Öyle bir maç oldu ki bir puana sevinelim mi, üzülelim mi bilemiyorum.
Ligin pas yüzdesi belki de en yüksek takımlarından biri olan Gaziantep karşısında çok iyi oynamadık ama değerlendiremediğimiz fırsatları düşündükçe galibiyeti kaçıran tarafın Eskişehirspor olduğunu düşünüyorum.
Kırmızı şimşekler mücadele olarak ağır sahada rakibinden daha çok koştu ve galibiyeti istedi. Gaziantep takımı ise kötü zeminin yanı sıra mücadeleci Es-Es karşısında ne çok fazla üretken olabildi, ne de orta sahada istediklerini yapabildi. Zaman zaman iyi pas yapan rakip karşısında 90 dakika boyunca mücadelesini sürdüren kırmızı şimşekler beraberliği kurtardı gibi gözükse de kazanabileceği bir maçta aslında 2 puan daha bıraktı.
Maç içersinde ve sonunda hakeme olan tepki ise takıma zarar verecek cinstendi. Hakem için kronometre kendisinde olduğu için uzatma dakikalarını ne kadar oynattığı hakkında bir şey diyemem ama; Eskişehirspor'un yediği golün öncesi rakibin topu elle aldığını açık tribündeki taraftar dahi gördü. Hakem burada hata yapmış olabilir. Ancak köşe atışından amatör takımın dahi yemeyeceği bir gol yenilmesi Eskişehirspor adına düşündürücü. Takım bundan öncede ligde buna benzer bir çok golü kalesinde gördü. Eskişehirspor'un geleceği açısından hakemlerle uğraşmak yerine kendi eksiklerimizi gidermenin ve ortaya konan futbolu geliştirmenin yolları aranmalı.
Teknik heyet içinde hakemler konusunda ayrı bir parantez açmak istiyorum. Karşılaşma içinde ve sonrasında yapılan agresif ve seyirciyi kışkırtıcı hareketler Eskişehirspor'a zarar verecek cinsten. Bunun faturasını önümüzdeki haftalarda Eskişehirspor çeker.
Karşılaşma içersinde hakemin maçı iyi idare edemediği söylenebilir. Ancak kaybedilen iki puanı sadece hakeme bağlamak da haksızlık olur. Eskişehirspor 4 net gol pozisyonunda son vuruşları yapamadı. Böyle ağır sahalarda güçlü rakiplerle oynanan maçlarda girilen pozisyonlar mutlaka değerlendirilmeli.
Bu maça göre düşünürsek kaçan 2 puana yanıyorum. Ama uzun lig maratonuna göre bu maçlarda alınan bir puan hiçte kötü değil.