da "Hayvan Haklarına Dair Yönetmeliğe"e göre hayvanın sahibine verilmiş olmaktadır. Bu sorumluluk, kişinin baktığı hayvanı en iyi şekilde besleme, bakma ve kollama yanında, saldırma içgüdüsünü taşıması nedeniyle potansiyel zarar vericiliğini önlemeyi ve tasmalı-kontrollü dolaştırılmasını da kapsar. Bunun için de kişi, köpeğini insanları rahatsız etmeyecek bölgelerde dolaştırmak zorundadır . Çünkü eğitimli köpek, ancak sahibine zarar vermezken, etrafını rahatsız edebilecek davranışları her an yapabilmektedir. Bu nedenle de yürüme parkurları ve parklarda yürümekten çekinenler oldukça fazla sayıdadır.
Geçici ve/veya sürekli hayvan bakımevleri kurma görevi Belediyelere verilmiştir. Sahipsiz köpeklerin kısırlaştırılması ve aşılanmaları burada yapılacaktır. Kanunun 6 ncı maddesinde, sahipsiz köpeklerin sonra "alındıkları yere bırakılmaları" belirtilmişse de, "çevreye olabilecek olumsuz etkilerini gidermeye yönelik tedbirler" alma sorumluluğu da vurgulanmıştır. İşte bu ifade, resmi görevlilerce görmezlikten gelinmekte ve çiplenen hayvanlar yine sokaklara bırakılınca, hem perişanlığa mahkum edilmekteler, hem de insanlar
rahatça yürüyüş, spor ve dolaşmalarını yapamaz duruma gelmiş bulunmaktadırlar.
Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere, bütün ilçe belediyelerini ve köpek sahiplerini, insanları rahatsız eden aşamaya gelmiş bu önemli sorunu çözmeleri için göreve davet ediyor ve huzursuz durumdaki tüm insanlar adına istirham ediyorum.
NOT-1: Ayrıntılı bilgiyi NÖVAK Vakfının "SON DAVET KUR'AN TÜRKÇESİ" ve "KUR'AN KADINI KORUYOR" kitaplarında bulabilirsiniz.
NOT-2: 12 Ağustos 2015 Çarşamba günü saat 17-30-19.00 da Özdilek Sanat Merkezinde (Eski MİT binasında) Halka açık "KUR'AN SOHBETLERİ"ne inşallah devam edeceğim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gazi Özdemir Arşivi