
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Herkes soluğu Büyükerşen'in yanında alır olmuş
Şu sıralarda, Erman Gölet'in Odunpazarı adayı olmasını isteyenler de, aday olmasını istemeyenler de soluğu Büyükrşen'in yanında alıyor.
Sadece onlar mı?
Odunpazarı Belediye Başkan adayı olmak isteyenler ile, Meclis üyesi olmak isteyenlerin de soluğu aldığı yer Büyükşehir Belediyesinin Özel Kalem'i...
Bir fırsatını bulup, benzeri sorular soruyorlar Yılmaz Büyükerşen'e...
-"Siz gerçekten bu Erman Gölet'i aday yapacak mısınız?"
Ya da...
-"Erman Gölet'i aday yapacaksınız değil mi?" diye.
Bunun yanı sıra...
Odunpazarı Belediye Başkan ya da meclis üyeliğine aday olmak istediklerini bir türlü söyleyemeyip, Hoca'nın ağzından çıkan laflar doğrultusunda fikir edinmeye çalışan ve buna göre de yol haritasını çizmek isteyenler de hep Büyükerşen'in etrafında.
Hoca, adaylıklarla ilgili bir şey söylemeye görsün...
Anında yayılıyor sözleri bütün şehre...
O sözlerin altından neler neler çıkıyor...
Kimler o sözlerin ışığında ne sonuçlara varıyor bir bilseniz?
En son Büyükşehir Özel Kalemi'nde yaşanan bir olay var.
Yine adaylık ile ilgili sorulara Büyükerşen'in biraz da bıkkınlık ifadesiyle verdiği bir cevap var.
Daha doğrusu söylediği bir cümle.
-"Ben karışmam. Sonra her şey üzerime kalıyor. Genel Merkez listeyi yapar, ben de isimlerin karşısına düşüncelerimi sıralarım"
Bu sözlerin bile CHP içinde farklı farklı yorumlandığı, herkesin bu sözleri kendi düşüncesi doğrultusunda değerlendirdiğini söylememize gerek yok.
Sonuç itibarıyla...
Gelinen noktada herkes gerek Odunpazarı adaylığı ve gerekse meclis üyesi adaylığı için Büyükerşen'in ağzını yoklar hale gelmiş.
Bu yoklamayı direkt olarak yapanların dışında bir de dolaylı ağızdan laf alma çabasında olanlar mevcut.
Halbuki, Yılmaz Hoca'nın bu gün söylediği sözlerin, aday açıklama süreci geldiğinde hiçbir anlamı olmayacak.
Geçtiğimiz seçim önceleri hatırlanıyor olsa, herkes sürecin ne şekilde gerçekleşeceğini de bilecek ve bugünden yoklama çekmenin gereksiz olduğunu anlayacak.
Ama hatırlanmıyor işte...
O halde biz hatırlatalım da, kimse Büyükerşen'in ne düşündüğünü anlamaya çalışmak için takla üzerine takla atmasın.
Ne olmuştu geçtiğimiz seçim öncesinde?
Tam da aday belirleme süreci yaşanırken Büyükerşen'in etrafında bir girdap oluşmuş, bu girdabın içinde kalanlar listelerde yer alırken, girdabın fırlattıkları yere çakılmıştı.
O nedenle...
Aday olmak isteyenler girdabın içinde kalmaya baksın...
Yıksa fırlayıp gidecekleri gibi bir de yere çakılacaklar.
Tıpkı önceki seçimlerde olduğu gibi...
......
Adnan Ercan eski Erzincan belediye başkanıydı...
Dün bu köşede, Büyükşehir statüsü kazanıldıktan sonra görev yapan Genel Sekreterleri sıralamıştık.
Büyükşehir belediyesinin ilk Genel Sekreteri olan Adnan Ercan'dan bahsederken de, kendisinin Belediye kökenli olmadığını ifade etmiştik.
Dün aldığımız bir mesaj, yaptığımız tespitin ne kadar yanlış olduğunu ortaya koydu.
Zira...
Büyükşehir belediyesinin ilk Genel Sekreteri Adnan Ercan Erzincan eski Belediye Başkanıydı ve dolayısıyla belediyeciydi.
Bizim bu yanlışı yapmamıza belki de Adnan Ercan'ın Eskişehir Belediyesi kökenli olamaması neden oldu bilemiyoruz ama sonunda yanlış yanlıştır ve biz bu yanlış tespiti yaptık...
Bu nedenle de bugün düzeltme ihtiyacı duyduk...
........
Hayırlı uğurlu olsun...
Geçtiğimiz Pazartesi günü, CHP il başkanlığından istifa eden Erman Gölet Nihat Çuhadar ile birlikte gitmiş Büyükerşen'e...
İki tane soru sormuş ziyarette...
Birincisi:
-"Hocam ben bugün il başkanlığından istifa ediyorum. Odunpazarı Belediye Başkanlığına aday oluyorum. Benim adaylığım ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Olurken...
İkincisi de:
-"Hocam ben istifa ettikten sonra yönetim içinde oylama yapıldı ve il Başkanlığına Nihat arkadaşımız seçildi. Nihat Çuhadar'ın il Başkanlığına ne diyorsunuz? Sorusu olmuş.
Büyükerşen her iki soruya da aynı cevabı vermiş...
Ne demiş biliyor musunuz?
Sadece...
-"hayırlı uğurlu olsun"
......
Yuh olsun! ne diyelim?
-Henüz 19'unda bir gencin ölümü elbette çok üzücü ama asıl üzücü olan "Onun orada ne işi vardı?" yaklaşımı.
-Henüz yaşamının baharında bir fidanın öldürülmesi tabii ki çok acı ama asıl insanı kahreden, bazılarının sanki ölümü hak etmiş gibi davranıyor olması.
-Henüz başladığı Üniversitenin keyfine bile varamayan bir canı kaybetmek muhakkak dayanılmaz ama asıl dayanılmaz olan "Arkadaşları öldürmüştür" sözleri.
-Henüz ailesine ve arkadaşlarına doyamayan bir insanın öldürülmesi son derece feci ama asıl kabullenemediğimiz, kamuoyunda yaratılan "Ölen öldü. Bari kalanı kurtaralım" algısına yol açabilecek hareketlerin içine giriliyor olması.
-Henüz delikanlı çağında ki bir gencin sevinçle geldiği Eskişehir'den tabutla gitmesi yürek parçalayıcı ama insanın asıl ciğerini yakan vicdanların ortadan kalkması.
-Küçücük bir bedenin öldüresiye sopalarla dövülmesi canice ama asıl canice olan "O'nun dövülürken görüntüleri yok. Dövülenler başka çocuklar" denilerek bir çıkış aranması.
Asıl korkunç olan ne biliyor musunuz?...
Ölümün kafa travmasına bağlı beyin kanaması ve buna bağlı komplikasyonlardan meydana geldiğine dair resmi rapor orta yerde dururken birilerinin hala "Belki kullandığı ilaçlardan dolayı ölmüştür" demek suretiyle insanları kandırmaya çalışmasıdır.
Sonuç olarak...
Ölümün yüzü kim olursa olsun kötü ama asıl kötü olan bazılarının öldürüleni bile öldüğü için siyaseten yargılıyor olmasıdır...
......
BİRAZ DA
GÜLMEK LAZIM
Kadının biri kasabalarında kurulan panayırda şöhretini duyduğu falcının çadırına girmiş, Falcı, karanlık ve dumanlı bir ortamda önündeki ışıklı kristal topa bakarak gelecek hakkında kendisine gelen mistik haberleri iletmeye başlamış..
"Bunu söylemem kolay değil ama sözü dolandırmayacağım.." demiş üzgün bir ifade ile, "Dul kalmaya hazırlan evladım.. Kocan bu sene feci bir şekilde ölecek..!"
Kadın, titreyerek yanan mum ışığında hafif ürpererek falcının yüzüne bakmış, kendine gelebilmek için birkaç defa derin nefes alıp vermiş, heyecandan kuruyan genzini temizleyerek
"B.. Bir şey sorabilir miyim?.." demiş,
"Evet?.."
"Pekii.. Beraat edecek miyim?.."