
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Her şey, ama her şey güzeldi ama...
Eskişehir Sanayi Odası 1 Kasım 1968 tarihi'nden günümüze kadar geçen 44 yılda nereden nereye gelindiğini ortaya koyabilmek için titiz bir çalışma başlatmış.
Tam 2 yıl süren bu çalışma neticesinde de hem 360 sayfalık bir kitap, hem de 64 dakikalık bir Belgesel hazırlamış.
İşte bu Kitap ve Belgeselin tanıtımı için düzenlenen geceye katıldık önceki gün.
Kitap muhteşem olmuş.
Belgesel de bir o kadar güzel hazırlanmış.
Kimler yok ki Belgeselde...
Başta Firuz Kanatlı, Yılmaz Büyükerşen, Murat Mercan, Yavuz Zeytinoğlu, Fethi Heper, Ali Fuat Güven, Metin Erözlü, Akif Aksoylu, Ertuğrul Tezgören, İsmail Kadıoğlu, Rifat Hisarcıklıoğlu, Tanıl Küçük, Yılmaz Çakır, Gökalp Dağlı, Zühtü Çolpan, Kenan Mortan, Rüştü Bozkurt, Eşref Güngör.
Belgeselin içinde kendi sesleriyle anlatıyorlar Eskişehir sanayi Odası'nın kuruluşundan bu güne gelinceye kadar yaşanan olayları.
Oldukça kalabalık bir sanayici grubu katılmış geceye.
Üç Milletvekili, Salih Koca, Kazım Kurt ve Ruhsar Demirel ile Vali de yerini almış.
Gözler ister istemez orada olmayanları arıyor.
İlk akla gelen isimler de, Cemalettin Sarar, Nebi Hatipoğlu, Onur Sürmeli gibi geceye katılmayanlar oluyor.
Eskişehir Sanayisi ve Sanayi Odası'nın 44 yılını anlatan 64 dakikalık belgesel, Savaş Özaydemir'in şu sözü ile bitiyor sanki bundan sonrasına atıfta bulunurcasına:
-"Hizipçilik ve çekişmenin az olduğu bir süreç yaşadık. Belki de bu başarıda bunun önemli rolü var"
Ve aynı Belgesel şu yazı ile son buluyor;
-"Ve bu hikâye bir kentten bir dünya yaratma serüveninin bir hikâyesidir"
Netice olarak;
-Eskişehir Sanayisinin 44 yılını anlatma düşüncesi güzel.
-Bu düşünce doğrultusunda hazırlanan ve geleceğe yönelik kaynak niteliği taşıyan kitap da son derece güzel.
-Belgesel ise son dereme mükemmel.
-Kitap ve Belgeselin tanıtımı için böyle bir gece düzenlenmesi de iyi olmuş.
-Geceye katılımın bir hayli fazla olması da kuşkusuz iyi bir manzara oluşturmuş.
Bu kadar güzelliğin içinde tek anlayamadığımız ise...
Bu kadar güzelliğin sonrasında ne yalan söyleyelim Lara diye bir sanatçının sahne alışı oldu.
Lara'nın güzelliğine de bir diyeceğimiz yok aslında ama...
Öyle bir gecenin sonunda O'na ne gerek vardı? Gerçekten bilemedik.
Netice olarak...
Sanayi Odası bir emek vermiş ve ortaya hem Eskişehir Sanayisinin geçmişini, hem de 44 yılda nereden nereye ve ne şartlarda gelindiğini kayıt altına alan bir güzel kitap ve Belgesel ortaya çıkartmış.
Ellerine sağlık...
---------------
Köy sezonunu açmış...
CHP Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt, Seyitgazi Yenikent köylü.
Oldukça ünlü bir köy aslında Seyitgazi'nin Yenikent köyü.
Ünlü isimler çıkmış köyden.
Sezai Aksoy, Rıdvan Karluk bunlardan birkaçı.
Yakın olduğu için köyle irtibatını hiç bozmamış Kazım Kurt.
Hatta...
Babadan kalma evini, önemli bir para harcayarak çok da güzel hale getirmiş.
Her yaz geldiğinde kendisini oraya atıyor çok iyi biliyoruz.
O kendisini Yenikent'e atınca, gelen gideni de eksik olmuyor.
Hemen her akşam köyde mutlaka bir misafir ağırlanıyor.
Milletvekili olunca da pek değişmemiş geleneği Kazım Kurt'un.
Meclis tatile girince, köy mevsimini de açmış.
Eskiden olduğu gibi her gün orada olamasa da, haftanın birkaç gününü köyde geçirmeye başlamış.
Kısacası...
Kazım Kurt, köyde ki evini de açmış, köy evi sezonunu da...
Ne diyelim?
İlgilenenlere duyurulur...
------------
Olan Üniversite personeline oldu demek ki...
Anadolu Üniversitesinde görev yapan Öğretim üyeleri, memurlar ve öğrenciler, kendilerini ayrıcalıklı hissederdi bu şehirde.
Seviyeli ve önemli bir kurumda görev yapıyor ya da okuyor olmanın gururunu içten içe yaşarlardı.
Bu gururun yaşanması için de imkanlar ölçüsünde ne gerekiyorsa yapılırdı Üniversite yönetimi tarafından.
Bunlardan birisi de Üniversiteye ait Karacaali Kampıydı.
Gemlik'te bulunan Üniversiteye ait bu Kamp, yaz ayları boyunca Üniversite personeline, Emeklisine ve öğrencisine hizmet verirdi.
90 yatak kapasiteli bu kampa yazılan Üniversite ailesinin personeli, tatil imkanı bulurdu.
Bu yaz'a kadar bu böyleydi.
Şimdi böyle değil.
Çünkü...
Üniversiteye ait Gemlik Karacaali'deki kamp yeri, Gemlik Kaymakamlığına devredilmiş.
Yani...
Üniversitenin elinden çıkmış.
Yaz tatillerini, her yıl olduğu gibi bu yaz da burada yapmak isteyen Üniversite personeli yer ayırtmak için aradıklarında öğrenmişler durumu.
Telefona çıkan görevli;
-"burası artık Üniversitemizin değil. Başka bir kuruma devredildi. Karacaali kampını artık unutun" demiş.
Netice itibarıyla...
Üniversiteye ait bu Kamp niye başka bir kuruma devredildi?, buna ne gerek vardı?, Devir ne şartlarda oldu? Bilemiyoruz ama.
Şunu biliyoruz ki, Olan Üniversite personeline oldu.
En azından her Yaz, ucuza tatil yapma olanakları vardı.
Şimdi o da ellerinden alındı...
Köy sezonunu açmış...