
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Hiç oldu mu yani şimdi?
Odunpazarı ve Tepebaşı Belediye meclisleri.
Aynı gün aynı saatlerde başlıyor.
Her iki meclisin gündeminde de aynı madde var.
Belediyelerin 2013 yılı faaliyet raporlarının görüşülerek karara bağlanması maddeleri.
Her iki Belediye meclisinde de CHP çoğunluğu var.
Tek fark...
Tepebaşı Belediyesi geçtiğimiz dönem de CHP'deydi, şimdi de CHP'de...
Odunpazarı Belediyesi ise...
Geçtiğimiz dönem AK Parti'deydi, şimdi ise CHP'nin elinde.
Her iki Belediyenin 2013 yılı faaliyet raporları görüşülüyor meclislerde ve sıra oylamaya geliyor.
Tepebaşı meclisinde AK Parti grubu Belediyenin faaliyet raporuna ret oyu veriyor.
Odunpazarı meclisinde ise CHP grubu, AK Partili Belediyenin son faaliyet yılı raporuna kabul oyu veriyor.
Mecliste çoğunluğu olan CHP grubu Ret oyu verse, AK Partili Belediyenin son yılı olan 2013 yılı faaliyet raporu kabul edilmemiş olacak.
Buna rağmen Odunpazarı meclisindeki CHP çoğunluğu, böyle bir fırsatı olmasına rağmen bu fırsatı kullanmayıp, faaliyet raporunun oy birliği ile kabul edilmesini sağlıyor.
Öte yandan...
Tepebaşı meclisinde ise, çoğunluğu olmamasına rağmen AK Parti grubunun "fırsat bu fırsat" düşüncesiyle ve sonuç alınamayacağını bile bile faaliyet raporuna Ret oyu vermesi, raporun oy birliği yerine çokluğu ile kabul edilmesine neden oluyor.
Sonuç olarak...
Her iki Belediyenin de faaliyet raporları kabul ediliyor edilmesine ama...
Odunpazarı meclisindeki CHP grubunun bakış açısıyla, Tepebaşı meclisindeki AK Parti grubunun bakış açısı da ortaya çıkmış oluyor...
Şimdi biri çıksa ve:
-"Tepebaşı'nı yeniden kazanan Ahmet Ataç'ın faaliyet raporuna AK Parti grubu, azınlıkta olmasına rağmen ret oyu verirken, görev değişikliği ile Odunpazarı yönetimine gelen Kazım Kurt başkanlığındaki CHP'liler, çoğunlukta olmalarına rağmen AK Partili Burhan Sakallı döneminin faaliyet raporunu reddetmiyor. İşte iki partinin niyeti arasındaki fark" dese, haksız mı yani?
Keşke...
Tepebaşı Belediye meclisindeki AK partililer "2013 yılı faaliyet raporunun şu bölümlerine katılmıyoruz ama, buna rağmen 'geçmiş geçmişte kalmıştır' düşüncesiyle kabul oyu veriyoruz. Bununla da niyetimizi ortaya koymuş oluyoruz" demiş olsalardı.
---------------------------------------
Trafiği rahatlatacak bir düzenleme önerisi...
Mimar Birol Azdiken'in, kent Merkezi trafiğini rahatlatacak bir düşüncesi var.
Düşünce aynen şöyle:
"Yıkılan Demiryolu Köprüsü alanı üzerinde oluşturulan kavşak, Atatürk,İsmet İnönü caddelerinden Zübeydehanım caddesine bağlandığında trafik rahatlayacak.
Bunun için en basit ve ucuz çözüm İbiz otelin arkasından, otelin bahçe duvarları biraz geri çekilerek tek şeritli gidiş şeklinde Bağlar kavşağından Zübeydehanım caddesine ulaşır.
Keza haller gençlik merkezi yanındaki mevcut yol geniş olarak düzenlenerek çift gidiş geliş olarak düzenlenebilir.
Büyük istimlâk bedelleri ödemeden çok çok ucuza Bağlar, Sakarya, Muttalıp Gar, Otogar Tepebaşı vs bağlantıları rahatlıkla halledilir. Bu 200 metrelik mesafede gerekirse beton kuvvetlendirilerek çok şeritli hale, yine diğer pahalı çözümlere göre basit ve kısa zamanda getirilebilir"
Dinlediğinizde, uygulanabilir ve kolay bir proje bu.
Üstelik.
Trafiği de bir hayli rahatlatacak bir proje.
Tabi bizim dinlemiş olmamız ve hak vermemiz yetmiyor.
Önemli olan, bu işi yapacak olanlar bu düşünceyi dinler ve hayata geçirir mi?
"Hiç olmazsa bir değerlendirirler" diye düşünüyoruz.
Umarız değerlendirirler...
---------------------------------------
Kılıçdaroğlu "Gençlerin önünü tıkayanların CHP'de işi yok" diyor ya, bi gülme tutuyor...
Mahalli seçimlerin sonuçları alındıktan sonra birileri üşenmemiş, Belediye Başkanlarının yaş ortalamasını çıkartmış.
Buna göre, Türkiye'de 5 yıl boyunca görev yapacak olan Belediye Başkanlarının yaş ortalaması 51.58.
Yaş ortalaması en düşük parti 44.05 ile BDP
Bu partiyi, yaş ortalaması 50.87 ile AK Parti,55.37 ile MHP izliyor.
Belediye Başkanlarının yaş ortalaması en yüksek olan parti ise 55.69 ile CHP.
Yani...
Yaş ortalaması en yüksek belediye Başkanlarının bulunduğu parti CHP.
Rakamlar böyleyken, geçtiğimiz günlerde CHP Genel merkez binasını gençlere davetiye ile işgal ettiren CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ne demişti?
-"Gençlerin önünü tıkayan hiç kimsenin bu partide yeri ve işi yok" demişti değil mi?
Söylenenle yapılan birbiriyle çelişiyor sanki.
Öyle ya...
-Yaş ortalaması en yüksek Belediye Başkanları CHP'de.
-Bu Belediye başkanlarının yüzde 98'i Genel merkez ve Genel başkan tarafından belirlenmiş.
Ama buna rağmen aynı Genel başkan çıkıp...
-"Gençlerin önünü tıkayan hiç kimsenin bu partide yeri ve işi yok" diyor.
Sanki CHP'de gençlerin önünü Birleşmiş Milletlerin, Temsilciler Meclisi tıkıyor!
Türkiye'nin, yaş ortalaması en yüksek Belediye Başkanlarını sanki, Almanya'nın Yeşiller partisi Genel Merkezi belirliyor!
Hâlbuki Kılıçdaroğlu durup dururken böyle bir laf etmese, kimsenin Belediye Başkanlarının yaşı ile ilgilendiği bile yoktu ama...
Gelin görün ki, diyor işte!
--------------------------------------
"Kraldan çok Kralcılar"
diyorlar ya...
Seçimlerin hemen sonrasında hep aynı durum yaşanır.
Kiminin "Meclis üyesi oldum" diye, kiminin ise "Belediye Başkanının A Kadrosundayım" diye yanına yaklaşılmaz.
En dandik komisyona seçilenler, Belediyenin sahibi olduğuna inandırırlar kendilerini.
Resmen öyle de yaşarlar.
Belediye Başkanlarının seçim öncesi yanında dolaşıp, ilk işe alınanların da havasından yanına varılmaz.
Sözde Başkanın en yakın adamı ya, elleri arkasında ve seçilmiş başkan edasıyla dolaşırlar belediye koridorlarında.
Hiçbir Belediye Başkanı, seçim kazanmanın havasını onlar gibi atamaz.
Hiçbir belediye Başkanı, imkan ve gücü onlar kadar kullanamaz.
Geldikleri ve hiçbir etkisi olmayan konumlarını öyle bir anlatırlar ki, insanın "Şu Belediye Başkanları biraz daha gayret gösterseydi de, meclis komisyonlarına seçilip, Belediye'de işe girebilselerdi" diyesi gelir.
O yüzden...
Şu sıralar böyle olaylarla çok sık karşılaşırsınız.
Normal karşılayın.
Çünkü bu durum her seçim sonrasında olur.
--------------------------------------
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Nasıl yağmur, nasıl fırtına !!!...
Adam bir taksiye el kaldırır, taksi durur. Adam gideceği yeri söyleyince, taksici kızarak:
'-Ohoo orası çok yakın, alamam seni' der ve gazlar gider. Adam çok bozulur ama sonra bir şekilde evine gitmeyi başarır.
Ertesi gün şans eseri bir bakar ki, dün geceki taksici, evinin önündeki taksi durağındadır ve üçüncü sıradadır.
Adamın ise siniri hala yerindedir. Hemen plan yapar ve ilk taksi şoförüne yanaşır:
- Taksim'e kaça götürürsün ?
- 5 milyon.
- Sana 20 milyon veririm ama bir kere beraber olalım.
- Hadi be sapık mısın, nesin? Defol !...
Adam bu yanıtı alınca ikinci sıradaki taksiye yanaşır.
- Taksim'e kaça götürürsün?
- 5 milyon..
- Sana 20 milyon veririm ama bana evet de... Bir kere beraber olalım.
- Vay sapık vay, defol !...
Sıra üçüncü taksiciye, yani bizim taksiciye gelmiştir.
Adam yanaşır:
- Taksim'e kaça götürürsün?
- 5 milyon.
Peki. Sana 20 milyon veririm ama bir şartım var !!!
- Nedir ?
- Giderken diğer taksicilere el sallıyacaksın!!!
- Ayıp ettin abi tabii.