1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Hepsi de, birileri istediği için Milletvekili olacak...



Nabi Avcı: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan istediği için Milletvekili oldu.
Yine o istediği için Milletvekili olacak.
Salih Koca: Cumhurbaşkanı Erdoğan istediği için Milletvekili oldu.
Yine o istediği için Milletvekili olacak.
Emine Nur Günay: Başdanışmanlık yaptığı Ahmet Davutoğlu istediği için listeye konuldu.
Eğer seçilirse, Davutoğlu istediği için Milletvekili olacak.
Gaye Usluer: CHP nin parti meclisinde olduğu için listede.
Parti meclisi böyle olmasını istediği için milletvekili olacak.
Utku Çakırözer: CHP Genel Başkanı istediği için listede.
Genel Başkan istediği için Milletvekili olacak.
Cemal Okan Yüksel: büyükşehir Belediye Başkanı istediği için listeye alındı.
Eğer seçilirse, Büyükşehir belediye Başkanı istediği için Milletvekili olacak.
Ruhsar Demirel: Genel Başkan yardımcısı olduğu ve MHP Genel başkanı istediği için liste başında.
Dolayısıyla, Genel başkan istediği için Milletvekili olacak...
Yukarıda ismini saydığımız isimlerden oluşacak Eskişehir milletvekilleri.
Fakat...
Hepsi, birileri istediği için Eskişehir milletvekili olacaklar.
Partilileri ve Eskişehirliler istediği için değil...
Ne yazık değil mi?
.....



O Eşek heykeli keşke dikilseydi...

Yılmaz Büyükerşen'in 99 seçimleri ile işbaşına geldiği ilk dönemdi.
Çekirdek yiyen ve yedikleri çekirdeklerin kabuklarını yere atanlara takmıştı kafayı.
Yaya olarak gezerken çekirdek kabuklarını yere atanlarla resmen kavga ediyordu.
Sonra bir karar alındı.
Çekirdek satanlar, sattığı çekirdeğin yanına bir de poşet verecek, böylece çekirdek kabukları yerlere atılmayacaktı.
Bazıları uysa da bu karara, büyük bir çoğunluk yine bir yandan çekirdek yerken, diğer taraftan yedikleri çekirdeklerin kabuklarını yere atmayı sürdürdü.
Özellikle Hamamyolu, Köprübaşı ve Adalar'da, yerler çekirdek kabuklarından geçilmiyordu.
Kabuklar, yeni atılan renkli ve şekilli asfaltın girintileri arasından bir türlü temizlenmiyordu.
Bunun üzerine Büyükerşen bir talimat verdi.
-"Çekirdek yiyen ve yediği çekirdeğin de kabuklarını yanı başına atan bir heykel yapın"
Heykel yapıldı.
Kararlıydı. Yapılan eşek heykelini Adalar'ın başına dikecekti.
Sonra ne oldu bilemiyoruz...
Yapılan heykel depoda mı kaldı?
Yoksa...
Büyükerşen bu çekirdek yiyen heykeli dikmekten vaz mı geçti? Hiçbir haber alamadık.
Ancak...
Önceki akşam Adalar sahil yolu üzerinde şöyle bir gezdiğimizde, yine birçok insanın, özellikle de gençlerin, yedikleri çekirdeklerin kabuklarını yerlere attığına şahit olduk.
Bir kısım genci, sahil yolu üzerinde ki çim alanda yine çekirdek yerken ve kabuklarını da direkt porsuğa atarken gördük.
Doğrusunu söylemek gerekirse...
İşte o anda kendi kendimize "O heykel keşke dikilmiş olsaydı" dedik.
Halbuki...
Söz konusu heykelin dikileceğinin söz konusu olduğu yıllarda, bunun çok aşağılayıcı bir tutum olduğunu söyleyip, "Eskişehir modern ve eğitimli bir kenttir" diyerek, karşı çıkan da bizdik...

......

İlk yapılacak iş son yapılırsa...


Eskişehirspor üst üste kötü sonuçlar alınca...

"Mantık ortada...

Kulüp başkan ve yönetiminin başvurabileceği tek seçenek, biran önce olağanüstü kongre kararı almak olmalıdır.

Bu kararı alırken de "Mevcut tablo karşısında güvenoyu alma gereği zorunlu hale gelmiştir. Çünkü bu böyle gitmiyor. Biz, bu kulübü yönetmek için bize güvenilmesini isteyerek göreve geldik. Ama gelinen noktada bize güvenin azaldığını hissediyoruz. Bu algıyı ortadan kaldırmak, bu kulübü hala iyi yöneteceğimiz hedefimizden vaz geçmediğimizi ortaya koyacak bir güvenoyuna ihtiyacımız var. Bunu yaparken, bu kulübü bizden daha iyi yöneteceği iddiasında olanlara da bir şans tanıma gayesiyle olağanüstü kongreye gitmek istiyoruz" denilmeli..." dedik.
Biz bunu dedikten sonra, Eskişehirspor kötü sonuçlarına devam etti.
Dahası...
Teknik direktör görevinden istifa etti.
Hatta...
Eskişehir'de ilk kez "Ertuğrul sağlam kalsın, Yönetim gitsin" gibi, bu güne kadar eşine az rastlanan bir istek açıkça dile getirildi.
Bizim o günden bu yana "Olağanüstü kongre" görüşümüz değişmedi...
Ama o günden bu yana Eskişehirspor'da çok şey değişti.
Yönetimden istifalar oldu örneğin.
Takım teknik direktörsüz kaldı.
Alınan kötü sonuçlar devam etti.
Bu güne kadar konuşulmayan ligden düşme meselesi, herkesin endişeyle konuştuğu bir konu haline geldi.
Ve en önemlisi de,"yönetim çaresiz içinde" algısı yayılmaya başladı.
Kısacası...
O günde söyledik, bu gün de söylüyoruz...
"Önce Güven" yönetiminin bu gün için, önce "Güven"e ihtiyacı var.
Bu güveni tazelemesi için de yapacağı ilk iş, kulübü olağanüstü genel kurula götürmek olmalı.
Başka bir talip çıkar-çıkmaz bunu bilemiyoruz.
Ama, bu yönetimin, bundan sonra da daha cesur ve kendinden emin görev yapabilmesi adına, güven tazelemesi kaçınılmaz hale geldi."
Yukarıdaki yazıyı geçtiğimiz Ocak ayında yazmıştık.
Geldiğimiz noktada, Eskişehirspor yönetimi olağanüstü kongre kararı aldı.
İlk yapılması gereken iş son yapıldı.
Keşke o aylarda yapılsaydı olağanüstü genel kurul.
Keşke 4 ay önce alınsaydı o güvenoyu...
Şimdi yeni sezonun planlaması yapılıyor olacaktı.
......

Biraz da gülmek lazım

Genç bir kadın, aylardır şantiyede olan kocasına aşağıdaki satırları yazar:
Sevgilim, Biliyorsun, sen şantiyedeyken nur topu gibi bir bebeğimiz oldu. Sütüm yetmediği için, yavrumuzu besleyebilmek amacıyla bir sütanne tuttum.
Yalnız, bu sütannenin zenci olmasından dolayı çocuğumuz, emdiği sütün etkisiyle zaman içinde Zenciye dönüştü.
Haberin olsun dedim.
Bu konuda benim bir suçum olduğunu düşünmezsin umarım.
Öptüm Biricik eşin
Kadının kocası da bunun üzerine annesine bir mektup yazar:
Sevgili anneciğim, Karım bana gönderdiği son mektupta, sütü yetersiz olduğu için bir sütanne tutmak zorunda kaldığını, o sütannenin zenci olduğunu ve bu yüzden bebeğimizin renginin de zamanla koyulaştığını yazıyor.
Bundan eşimi sorumlu tutamayız, tabii ki .
Selam ve sevgilerimle
Annesi ise oğluna şöyle bir cevap yazar:
Sevgili oğlum Aslına bakarsan, sen doğduğunda benim sütüm de yetersiz kalmıştı.
Ama biz fakir olduğumuzdan dolayı, sütanne tutamayıp onun yerine seni
inek sütüyle beslemek zorunda kalmıştık. Bu durumda takdir edersin ki,
senin safkan bir öküz olmanın sorumlusu ben değilim.
Seni seven annen'

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi