
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
II. GENÇLİK KURULTAYI VE EĞİTİM
Eskişehir Türk Ocağı, dili (tili) bir, gönlü bir, Ata'sı bir, tarihi bir, kültürü bir, Türk boylarının çocuk ve torunlarını, Eskişehir' de biraya getirdi. Toplantı da Türk gençleri, ele ele, omuz omuza, gönül gönüle, tam bir dayanışma, yardımlaşma ve işbirliği içinde, 16 -17 Mayıs 2009 tarihleri arasında, II. Gençlik Kurultayı'nda, yurt içinden ve yurt dışından katılan gençlerimiz tarafından, "BÜTÜN YÖNLERİYLE EĞİTİM " ana başlığı altında, çeşitli bildiriler sunuldu ve tartışıldı.
Kurultayda gençler, eğitim konusunu, her yönü ile masaya yatırdılar. Eğitimin, küreselleşme, kalkınma, ekonomi, politika ile olan ilişkileri yanında, okul öncesinden üniversiteye kadar, eğitiminle ilgili başlıca meseleler de ele alındı. Özellikle de eğitimde öğretmenin yeri, eğitim ve öğretimle ilgili yeni yaklaşımlar, yabancı dil ve Türk Dili ve edebiyat öğretimi gibi, başlıklar altında, eğitim konusunun tartışılması, öneriler getirilmesi umut vericidir.
II. gençlik Kurultaya katılan gençlere göre, eğitim, öncelikle "insanın şahsiyetinin geliştirilmesi süreci" olarak ele alınmalıdır. Eğitimde temel amaç ise "iyi insan yetiştirmek", "bilgi aktarmaktan ziyade öğrencilerin, bilgi üretme becerilerinin geliştirilmesi", "ferdî ve sosyal kimliğin inşası" olmalıdır. İnsan ise bir ülkenin sahip olduğu en önemli ve değerli kaynaktır. Ülkelerin zenginlik, kalkınmışlık ve gelişmişliği, insana yaptıkları yatırımla ölçülmektedir. Eğitim, her türlü politik mülâhazadan uzak, millî bir politika ve strateji konusu olarak ele alınmalıdır.
Kurultay' da, öğretmenlik mesleği de ele alındı. Eğitimin en esaslı unsurlarından birinin öğretmen olduğunu belirterek, " Geleceğin güçlü ve müreffeh, Türkiye'sini inşâ edecek donanımlı nesillerin yetiştirilmesi, ancak gerekli imkân ve kabiliyete haiz öğretmenlerle mümkün olacaktır." Görüşünde hemfikir olmaları, gençlerin ülke sorunlarına daha gerçekçi baktıklarının da bir tescilidir.
Eğitimci Rauf İnan' ın söylediği gibi, "öğretmen, kendi varlığında, yalnız kendi kendisine karşı sorumluluk taşıyan bir insan değildir. O gelecek nesillere, şöyle veya böyle, şu veya bu vasıflarda olmasının, şu veya bu meziyetler veya kusurlar almasının, yani bir kısım vatandaşların, hatta milletin alın yazısının sorumluluğunu da millet ve tarih önünde taşıyan bir insandır." Gençlerimizin, bunun farkında olması, meslek ve ülke açısından umut vericidir.
Gençler, Kurultay' da Türk dünyası için de önemli tespitler yaptılar. Türkiye' nin sadece Türkiye'de yaşayan vatandaşlarının değil, Türkiye dışında yaşayan vatandaş, soydaş ve akrabalarının da eğitim süreçleri, eğitim plânlamaları ve organizasyonları ile ilgilenmek zorunda olduğunun belirtilmesi, gençlerin bu alandan istekli olmaları, Türk dünyası açısından önemli bir gelişmedir.
Hatırlıyorum da, 18 Mayıs 1992' tarihinde, Türk Cumhuriyetleri Eğitim Bakanları gençlerin, bugün arzusuna benzer bir ortak bildiri yayınlamışlardı. Bu bildiri de, pek konuya değinilmiş. Ancak " Türk Cumhuriyetleri' nin, kendi lehçelerini korumaları, Türk lehçelerinin karşılıklı olarak örgün ve yaygın öğretim kurumlarında öğretilmesi ve ortak bir bilim ve kültür dilinin geliştirilmesi için gerekli karar almak üzere, hükümetlere teklif götürülmesi " kararı dikkatimizi çekmişti. Gençlerin de, aynı doğrultu da öneri de bulunmaları, Türk dünyasının geleceği açısından umut verici olduğu kadar sevindiricidir de.
Kurultay' da gençlerin," Üniversitelerin bilgi üreten, ürettiği bilgiyi toplumla paylaşan, topluma karşı sosyal sorumluluk sahibi, toplumsal kalkınma ve gelişme sürecinin temel aktörü olan bir üniversite anlayışı ve mesleki teknik eğitim, geliştirilmelidir" görüşüne katılmamak mümkün mü?
Gençlerin, " Millî Şuur'un teşekkülündeki, en önemli amillerden birisi olan "Türkçe" ve "Türk Dili ve Edebiyatı" eğitimi, yeniden tanzim edilmeli; bu asil gayeye uygun olarak hazırlanacak müfredat "devamlılık" ve "bütünlük" içinde uygulanmalıdır" önerisi, kaliteli eğitimin de olmazsa olmazıdır. Çünkü anadil, eğitimin-öğretim de, önemli unsurdur..
Kurultaydaki, " Eğitim, sadece okullarda gerçekleştirilebilecek, bir faaliyet değildir" tespitini, Türk toplum mutlaka dikkate almak zorundadır. Çünkü eğitim, eğitim kurum/kuruluşlarına bırakılmayacak kadar önemlidir. Nitekim tüm gelişmiş ülkelere, "EĞİTİMİ TOPLUM YAPAR" görüşü hakimdir. Ayrıca ülkelerin, sorunlarının çözümü eğitim alanındaki elde edilecek performans ile eşdeğerdir.
Eskişehir Türk Ocağı, tarafından, 16 -17 Mayıs 2009 tarihleri arasında TÜLOMSAŞ Toplantı Salonlarında düzenlenen, II. Gençlik Kurultayı, gençler arasında kardeşlik duygularının, gönül birliğinin ve işbirliğinin pekiştirilmesinde, eğitim meselelerinin tartışılıp değerlendirilmesinde, ihtiyaçları belirleyecek imkânların, ne olduğunun tespitinde, önemli faydalar sağladığı da bir gerçektir. Kurultaya katılan, gençlerimizi kutluyoruz...