
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Her zaman olmasa da bazen işe yarıyor.
Turgut özal Başbakan olduktan sonra ilk kez Eskişehir’e geliyor.
Gelmeden önce de “Beni en kalabalık mahalleye götürün” diye haber yolluyor.
O günün en kalabalık mahallesi, tıpkı bugün de olduğu gibi Emek Mahallesi.
Eskişehir’e geldiğinde biniyor parti otobüsünün üzerine, önce Küçük Sanayi Sitesine, ardından da Emek Mahallesi’ne gidiyor.
Her iki yerde de soruyor “Benden bir isteğiniz var mı?” diye…
Küçük Sanayi Sitesinde işyeri olanlar ve çalışanlar “Asfalt istiyoruz” diyorlar…
Dönüyor yanındaki dönemin Eskişehir belediye başkanı Sezai Aksoy’a:
-“Duydun değil mi? Hemen şu işi hallet” talimatını veriyor.
Aynı soruyu Emek Mahallesi’nde de soruyor özal…
Mahalleli hep bir ağızdan şu istekte bulunuyor: “Okul, Lise istiyoruz! Mahallede okul olmadığı için çocuklarımızın ömrü yollarda geçiyor”
Bu defa dönüyor özel kalem müdürüne: “Bunu not al, milli Eğitim Bakanına ilet. Benim talimatım olduğunu söyle ve biran önce bu mahalleye bir okul yapılsın” diyor.
Diyor demesine de söz konusu okul, Eskişehir’in en kalabalık mahallesi olan Emek mahallesine bir türlü yapılmıyor.
***
Yıllar geçiyor…
Emek Mahallesi’nin nüfusu 60 bini aşıyor…
Yüzlerce, binlerce ilçeden daha büyük bir konumda olan Emek Mahallesi bir türlü istediği o okula kavuşmuyor.
Nüfusu 60 bini aşan pek çok yerleşim yerinde üniversite ya da Fakülteler bulunurken, aynı nüfusa sahip Emek Mahallesi’nde bir lise bir türlü kurulmuyor.
***
İYİ Parti Eskişehir milletvekili Arslan Kabukçuoğlu durumu mecliste dile getiriyor.
-“Bakanlık şu işe bir el atmalı” diyor kısa konuşmasında.
Bir şekilde Bakan ve bakanlık yetkilileri alıyor bu talebi.
Eskişehir Milli Eğitim müdürlüğü ile yapılan görüşme sonrasında da Emek mahallesine yapılacak olan lisenin yapılmasına karar verilip, bakanlığın yatırım programına alınıyor.
***
Yıllardır Emek Mahallesi’nde oturan meslektaşımız Ali İhsan Sarıçoban ile oturup sohbet ederken laf bir şekilde bu meseleye geldi.
Sarıçoban “ Arslan Kabukçuoğlu bu durumu mecliste dile getirmeseydi, konu bir şekilde bakan ve bakanlık yetkililerinin dikkatini çekmiş olmasaydı, bu mahalleye Lise kurulması bu aşamaya gelmezdi. Zaten geçenlerde karşılaştığımda Kabukçuoğlu’nu da tebrik ettim” dedi.
***
Milletvekilleri zaman zaman Eskişehir ile ilgili sorunlar konusunda yazılı ya da sözlü soru önergeleri veriyor, bazen de söz alarak mecliste sorunları dile getiriyorlar.
Bu durum kamuoyu tarafından çok da dikkate alınmıyor ve genel kanaat “Onlar anlatıyor, soruyor ama iktidar bildiğini okuyor” şeklinde değerlendiriyor.
Fakat yukarıda anlattığımız olay bunun böyle olmadığını gösterdi.
O nedenle, Eskişehir Milletvekillerinin yine Eskişehir ile ilgili sorunları dile getirmelerini önemsemek ve kıymetli bulmak gerekiyor.
Her zaman olmasa bile, Kabukçuoğlu’nun talebinde olduğu gibi bazen işe de yarıyor…
.....
Tüketici ismini
kullanarak
tüketmek…
Tüketiciyi Destekleme Derneği…
Başkanından yöneticilerine kadar AK Partili oldukları bilinen isimlerin yönettiği bir dernek.
Yönetiminde AK Partili isimlerin olması tüketicilerin haklarını koruyamayacağı anlamına gelmiyor elbette.
Ancak…
Hükümet zamları ile yerel zamlara karşı gösterilen tepki sırasında bir gözlerini kapamaları, çok da adil olmadıklarını ortaya koyuyor…
örneğin, başta Elektrik, Doğalgaz ve Akaryakıt olmak üzere gelen zamlar ve vergi artışları ile ilgili sessiz kalan söz konusu dernek, Kalabak suyuna yapılan zammı eleştirebiliyor.
Bakın biz bu köşede Kalabak suyu zammını açıkça eleştirdik…
Fakat biz aynı köşede iktidarın birbiri ardına mal ve hizmetlere yaptığı zamları da sürekli eleştiriyoruz…
İşte sözünü ettiğimiz dernek bunu dahi yapmıyor, yapamıyor.
Yapmayınca da, dışarıdan bakıldığında söz konusu dernek Tüketiciyi Koruma Derneğinden çok, yöneticilerinin mensup olduğu “iktidar partisini koruma ve kollama derneği” gibi algılanıyor.
Diyeceğimiz o ki, söz konusu dernek Tüketiciyi Koruma Derneği isminde ısrar edecekse, bu derneğin eleştirisi sadece CHP’li belediyelerin uygulamalarıyla sınırlı kalmamalı.
Tüketiciyi zora sokan iktidarın zam ve benzeri yanlış uygulamalarına da aynı tepkiye verebilmeli.
-“Yok, biz AK Partiliyiz. Kendi hükümetimizin uygulamasını yanlış da haksız da olsa eleştiremeyiz” deniyorsa, o halde derneğin ismini değiştirmelerinde yarar var…
Zira…
Bir yandan “Tüketici” ismini kullanıp, diğer taraftan mensup oldukları partinin isminde yer alan “Adalet” başta olmak üzere pek çok değeri tüketiyorlar…
Bizden söylemesi…
.....
Bu şehrin yaşam kalitesi…
-Adam kullandığı aracı yol üzerinde öyle bir yere koyuyor ki, koca yolun trafiğe kapanıyor olması umurunda bile değil…
-Adam kullandığı araçla kaldırımda yürüyen insanların yanından öylesine hızlı geçiyor ki, kaldırım kenarında biriken suyu sıçratarak, insanları tepeden tırnağa ıslatması derdi bile değil.
-Adam kullandığı araçla yaya geçidine öyle bir hızla geliyor ki, geçitten karşıya geçmeye çalışan yaya canını zor kurtarıyor. Bir de üstüne üstlük okkalı bir küfür yiyor.
-Adam kullandığı aracı AVM otoparkının kapısına yakın olsun diye göz göre göre getirip, engelliler için ayrılan yere bir güzel koyuyor. Uyardığınızda neredeyse “Ne olacak canım. Onlar da biraz yürüyüversin” diyecek.
-Adam öküzlüğe öyle alışmış ki, e ışık yanar yanmaz önünde araç olmasa dahi varmış gibi kornaya basıyor uzun uzun.
-Adam sicim gibi yağmurun yağdığı bir ortamda kavşağa öyle bir geliyor ki, bırakın o yağmurda karşıya geçmeye çalışan çoluk çocuk ve kadınlara yol vermeyi, neredeyse vatan haini ilan edecek.
-Adam kullandığı aracını kaldırım üzerine park edip gidiyor.
-Adam bisiklet ve motosikletini yaya yolu üzerindeki en yakın ağaca bağlayıp, yaptığı gayet normalmiş gibi davranıyor.
-Adam tramvay yolunu kendine ayrılmış yol gibi kullanıyor.
-Adam kullandığı araçla kırmızı ışık nedir bilmiyor.
“Adam” diyoruz ama yukarıda saydıklarımızı yapanların adamlık ile alakası yok.
HHH
Bir şehirde olması gereken tek şey insandır…
Kentte yaşayan insanlarda bulunması gereken 3 önemli özellik, yani sevgi-Saygı-hoşgörü olmalıdır.
Bu 3 önemli özellik, yaşam kalitesini doğurur.
Yani…
Yaşanabilirlikten ziyade yaşam kalitesinin olup olmadığıdır önemli olan.
Yaşam kalitesinin olup olmadığının en önemli göstergesi de, o şehirde yaşayan mutlu insanların sayısının çokluğudur.
Sonuç olarak:
Eskişehir yaşanabilir bir kenttir ama yaşam kalitesi bakımından çok da iyi bir konumda değildir.
Zira…
Yukarıda verdiğimiz ve günlük yaşamda sık sık karşılaştığımız olayların bu denli çok olduğu bir şehirde mutlu olabilmenin imkanı yoktur…