1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

İkisi de hesap adamı ama, hangisinin hesabı tutacak bakalım?

Mahalli seçimler kısa bir süre önce yapıldı.
AK parti, Odunpazarı'nda 83 Bin, Tepebaşı'nda 76 Bin, İl sınırı olan Büyükşehir'de ise 205 Bin oy aldı.
CHP ise, Odunpazarı'nda 95 Bin, Tepebaşı'nda 97 Bin, il sınırı olan Büyükşehir'de ise 237 Bin oy aldı.
MHP'nin ise Odunpazarı'nda 51, Tepebaşı'nda 25 Bin il sınırı olan Büyükşehir'de ise 58 bin oyu var.
10 Ağustos tarihi'nde yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimi için referans alabileceğimiz en son seçim sonuçları bunlar.
Haliyle...
Özellikle AK parti ve CHP il Başkanlarının, Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili Eskişehir'deki sınavları da bu rakamlar üzerinden yapılacak.
Cumhurbaşkanlığı seçim çalışmaları Eskişehir'de parti il Başkanlarınca yürütüleceği hesap edilirse...
AK Parti il Başkanının başarılı olması için, partisinin adayına Eskişehir'den çıkacak olan oy miktarı, Odunpazarı'nda 83 Bin, Tepebaşı'nda 76 Bin ve İl genelinde de 205 Bin'i aşması gerekiyor.
Bu rakamların altında çıkacak oylar, AK parti il başkanı ve yönetimini başarısız kılacaktır.
Aynı şekilde...
CHP il başkanının başarılı olması için, partisinin gösterdiği Çatı adaya Eskişehir'den çıkacak oy miktarı, CHP ve MHP oyları üst üste konulduğunda, Odunpazarı'nda 146 Bin, Tepebaşı'nda 122 Bin ve il genelinde ise 295 bini aşması gerekiyor.
Bu rakamın altında çıkacak olan oylar, CHP il başkan ve yönetimini olduğu kadar, MHP il başkan ve yönetimini başarısız kılar.
Sonuç olarak...
AK Partinin ve CHP'nin Eskişehir'deki il başkanlarının ortak bir özelliği var.
Her ikisi de mali müşavir.
Yani...
Hesaptan-Kitaptan anlayan insanlar.
Ancak...
Siyasette her zaman 2 ila 2 4 etmiyor.
Bu durumda...
Cumhurbaşkanlığı seçiminde, Eskişehir'deki hangi il başkanı, kendi ve partisi adına hesapları tutturacak?
Bekleyip göreceğiz...
......

Akademisyenler bu şehirde
niçin siyaset yapmaz?
Eskişehir'de bulunan iki Üniversitede yaklaşık üç bine yakın öğretim üyesi var.
Öğretim üyelerinin çoğunluğu, genelde, "Üniversite-Üniversitenin Sosyal tesisleri ve Evleri arasında zamanını geçirir" diye bilinir.
Her iki Üniversitede de görev yapan Öğretim üyelerinin geçirdikleri zaman, her ne kadar böyle tanımlansa da, aslında gerçek hiç de böyle değildir.
Eskişehir'deki öğretim üyeleri Türkiye ve Eskişehir'in gündemini yakından takip eder.
Şehirde ki gündeme oturan konularla ilgili hem bilgileri vardır, hem de kendine göre yorumları.
Sadece bunu ulu orta çıkıp konuşmazlar.
Daha çok dinler gözükürler...
Öyle yukarıda tanımlandığı gibi Ev-iş ve Üniversite sosyal tesisleri üçgenine sıkışmış da değillerdir.
Kent merkezinde ki mekanları da bilirler, alışveriş yapılan dükkanları da...
Kısacası...
Öğretim üyeleri şehrin içinde adam akıllı yaşarlar...
Tek kusurları, beğendiklerini de, eleştirilerini de içinde tutarlar...
Her birinin siyasi görüşü vardır ama, yasa müsait olmasına rağmen taşıdıkları bu fikri içinde barındıran partilere gitmezler.
Sizin anlayacağınız, siyasetten olabildiğince uzak dururlar.
Halbuki üzerlerinde hem siyaset kurumuna, hem de düşüncesini taşıdığı partilere seviye kazandırabilecek donanımları olmasına rağmen.
Siyasi partilerde ki mevcut teşkilatlanma seviyesizliği belki engeldir gitmelerine ama...
-"Biz işin işine girip düzelmesine yardımcı olmaz isek, mevcut durumdan da yakınmaya hakkımız olmaz" diye düşünmezler.
Netice olarak...
"siyasette İlgililerin bilgisiz, bilgililerin de ilgisiz" olduğu tablosunun çıkmasında ki başrolü oynarlar.
Sahada olmadıkları için, bir anlamda maçı amatörlere teslim ederler.
.......

Anlaşılmaz bir gerginlik
Eskişehirspor kulüp başkanı Mesut Hoşcan ve bazı yöneticilerde anlam veremediğimiz bir gerginlik var.
Özelikle de eski yönetime ve eski yönetimi destekleyenlere karşı ön plana çıkıyor bu gerginlik.
Aydın Begiter ile Mesut Hoşcan arasında yaşanan olay, bunun en yakın ve somut göstergesi.
Anlam veremiyoruz çünkü böyle bir gerginliğe gerek yok.
Aslında...
Böyle bir gerginliğin zamanı da değil.
Bir kongre yapılmış.
Bu kongre, dezavantaja rağmen kazanılmış.
Hem de, yönetim devrilmiş.
Üstelik...
Yönetimin son anda yaptığı üyelerin oy kullanmasına rağmen alınmış seçim.
Yani...
Eski yönetime verilebilecek en güzel cevap kongre salonunda sandıklar açılırken zaten verilmiş.
Buna rağmen...
Bu işin uzatılması, her ortamda eskiye göndermeler yapılması, eski başkanlarla taraftarın önünde tartışılması, normalde söylenmeyecek sözler söylenmesinin bir anlamı var mı Allah aşkına?
Yönetimlerin her zaman muhalifleri olur.
Kaldı ki, bu yönetim de bir önceki yönetimin muhalefetiydi.
Ama Dünyanın hiçbir yerinde yönetim, muhalefete muhalefet edeceğim diye tutturmaz.
İşine gücüne bakar...
Yönetenlerin görevi gerginliğin bir parçası olmak değil, gerginliğin nedenlerini ortadan kaldırmak olmalıdır.
.......
BİRAZ DA
GÜLMEK LAZIM
Arabasını; lastiği patladığı için yolun kenarına çeken çok güzel sarışın, çaresiz, beklemeye başlar. Birkaç dakika geçmez, yoldan geçen bir araba durur. Arabasından inen adam, tüm nezaketiyle:
- Yardıma ihtiyacınız var mı?
- Bilmem ki, arabamın lastiği patladı...
Adam; hemen aletlerini alır, arabanın tekerleğini çıkarır, kan ter içinde lastiği tamir eder ve yeniden yerine takar. Bu arada sarışınla da konuşa konuşa iyice ahbaplığı ilerletir. Bu samimiyetin de verdiği cesaretle o beklendik soruyu sorar:
- Acaba sizinle bir daha nerede görüşebiliriz?
Kadın tüm işvesini kullanarak karşılık verir :
- Valla bilmem ki.. Şey... Arabamın lastiği bir daha ne zaman patlar?

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi