
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
HUKUK HERKESE LAZIM
AK Parti'nin, İç Güvenlik Paketi ile ilgili gelişmeler, kaygı ile izleniyor. TBB Başkanı Sayın Metin Feyzioğlu,"İç Güvenlik Paketi ile Türkiye'de adı konulmamış bir sıkıyönetim ilan edilmektedir. Aklıselimin galip gelmesini ve paketin çekilmesini diliyoruz. Bu yasaya karşı çıkmak, vatana hizmettir, namus borcudur" dedi.
Son aylarda ise yargıda, dikkat çeken gelişmeler yaşanıyor. Özellikle de hâkimler, savcılarla ve avukatlarla ilgili gelişmeler, kaygı ile izleniyor. Nitekim Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Birinci Dairesi'nin 15 Ocak 2015 tarih ve 2015/24-25 sayılı kararnamesiyle, 784'ü adli, 104'ü idari yargı olmak üzere, toplam 888 hakim ve savcının görev yeri değiştirildi.
Öte yandan Hukuk Fakültesi mezunlarının, stajın ardından avukatlık yapabilmek için, girmesi gereken ve yapılması beklenen, sınav kaldırıldı. Türkiye Barolar Birliği ve CHP'nin, karşı çıktığı sınavın, kaldırılmasına ilişkin, yasa teklifi, tartışmalı oturumda, TBMM Genel Kurulu'ndan geçmişti. Avukatlık sınavı, hukuk devleti açısından zorunlu olmasına ve Anayasa Mahkemesi'nin kararına rağmen, Avukatlık sınavı, düzenlenemiyor.
Ülkemizde, adaletle ilgili olumsuz gelişmeler, uluslararası alanda da izleniyor. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, " ...ABD' nin, Türk halkının hiç kimsenin hukukun üstünde olmadığı ve kamusal şahıslara karşı suçlamaların, tarafsızca soruşturulduğu, sivil ve cezai konularda adalet, zamanlılık ve şeffaflığın, en yüksek standartlarını karşılayan, bir hukuk sistemine yönelik arzusunu desteklediğini, net şekilde dile getirmeye devam ediyoruz" dedi.
Adalet, mülkün yani ülkenin temelidir. O nedenle de yargının kurucu unsuru olan avukatlar, hâkimler ve savcılar, bu ülkenin temel taşları arasındadır. Adalet, ülkenin temeli olduğuna göre; yargı camiasını, avukatları, hâkimleri, savcıları itibarsızlaştırmak, devleti temellerinden sarsmaktır.
Elbette yargıda görev yapan, binlerce vicdanlı ve namuslu avukat, hâkim ve savcı, haksızlıklar karşısında, dik duracaktır. Hukuk dışı, her müdahaleye, "hayır" diyecekler ve ülkenin, her köşesinde, insanlarımıza "eşit yurttaş" olmanın mutluluğunu yaşatacaktır. Çünkü toplumların, devlet olması hukukla mümkündür.
Anayasanın, 2'nci maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Hukuk devleti, bireyi esas alan, faaliyetlerinde, hukuk kurallarına bağlı, denetlenebilen, hak ve özgürlükleri güvence altına alan, vatandaşlarına, hukuk güvenliğini sağlayan, yönetimde keyfiliği engelleyen ve kendisini hukukla sınırlayan devlettir.
ANAYASA' ya göre, "Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir". Egemenliği, Türk milleti adına, doğrudan kullanma yetkisi, yalnız yasamaya hasredilmiş olmayıp, yargı da bu yetkiyi, bağımsız mahkemeler aracılığıyla kullanmaktadır. Ayrıca hukuk, ileri demokrasinin teminatıdır.
1943 yılından beri, yapılan adli yıl açış konuşmalarının ortak noktasını kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı oluşturmuştu. Ancak Barolar Birliği Başkanı ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında yaşanan tartışmalı toplantıdan sonra, adli yıl açılış törenini kaldırılması, yargı bağımsızlığına zarar vermiştir.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi Üyesi Dursun Altınöz, adli yıl törenlerinin, 1943_ten bu yana yapıldığını, 1973 yılından, bu yana da yasal dayanağının olduğunu belirterek, "Bu devlet geleneğinin, sürmesini istiyoruz. İçeriği ile farklı şeyler söylenebilir. Nahoş olaylar varsa, bunlar ayrıca değerlendirilebilir ama bu, törenin, yasal hükmünün kaldırılmasının gerekçesi olamaz" dedi.
Hukuk devletinin, olmazsa olmaz şartı yargısal denetim; yargısal denetimin olmazsa olmazı ise, verilen yargı kararının, gereklerinin yerine getirilmesidir. Başka bir deyişle, yargısal denetim sürecinde ve sonucunda verilen yargı kararları uygulanmadıkça, gerçek anlamda bir hukuk devletinden bahsetmek mümkün değildir.
Türkiye, hukuku, teminat altına alacak, hak ve özgürlükleri esas alan, kuvvetler ayrılığı vurgusu güçlü kılan, yargı bağımsızlığı ve denetimi güçlendiren, azınlık haklarını koruyan, çoğulcu bir mutabakatla oluşacak, hukuk' u, ön planda tutan, yeni bir anayasayı, mutlaka yaşama hâkim kılmalıdır.
Hukuk, toplumun genel menfaatini veya fertlerin ve toplumun ortak iyiliğini sağlamak maksadıyla konulan ve kamu gücüyle desteklenen, kaide, hak ve kanunların bütünüdür. Daha yaygın bir tanımıyla hukuk, adalete yönelmiş toplumsal yaşama düzenidir. O nedenle de herkes, hukuka sahip çıkmalıdır. Çünkü hukuk, bir gün herkese lazım olur.