1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Herkes yapılan anket sonuçlarını soruyor bize...

Gazeteci olarak tercih ettiğimiz bir tavır asla değil ama...
Bir gün oturup şöyle bir yazı kaleme alsak:
-"Eskişehir'de 7 Haziran seçimlerinde CHP birinci parti olacak" diye...
Birkaç gün sonra benzeri bir yazıyı daha yazıp:
-"Eskişehir'de AKP önde gidiyor. 7 Haziran seçimlerinin galibi olmaya AKP daha yakın" desek.
Hatta...
Aradan yine birkaç gün geçtiğinde başka bir yazı kaleme alıp:
-"Bu seçimin sürprizi MHP ile HDP olacak" diye bir yorumda bulunsak.
En son, seçime birkaç gün kala da nihai yazımızı yazıp:
-"MHP ve HDP abartıldığı kadar değil. AKP biraz oy kaybediyor, CHP biraz oy kazanıyor ama tüm bunlar seçimin sonucunu etkileyecek artışlar değil. Bu seçimlerde hiçbir şey değişmeyecek" desek.
Yani...
Yukarıdaki başlıklar altında 4 ayrı yazı yazsak:
Belki gazetecilik açısından çok da dengeli bir tavır sergilemiş olmayacağız ama neticede seçim sonucunu bir şekilde tutturmuş olacağız.
Çünkü...
Seçimin sonunda olabilecek başka bir seçenek yok.
Ve biz bu seçenekleri, her ne kadar birbirleriyle tezat teşkil etse de zaten yazmış olacağız.
Sonuç ne çıkarsa çıksın, bizim de ortaya çıkartıp koyabileceğimiz ve seçim sonuçlarını önceden bildiğimizi kanıtlayan bir yazı mutlaka elimizde olacak.
Hatta...
Çıkıp "Bakın işte! Seçimin sonucunu bildik" diyerek kendi kendimize böbürlenebilecek ve çoğu insanı da "Vay be! Gerçekten seçim sonucunu günler öncesinden bildi" diye kolayca kandırabileceğiz.
Şimdi herkes bize, kamuoyu şirketlerinin yaptığı araştırmaların sonuçlarını soruyor.
Biz de, sorunlara yukarıda yazdıklarımızı anlatıyoruz.
Kamuoyu araştırma şirketleri neredeyse haftada bir anket çalışması yapıyor.
Yaptıkları bu anket çalışma sonuçlarını da kamuoyuna açıklıyor.
Bakıyorsunuz sonuçlara: aynı şirket AKP'nin oylarını bir ankette yüzde 39, diğer ankette yüzde 45 gösteriyor.
Başka bir şirket, CHP nin oylarını bir ankette yüzde 25, diğerinde yüzde 30 larda çıkartıyor.
Keza...
MHP nin oylarını, aynı şirketin farklı anketlerinde yüzde 14 ila 19 arasında götürüp getiriyor.
Anlayacağınız...
Anket şirketlerin yaptığı, bizim yukarıda verdiğimiz örnek misali...
Hepsi bir şekilde tutturacak sonucu...
Çünkü...
Seçim sonucunda çıkabilecek her türlü sonucu bir şekilde belgeliyorlar...
Yarın seçim olduğunda "Tutturduk işte" diyecekler...
Tutturamadıkları, yanından bile geçmeyen anket sonuçları ile zaten kimse ilgilenmeyecek.

***************************************

İyi beton atıldı ama!

Ankara-Eskişehir-İstanbul arası Yüksek Hızlı Trenin yer altına alınmasının ardından üzeri kapatılan ve 2 yılı aşkın süredir otopark olarak kullanılan hat boyunda ilk beton törenle atıldı.
Ne zaman: Bundan tam bir ay önce.
İlk beton atılır atılmaz, bir de tabela konuldu söz konusu çalışma alanına...
-"Proje 210 günde bitecek" denildi konulan tabelada.
Beton atıldı atılmasına da, o günden bu yana geçen 30 günde başka bir çalışma olmadı.
Seçimlere kadar da pek bir çalışma olacağa benzemiyor.
Tabelaya göre kaldı 180 gün.
Bu rakam 6 aya tekâmül ediyor.
Yani...
Hat boyu projesinin tamamlanması için 6 ay gibi kısa bir süre var.
Bu sürede bu iş yapılabilir mi?
İstenirse yapılır.
Ancak...
Hat boyu projesinin başlamasını iki yıldan fazla bekleyen Eskişehir, herhalde projenin bitimini de sabırla! Bekleyecektir...
Her ne kadar "İlk beton atıldı" müjdesi verilmesinin 7 Haziran seçimleri ile doğrudan ilişkisi olduğu bilinse de...


***************************************


Bundan sonra dönene selam verenin!

Siyasetin eski tadı tuzu yok.
Sağ-Sol diye bir kavram neredeyse kalmadı.
Sağcı olarak bildiğiniz çoğu insanı Sol'da, Solcu olarak tanıdığınız insanları sağ partilerde görmek artık kimseyi hiç de şaşırtmıyor.
Ancak...
Şöyle de bir durum var...
Parti değiştirenler, terk ettikleri partilerinde "hain" olurken, gittikleri partilerinde ise çok da baş üzerinde tutulmuyorlar.
Hatta.
Ne İsa'ya ne de Musa'ya yaranabilme gibi bir durumla karşı karşıya kalıyorlar ki, bu durum da karizmalarını bir hayli etkiliyor.
Geçenlerde SP'li İsmail Müftüoğlu'na sorulmuş bu parti değiştirme meselesi.
Eski Adalet bakanlarından olan Saadet partili İsmail Müftüoğlu kendilerinden ayrılanları kastederek başlamış meseleyi bir fıkra ile anlatmaya:
Bektaşi halkla hiç ilgilenmez hatta kimseye selam vermez, devamlı içermiş.
Yine ayyaş ayyaş dolaşırken bir bilgeyle karşılaşır.
Bilge ona uzunca nasihat eder, insanlara selam vermenin ne kadar önemli olduğunu anlatır.
O günden sonra Bektaşi keçi görür selam verir, ağacı görür ona selam verir, havada uçan kargaya selam verirmiş.
Yoldan geçmekte olan değirmenciyi görür ona da selam verir ve beni değirmenine götür un nasıl olur merak ediyorum der.
Değirmenci kabul eder ve değirmene giderler.
Bektaşi değirmenin kapısına selam verir ve incelemeye başlar ve incelediği değirmenin her parçasına selam verir.
Dönmekte olan değirmen taşı dikkatini çeker ve selam vererek incelemeye başlar; bu arada ceketi, dönen taşların arasına sıkışır. Ceketini çeker lakin gücü yetmez ve yere düşer canını zor kurtaran Bektaşi:
-Bundan sonra dönenlere selam verenin taa... der.

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi