4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

İÇ SAVAŞ!

BDP, Hakkâri milletvekili Adil Kurt "...28 yıldır Kürdistan dağlarında süren bu savaş, Kürdistan sokaklarına, Türkiye 'nin metropollerine taşınmak üzeredir. Bunu, bir tek tanımı vardır bu bir iç savaştır. Böyle devam ederse, açık ve net söylüyorum, bir iç savaş durumunda Türkiye 'deki ordu ikiye bölünecektir" diyerek, tehdit etti.
Oysa Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde, 40 civarında Kürt isyanı oldu. Ulusal Kurtuluş Savaşımızın başlangıcındaki Kürt isyanlarından, bugüne kadar, Ankara'ya, Kürt sorununun tanınması için, baskı da yapıldı. 1920 yılından, 1938'e kadar, gerçekleşen ondokuz Kürt isyanının ve 1978'den bugüne yaşanan, PKK terörünün hedefi aynıdır: Türk Devletine, bir Kürt sorunu kabul ettirip, Türkiye Cumhuriyeti topraklarının parçalanmaktır. Bu senaryoların arkasında, hep batılı ülkeleri oldu. Fatura ise Türk ve Kürtlere kesildi.
Bugün de, aynı etnik yapı kullanılarak, Batı ülkeleri tarafında, Türkiye' de, bir "İÇ SAVAŞ" çıkartılmak için çaba gösteriyor
Peki, Türkiye'de, iç savaş çıkartılarak ne amaçlanıyor?
Türkiye, Batı'ya göre, çok büyük bir ülke. Batı ülkeleri, Türkiye'yi küçültmek istiyorlar. AB ülkelerine ve ABD' ye, direnemeyecek, bir Türkiye olmalı ve haritası değiştirilmeli. Bu da. Kürdistan kurularak, Türk devletinin zayıflatılması ve boyun eğdirilmesi amaçlanıyor. Bu hususta ABD ve AB ülkelerinde, Pek çok senaryo çizildi.
Nitekim Norveç Uluslararası İlişkiler Enstitüsü tarafından hazırlanan, Türkiye ile ilgili, bir "İÇ SAVAŞ" raporu ortaya çıktı.. Sayın Sefa YÜRÜKEL 'in, okuduğu bu raporda. 5 bölüm bulunuyor. Her bölümde teorik yaklaşımlar ve senaryolar, iyi rafine edilmiş istihbarat bilgileri, yer alıyor.
Raporda, Türkiye'nin, jeopolitiği ve uluslararası siyasi coğrafyasına, yer veriliyor. YÜRÜKEL, "Burada, daha çok teorik yaklaşımlar vardı. Bu Türkiye'nin, daha çok dışarıya dönük, yönünü açıklıyordu" diyor.
Ayrıca raporda, Türkiye'nin, siyasi, sosyal, tarihi, dini, mezhepsel, etnik ve kültürel yapısı üzerine özet halinde ampirik datalarla güçlendirilen rakamların yer aldığı bir bölümde var. Bu bölümde, özellikle Kürtler-Türkler demografisi ifadeleri altları çizilerek yer alıyor. Şehir şehir hatta bazı kasabalar (Kızıltepe, Pazarcık,..vs) gibi yerlerin adı geçiyor ve demografisine örnek olarak yer veriliyordu. Burada esas değinilen karışık oturulan bölgeler biçimindeydi. Yani Türkiye'nin çatışmaya dönük raporu yazan tarafından etnik demografisi çıkarılmış.
Rapor'da, "Türk ve Kürt" etnik kökenden insanların, iç içe ya da "sınır bölgeleri" olarak rapor da ifade edilen, Güneydoğu illerinin, gelir dağılımı, siyasi yapısı, ayrılıkçılığa veya devlete karşı çıkışı, ya da devlet safında ayrılıkçılığa karşı çıkışa meyilleri ve güç oranında, değişken olabilecek durumlar hipotetik olarak ele alınıyor.
Raporun başka bir bölümüne, Devletin ve PKK'nın Güneydoğu Anadolu'daki halk içerisinde etkisi ve bölgedeki stratejik konumu ele alınıyor. Raporda, sanki burada ikili bir iktidar söz konusu havası veriyordu. PKK'nın, harekete geçebileceği, NGO ve siyasi bağlantılı güçlerin hassas bölgelerde kontrollü, bir çatışmayı yaratıp yaratmayacağı veya kaosa yol açıp açmayacağı konusunda sorular soruluyor.
Türkiye'nin, iç savaşa sonrası, sonuçları üzerinde de duruluyor. BM, AB, NATO, Batılı ve bölge devletlerinin tutumları üzerinde değerlendirmeler yapılıyor. "Burada, Batı'nın çok kan akıtılan bölgelere askeri, siyasi ve insani müdahale edebilme olasılığı üzerinde duruyordu. İç savaş terimi kullanılıyor ve bölgede bu iç savaşın, yayılma ihtimali dolaylı yardım veya doğrudan katılma şekliyle göz önünde bulunduruluyor. Sonuçları üzerinde duruluyordu. Türkiye'nin artık eski hudutlarında, kalmayabileceği ve haritanın değişebileceği ve Batı'nın, buna karşı çıkmasının söz konusu olmadığı da belirtiliyor.
Ayrıca raporda, ordu ve polis içindeki Kürtler de Türkler de, yolunu seçebilir deniliyor, O bakımdan, Türk devletinin, böyle bir çatışmayı önleyemeyeceği vurgulanıyor. Geçmişte hazırlanan bu rapordaki senaryo, bugün Türkiye'de uygulananın aynısıdır. Bu kadar net senaryo yazılamaz. Bunun anlamı: Bu senaryoyu hazırlayanlar, bunu uygulayanlardır.
ABD, AB ülkelerinin, özellikle de Norveç'in, PKK'yı, niçin destekledikleri ve her gelen ABD ve AB yetkililerinin, hatta Türkiye'deki büyükelçilerinin niçin, Diyarbakır ve Güneydoğu illerimize gittikleri, raporla daha iyi anlaşılıyor.
Oysa NATO müttefikleri, 3 Ekim 2001 tarihinde terörizmle mücadelede alınan kararlarda, güya terörizm tehditlerine karşı işbirliği yapılacak, İttifak üyelerinin, terörizm tehditlerine karşı mücadele kabiliyetlerini geliştirmelerine yardımcı olacak, üyelerin topraklarında, güvenliği artırmak için, gereken önlemleri alınacaktı.
Raporla, bu karaların, Türkiye için, geçerli olmadığı da ortaya çıktı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi