İBAD ETMEK Mİ, İBADET ETMEK Mİ? - 3

İbadet değil, ibad et açıklamalarına devam ediyorum.
Bu yönde örnek olsun diye, Kur'an'da hiçbir konuda kesin bir rakam verilmemiştir (Kasas-28. Musa, "Bu konuştuklarımız seninle benim aramda bir söz¬leşme olsun. Demek ki ben, sekiz ya da on yıllık süreyi yerine getirirsem, bana karşı bir kırgınlık olmayacak ve bu konuştuklarımıza Allah da vekildir" diyerek kalmayı kabul etti. Maide-101. Ey iman edenler! Tebliğ edilen buyruklarımız dışında sizi sıkıntıya sokacak gereksiz ve yaşamınıza uymayan şeyler hakkında sorular sormayın. Allah, bunları gerekli görseydi Kur'an'ı indirirken size açıklardı. Allah özellikle sorduklarınızı açık¬lamadı. Çünkü açıklamadığına göre de Allah, sorduklarınızı size farz etmemiş /özgür iradenize /güç ve imkânlarınıza bırakmıştır. Ve şunu da iyice bilin ki Allah, bağışlayandır /Gafur'dur ve yufka yüreklidir /Halim'dir.). Dikkat edilirse, Kasas-28 de net ve kesin bir sayı verilmemiştir. Bu kesin sayı belirsizliği, bizim de sabit bir sayıya ve bunu tutturma hırsını kendimize hedef yapmamızın yanlışlığını vurgulamaktadır. Özellikle de ilahi girişim ve ibad etme kurallarının da zamana, zemine ve şartlara göre dinamik ve değişken uygulanabileceğinin daha doğru olacağını düşünüyorum. İbad etme kuralında sayı ve kesin kuralın önemsizliği ve asıl önemli olanın niyet olduğu şu iki hadis ile vurgulanmaktadır; "Resulullah Veda haccında Mina`da, halkın meselelerini kendisine sorması için durmuştu. Bir adam gelip: "(Ben kurbanın traştan önce olacağını) bilemedim ve kurbandan önce traş oldum?" dedi. Resulullah: "(Şimdi de kurbanını) kes, burada bir beis yok" cevabını verdi. Bir başkası daha gelip: "(Taşı kurbandan önce atmak gerektiğini) bilemedim ve taşlamayı yapmadan kurban kestim" dedi. Buna da: "Şimdi taşını at, bunda bir mahzur yok!" diye cevap verdi. O gün Resulullah`a "Şunu önce yaptık"; "Bunu sonra yaptık" şeklinde takdim te`hirle ilgili her ne soruldu ise hepsine: "Yap, bunda bir mahzur yoktur!" diye cevap verdi". Abdullah İbnu Amr İbni`l-As-Kütubu Sitte-1460. Hz. Muhammed bir konuşmasında "Allah, size Hac ziyaretini farz kılmıştır, onu yerine getirin" deyince dinleyenlerden biri "Ya resulallah, peki bu Hac ziyaretini her yıl mı yapacağız" diye sormuş ve bu sorusunu iki defa tekrarladığı halde peygamber cevap vermeyip üçüncü soruşta şu cevabı vermiştir: "Bana Allah'ın açıklamadığı şeyleri sormayın. Senin bu soruna evet dersem, bunu bu şekilde farzlaştırırsınız ve bu da çoğunuzun gücünü aşar-Kütubu Sitte-1173". Dolayısıyla, Kur'an'da sadece ismi belirtilip kesin hüküm olarak emredilen kuralların uygulama ayrıntıları insanın gücüne, durumuna göre serbest bırakılmış olmaktadır. Dolayısıyla da her biri birer ibad etme aracı olan kesin hükümlerin hiç biri için, mutlaka şu sayı kadar uygulanacaktır diye bir kurallaştırma ve bunu hedefleyip konsantrasyonu bozmak şeklinde bir hüküm getirilmemiştir. Ancak şunu söyleyebiliriz; nüsuk diye tanımlanan Namaz, Oruç ve Hac olarak şekilsel ibad etmelerde, homojenliği sağlamak bakımından katı olmamak üzere bazı ortak kurallar konulabilir. Maide-101 nci ayette, sınırları ve kaç defa yapılmaları Kur'an'da belirlenmemiş işler hakkında itiraz edici veya sayı-sınır belirlemek amacıyla peygambere sorular sorulup sayı-sınır belirlemesi istenmesin denmektedir. Çünkü o zamanki Arap Bedevilerinin sayıya boğulmuş putlara yönelik ibad /kulluk etme gelenekleri vardı.
Mevcut Kur'an tercümelerinin 3 tanesi dışındakilerde "Salât" kelimesi tek anlam olarak "Namaz" anlamında tercüme edilmiştir. Halbuki "Salât" kelimesi, Allah'ın bütün peygamberlere uygulamaları için önerdiği "Sosyal yardımlaşma, dayanışma toplantıları yapmak ve bu faaliyetlerde bulunmak ve Kur'an eğitimi yapmak" anlamında olan bir kelimedir. Bu bir arada oluşta bazen namaz dediğimiz ritüelli veya ritüelsiz doğrudan dua da etmektir. Bu kullanımın doğruluğunu Taha-14 ncü ayette, ibad /kulluk etme ve Salât kelimelerinin ayrı kullanılmış olması desteklemektedir (Taha-14. "Ben, evet Ben, bir tek Allah'ım ve Benden başka ilah yoktur¬. Bana ibad ederek sadece Bana kul olduğunu ifade et ve Benden başka ilah olmadığını ve bildirdiklerimi tebliğ etmek üzere salâta (bilgilendirme, eğitim ve yardımlaşma toplantılarına) başla"). Bu ayrı kullanım gibi A'raf-206, Hac-77 ve Tevbe-112 nci ayetlerde İbadet kelimesi ile rüku-secde ve tespih etme kelimeleri de ayrı ayrı kullanılmıştır (A'raf-206. Kuşkusuz Rabbinin istediği olumlulukta olan varlıklar, Allah'a ibad /kulluk etmekten ve O'nu sürekli anmaktan kaçınıp büyüklenmezler, sürekli Allah'ı yüceltirler /tespih ederler ve yalnızca O'na secde ederek eğilirler /büyüklüğünü kabul ederler. Hac-77. Ey iman edenler! Bu açıklamalarımızı artık siz de dikkate alın, rükû ve secde edin ve Rabbinize ibad /kulluk edin /sadece O'na kul olun /aranıza kimseyi-bir şeyi koymadan sadece O'nun rızasını ön planda tutun ve olumlu /hayırlı ameller gerçekleştirin ki sonunda iflah olasınız /mutlu bir sona ulaşasınız. 112. Ayrıca Allah'a tevbe eden, ibad eden /sadece Allah'ı ilah kabul edip, şirk koşmaksızın O'na kulluğu kabul eden, kesin hükümlere uygun olumlu ameller gerçekleştiren, hamd eden /şükreden, sürekli O'nun rızasını göz önünde bulundurma hedefinde olanlar, rüku ve secde edenler, güzel ve iyi şeyleri /olumlulukları öğütleyip, çirkin ve kötü şeylerden /olumsuzluklardan meneden ve Allah'ın belirlemiş olduğu yasakların sınırlarını koruyup uygulayan müminleri, kazanacakları Cennet ile müjdele). Bu ayetlere baktığımızda, diyebiliriz ki "İbad et" kelimesi, yukarıda açıklamış olduğum gibi, sadece Allah'ın kulu olduğumuz anlamında, şekilsel uygulamalar ile 400 ün üzerinde tespit etmiş olduğum ahlâka ve davranışlarımıza yönelik muhkem hükümleri de birlikte uygulamak olmaktadır. Çünkü temel ibad etme, Allah'ı ilah kabul etmeyi içselleştirme yanında, bu kulluğun pekişmesine yönelik pratik uygulamalar olan muhkem /kesin hükümlere uygun salih ameller /olumlu işler gerçekleştirmek de demek olmaktadır.
NOT-1: Ayrıntılı bilgiyi "SON DAVET KUR'AN" ve "OKU! KONULARINA GÖRE KUR'AN AYETLERİ" kitaplarında da bulabilirsiniz.
NOT-2: 13 TEMMUZ Çarşamba günü saat 17-30-19.00 da Özdilek Sanat Merkezinde (Kanatlı AVM arkasında eski MİT merkezinde) Halka açık "DİN-BEYİN ve KUR'AN SOHBETİ'ne inşallah devam edeceğim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gazi Özdemir Arşivi