
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Huyumuz batsın!
Yayınlanma:
Eskişehirlilerin bazı huyları var.
Örneğin: barışçı insanlar.
Uyumlular da...
Huzuru seviyorlar mesela.
Çabuk kabulleniyorlar, isyan etmiyorlar, dost canlısı olmayı başarmışlar.
Bunlar iyi huylar elbette.
Bir de, her ne kadar zararsız olsa da, Eskişehir'de yaşayan insanların "İyi" diyemeyeceğimiz bazı huyları var.
Örneğin: hava atmayı seviyor bu şehirde yaşayanlar.
Küçük de olsa bazı şeylerden mutlu olmayı da biliyor.
İçkili mekânda garsonların kendisini ismi ile tanıması büyük haz veriyor örneğin.
Eski Türk filmlerindeki "Fakir ama gururlu" genç karakteri var ya, işte o karakter şıp diye uyuyor Eskişehirlilerin üzerine.
Son parasını, karnını doyurma yerine, yabancı sigarayı cebine koyacak kadar seviyor havayı Eskişehirli.
Para kazandığı işyerine yıllardır tek bir çivi çakmamasına rağmen, her yıl Arabasını, evini, yazlığını değiştirecek kadar seviyor havayı.
En önemlisi de...
Övülmeye, gururlanmaya ve hatta böbürlenmeye bayılıyor Eskişehirliler.
Kısacası...
Eskişehir'de yaşayan Eskişehirliler Özel olmayı, yaşantıları, işleri, şehirleri ile özel anılmayı çok mu çok seviyor.
Hep sırtı sıvazlansın, sürekli övgüler alsın ve o da bununla daima gurur duysun istiyor.
Bunun Psikoloji ve sosyolojide karşılı nedir bilemiyoruz ama...
Ayrıcalıklı olmaktan haz duyuyor Eskişehirli.
Ve bu hazzı sonuna kadar, keyfini çıkarta çıkarta yaşamasını da biliyor.
Bu özelliklere sahip olan bir şehir halkını mutlu etmenin yolu aslında çok basit.
Onlara özel olduklarını hissettirmek ve bu sayede şehirleri ile gurur duymalarını sağlamak.
İşte bize göre, Eskişehirlinin bu şifresini çözen,Eskişehir'i de yönetir.
Tıpkı, bu şifreyi çözdüğü için birilerinin yıllardır yaptığı gibi...
Tıpkı, bu şifreyi çözemediği için birilerinin yıllardır yapamadığı gibi...
......
Kör göze parmak sokar gibi olmuş...
Tepebaşı Belediyesi'nin her yıl geleneksel hala getirdiği bir sempozyum var.
"Uluslararası Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu"
Uluslararası boyutta yapılan sempozyumun 9'ncusu önceki akşam start aldı.
Her yıl olduğu gibi bunyıl da:
Sempozyum boyunca, yerli ve yabancı sanatçılar pişmiş topraktan eserlerini yapacak ve yapılan eserler şehrin çeşitli mekânlarını süsleyecek.
İşte tam da Tepebaşı Belediyesinin, bu yıl 9'ncusunu düzenlediği Uluslararası Pişmiş Toprak Sempozyumu açılırken, Odunpazarı Belediyesi "1. Eskişehir Odunpazarı Alternatif Seramik Pişirim Çalıştayı" yapacağını duyurmuş.
11-13 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek çalıştaya katılacak sanatçıları ilan etmiş.
Belediyelerin kültürel etkinlikler içinde olması ve bu tip organizasyonlara imza atması güzel elbette.
Ancak...
Odunpazarı'nın içinde "Alternatif" sözcüğünün de geçtiği bu organizasyonu adeta "Kör göze parmak sokar" gibi olmuş.
Bilemiyoruz ama...
Amaç bu değilse bile, Tepebaşı'nın "Pişmiş Toprak Sempozyumu" sürerken, Odunpazarı'nın aynı tarihlere getirip koyduğu "Alternatif Seramik Pişirim Çalıştayı" kamuoyunda da bu söylediğimizden farklı algılanmayacak gibi...
.......
CHP'nin oyları yükselir.
CHP Milletvekili Utku Çakırözer'e sorduk "Seçime gidilirken hava nasıl?"diye...
-"Ankara'yı soruyorsan iyi, Eskişehir'i de zaten biliyorsun" dedi.
Genel havayı sorduğumuzu söylediğimizde ise:
-"Bu defa daha iyi. Gittiğim, gezdiğim yerlerde aldığım intiba bu doğrultuda. Bu defa seçim sonucu CHP açısından farklı olacak" dedi.
Ne kadar farklı olacağını sorduk?
-"Bu seçimde CHP oylarının rahatlıkla 28'ler, 29'ları bulacağını, hatta daha da yükseleceğini zannediyorum" tahmininde bulundu.
Çakırözer, AKP, MHP ve HDP'nin 7 Haziran seçimlerine oranla oy kaybedeceğini, bu oyların adresinin ise CHP olacağını söylüyor.
.......
Zamanında bir yılı kapsayan düzgün bir program yapılmış olsaydı...
Türk Dünyası Kültür Başkenti projesinin yapılacağını ilk olarak 2011 seçimleri öncesi Eskişehir'e gelen o dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan açıklamıştı.
Odunpazarı meydanında "2013 yılını Eskişehir'i Türk dünyası Kültür Başkenti ilan ediyoruz" demişti.
Sonrasındaki süreçte yasa hazırlandı, projenin bütçesi oluşturuldu.
O dönemin Başbakanı Erdoğan açıkladığında da, yasa ve bütçe hazırlandığında da projenin 1 yılı kapsayacağı açıkça ortadaydı.
Yani...
Ne yapılacaksa bu bir yıl içinde geçekleştirilecekti.
Herkesin malumu olacağı üzere sıkıntılı başladı projenin hayata geçirilmesi.
Bir vali,2-3 genel sekreter yedi proje.
2013 yılının ortalarına gelindiği halde bir türlü hayata geçirilemiyordu hiçbir şey.
Bu durum, daha proje başlamadan bir program olmadığını ortaya koymuştu açık seçik.
-"Kervan yolda düzülür" mantığıyla hareket edilmişti resmen.
Sonradan bir toparlanma sürecine girilse de, çoğu iş yarım kaldı.
Asıl yapılmak istenenler yapılamazken, aniden ortaya çıkan etkinliklerle geçti günler.
2013 yılı bitince baktılar çoğu iş daha yarım şekilde duruyor, bu defa uzatma istediler.
Yeni bir yasa ile 6 ay uzatıldı proje.
Bu süre de yetmedi yarım kalan işlerin tamamlanması için.
Bu da plansızlığın ikinci örneğiydi adeta.
Projenin yasal olarak ikinci süresi de bitince, Türk dünyası Kültür başkenti Ajansının da resmiyette görevi bitmiş oldu.
Akıllara bir vakıf kurmak ve yarım işlerin de bu vakıf aracılığıyla sürdürülmesi geldi.
Şimdi o safhadayız.
Eskişehir'in Türk dünyası Kültür başkenti olmasının üzerinden 2 yıl geçti ama, plansızlık yüzünden zamanında başlayamayan ve bitirilemeyen işler vakıf aracılığıyla sürüyor.
Bu duruma tepki gösterenler var...
Bu duruma tepki gösterenlere de tepki gösterenler var.
Aslında bütün kabahat, bu projenin bir yılı kapsadığı bilinmesine rağmen, bu bir yıla yeterince hazırlık yapılamaması ve bir yıl içinde yapılacakların önceden planlanamaması.
Aynı kabahat, sürenin 6 ay uzatılmasına rağmen, bu 6 ay içinde de yapılacakların sonuçlandırılabileceği bir program içinde olunamaması...
Eğer işin başında düzgün, ayakları yere basan ve planlı, üstelik bir yılı kapsayan bir program yapılmış ve bu program doğrultusunda etkinlikler ve kalıcı eserler hayata geçirilmiş olunsaydı, ne süre uzatmasına gerek kalacaktı, ne de vakıf falan kurulmasına...