Herkesin konuştuğu, dilinden düşürmediği soru net!
"Hoca yeniden aday mı, değil mi?"
Shakespeare'nin ünlü sözü gibi.
'Olacak mı, olmayacak mı, işte bütün mesele bu!"
2 2 2
Olursa zaten sorun yok!
Ataç Tepebaşı'na yeniden devam...
Gölet'in Odunpazarı için aday gösterilmesi için neden de kalmadı. Listeler ise elbette hocaya kalır.
Hocaya o güne kadar daha yakın olanlar, o listede yerini alır.
Gerisi için hocanın CHP'ye katılışı fiyasko anlamı taşır.
2 2 2
Ancak sorunun diğer kısmı hayata geçerse, o zamanki formül önemli oluyor.Yani, Yılmaz Hoca'nın aday olmaması kısmı!
Çünkü;
Hoca'nın aday olmama ihtimali hiç bu dönemdeki kadar konuşulmamıştı.Bu yüzden, Hoca'nın aday olmaması durumunda yaşanacak olası görüntüler daha çok dillendirilmeye başlandı.İşte son günlerde gittiğimiz her yerde konuşulan bir formülü yazıyoruz.
Büyükşehir Ahmet Ataç.
Tepebaşı Fuat Gürcüoğlu.
Odunpazarı zaten Erman Gölet.
2 2 2
Aynı senaryoları üretenlerin AKP'ye bir türlü bulunamayan adayları da var.
Büyükşehir Salih Koca.
Tepebaşı Vahap Ata.
Odunpazarı Burhan Sakallı.
2 2 2
Gördüğünüz üzere...
Denklemler sıklaştı.
İçler dışlar çarpımı var.
İç açıların hesaplanması var!
Doğru eğimini en doğru şekilde bulmak var.
Orantı var, olasılık var.
Kısaca;
Aday belirleme ya da aday bulma konusunda Eskişehir'in fısıltı gazetesinde matematiğin her türlü formülü var.
Bakalım kimin formülü seçimlere uyacak?
Konuşulan son formül ise yukarıda yazdığımız gibi!

2 2 2

SOSYAL MEDYANIN GÜCÜ!

Hayatımız internetten sonra fena değişti.
Teknolojik yaşamaya başladık.Sanal dünyayı yanımızda gezdirmeye başlayınca da olanlar oldu...
Gizli saklı hiçbir şey kalmadı.
2 2 2
Sosyal medya sadece sosyal hayatımıza etki etmedi elbette.
Bunun siyasete yansımaları da var.
Bürokrasiye de.
Bürokratik anlamda son valiler kararnamesi, sosyal medyanın gücünü kanıtladı.Eskişehir valisinin merkeze alındığını, yerine Çanakkale valisinin atandığını neredeyse tam on gün önce sosyal medya duyurdu.
Kulaktan kulağa yani, fısıldamalarla...
Gerçek olduğu da önceki gece ortaya çıktı.
Ortaya çıkan bir diğer gerçek, sosyal medyanın gücü oldu.

2 2 2

FENER BİR TEŞEKKÜRÜ DAHA HAK ETTİ!

Fenerbahçe, UEFA finali öncesinde elendiğinde, gazetelerin manşetleri neredeyse aynıydı.
"Teşekkürler Fenerbahçe"
Ulusal medyanın bu görüşünün nedeni belliydi.
Fenerbahçe, sahiden de üst düzey takımlar ile mücadele etti.
Ona rağmen, iyi işler çıkardı, kupaya iyi yerden veda etti.
İşte bu yüzden, Fener'e ulusal basın teşekkür ediyordu.
2 2 2
Bizde Türkiye Kupası'nın yarı finalinde elendik.
Fenerbahçe penaltı atışları ile sonuca gitti.
Belki iyi hamleler yapılsa, maç çoktan kazanılmış olacaktı Es-Es için.Fakat ne hikmetse bulunan golden sonra takım geri yaslandı.Oyuncu değişikliği için yine acele edilmedi!
Hatta hiç edilmedi!
Ki, 90 dakika boyunca oyuna hiç müdahale edilmedi.
2 2 2
Sonuç penaltı atmaya mecali kalmayan ayakların penaltı atmasıyla oldu.Bariz hakem hatalarını da eklemeliyiz mutlaka.
Hele hele Necati'nin buz gibi golü!
Neyse;
Elendi Es-Es.
Sonrasında ise gazeteler "teşekkür etti" Es-Es'e...
Sanki asla olmayacak bir işi başarmış, asla görülemeyecek bir sona yaklaşılmış gibi.Bırakın hepsini, bizce Fener'e taraftarları hatta medyası yeniden teşekkür etmeli.Eskişehirspor gibi kaliteli bir takımı sayılmayan golümüz ve bizim hocanın hataları ile de olsa yenip finale kalmayı başardıkları için...