Galatasaray maçında sergilediğimiz futbol üzerine çok şey yazıldı, çizildi. Bende aynı şeyleri, şöyle güzel oynadık, böyle şahane oynadık diyerek tekrarlamak istemiyorum. Önemli olan taraflı tarafsız bütün futbolseverlerin takdir ettiği bu mücadelenin tek bir maçla sınırlı kalmayıp, bundan sonraki maçlarda da sürdürülmesidir. Eğer Avrupa Kupalarına bu senede katılmak istiyorsak bu mücadeleyi her maçta göstermek zorundayız.
Baktığımızda hem ligde hemde kupada yolumuza devam ediyoruz. Avrupa için en kestirme yol sayılan Türkiye Kupasının yarı finalinde Fenerbahçe ile eşleştik. Kim ne derse desin bana göre bu eşleşmenin favorisi biziz. Futbolcularımızın kapasitesini, kalitesini, isterlerse neler yapabileceklerini defalarca yazdık. Ne varki uzun süreden beri bunu göremiyorduk. Galatasaray maçı ile birlikte işte bunu tekrar görme fırsatı bulduk. İstediğimizde iyi oynuyoruz, iyi mücadele ediyoruz ve hakikaten çok koşuyoruz. Yayıncı kuruluşun verdiği istatistiklere göre hem koşu mesafesinde, hemde topla oynamada, lig liderine ciddi fark atmışız. Haliyle böyle bir tablo, gerek kupa, gerekse ligde kalan maçlar için umut veriyor. Öte yandan lig yarışındaki rakiplerimiz kazanınca puan cetvelinde biraz geriye düştük. Aslında kaybedilmiş bir şey yok. Çünkü Karabük, Elazığ, Antep ve Sivas ile oynayacağımız maçlardan alınacak 8 - 10 puan tekrar ilk dört içine girmemizi sağlar. Sana göre yazması kolay diye itiraz edenler olabilir ama şu seyrettiğimiz maçtaki mücadele olursa bu puanları kazanmak hiç de zor olmaz.
Hafta sonu ligdeki durumumuz açısından çok önemli bir maça çıkacağız. Karabük, enterasan bir takım. Aslında tam bir deplasman takımı demek daha doğru. Kendi sahalarında oynadıkları son 3 maçta Kasımpaşa, Bursa ve Akhisar'a yenildiler. Aynı Karabük'ün, G.Saray, Fenerbahçe ve Trabzon deplasmanlarından üç puanla dönüp, büyük sükse yaptığını hatırlarsak, nasıl bir rakiple oynayacağımızı daha iyi anlamış oluruz. Karabük, elindeki Ahmet İlhan, Shelton, İlhan Parlak, Lualua tipi aynı formattaki oyuncularla üzerine gelen takımları delik deşik ediyorlar. Buna karşılık kendi oyun tarzları ile cevap veren takımlara karşı ise elleri kolları bağlanıyor. Gerçi, Ersun Hoca birlikte çalıştığı Mesut Bakkal'ı bizden iyi tanıyordur. Aman hocam, defansın arkasına dikkat edelim, adam kaçırmayalım demek bile ukalalık olur. Hocanın bu konuda tedbir alacağını düşünerek ukalalık yapmayalım ve bu zorlu deplasmanda tüm ekibe başarılar dileyelim.
