1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

İktidar partisi bu şehrin hassasiyetlerini ne zaman çözecek?

Hep söylüyoruz: Bu şehrin bazı hassasiyetleri var.
İhmal edilmişliğin verdiği moral bozukluğuyla yıllarını geçirdiği için, sürekli bunun acısını çıkartmak istiyor.
Bunun da ancak "Farkındalık" ile mümkün olabileceğini biliyor.
-"Eskişehir farklı olsun", "Diğerlerinden ayıran özellikleri bulunsun" istiyor.
Porsuk düzenlemesine, o düzenlenen Porsuk içinde ki Gondollara bu yüzden sahip çıkıyor.
Tramvay, Cam müzesi, Masal Şatosu, Bilim Deney Merkezi ve Balmumu Heykel müzesini bu yüzden önemsiyor.
Her ne kadar birileri sürekli eleştiriyor olsa da, Yapay Sahil ve Korsan Gemisi'ni işte bu yüzden sahipleniyor.
Bu saydıklarımızın fuzuli olduğunu ne kadar söylerseniz söyleyin nafile.
Bu şehirde yaşayanların büyük bir çoğunluğu, yılların ihmal edilmişliğinin verdiği moral bozukluğunu bu benzeri olmayan yatırımların verdiği haz ile üzerinden atıyor.
Yukarıda da söyledik.
Bu şehre yapılacak yatırımlar, bu şehirde yaşayanların hassasiyetlerine hitap etmeli.
Geride kalan 13-14 yıllık süreç bize şunu gösterdi ki, Büyükerşen bu hassasiyeti iyi çözmüş.
Ve aynı süreç bize şunu gösterdi ki...
İktidar partisi bu şehirde yaşayanların hassasiyetlerini hala çözebilmiş değil.
Bu şehirde yaşayan insanların büyük bir bölümü, şehirlerine yapılacak olan hizmetlerin özel olmasını istiyor.
Dahası...
Yapılan bir yatırımın Türkiye'de tek olmasını ve bununla da büyük bir gurur yaşamanın keyfine varmak istiyor.
İnsanların bu gün şehirlerinden gurur duyabilmelerini sağlayan ne varsa, hepsinin müellifi olarak Büyükerşen'in algılanmasının temelinde de sadece bu yatıyor.
Çünkü bu şehirde yaşayanların büyük çoğunluğu...
Yapay sahilden Korsan Gemisine, Balmumu müzesinden Bilim Deney merkezine kadar Büyükerşen marifetiyle yapılan her yatırımın tek ve özel olması nedeniyle, tek ve özel bir şehre sahip olduğu algısını yaşıyor.
Meselenin daha da iyi anlaşılması bakımından şu örneği verelim...
Hükümet imkânları ile Eskişehir'e yapılan bir hayli hizmet var.
Demiryollarından tutun da, Milli Eğitim ve Sağlık alanlarında yapılan ve değeri de Milyarlarca lira olan yatırımlar.
Hiçbiri, porsuk'ta yüzen iki küçük Bot kadar dikkat çekip, ilgi görmedi.
O'nun kadar konuşulup, tartışılmadı.
Çevre ve şehircilik Bakanı 33 müjde ile geldiğini ve Eskişehir'e 191 Milyon liralık yatırım yapılacağını söyledi.
Çoğu kişi etkilenmedi biliyor musunuz?
Çoğu kişinin dikkatini dahi çekmedi.
Tıpkı daha önce verilen yatırım müjdeleri gibi söylenip geçildi.
Niye mi?
Çünkü ne yaparsanız yapın, Eskişehir'e yatırım için ne kadar kaynak ayırırsanız ayırın, yapacağınız iş bu şehrin hassasiyetlerine hitap etmiyorsa kale alınmıyor.
Eskişehir'e, Cumhuriyet döneminin en fazla yatırımını da getirseniz, getirdiğiniz Yol, Su, Elektrik, Baraj, Okul ve Hastaneden ibaret kalıyorsa yani, rutin ve bilindik işlerse önemsenmiyor.
Eskişehir'de yaşayanlar, Eskişehir'e özel düşünülmüş ve bununla da kendilerini ayrıcalıklı hissedecek yatırımlar istiyor ve bekliyor.
Ve işte bu yüzden bu şehirde...
Bir Balmumu müzesi,191 milyon liralık Baraj ve sulama kanalı yatırımlarından fazla konuşuluyor.
İşte bu yüzden...
Bir Yapay sahilin yarattığı reklam, kurulacak dev bir kampus hastaneden daha fazla oluyor.
Sonuç olarak...
Bu şehre hükümet imkânları ile gelecek yatırımlar, şehrin hassasiyetleri göz önüne alınmadığı müddetçe, iktidar partisinin de Büyükerşen'i kendi kulvarında geçmesi bir türlü mümkün olmuyor.
Not- İktidar Partisinin, Eskişehir'de yaşayanları özel hissettirecek ve bununla gurur duymalarını sağlayacak tek bir projesi olan "Türk Dünyası Kültür başkenti projesi" vardı, o da ne yazık ki daha başından sakat doğdu.
.........

Tolerans süresini uzatsak yeridir...
Eskişehirspor'da işbaşına gelen yeni yönetim ile ilgili bir yazı kaleme almıştık.
Kamuoyu ve Basının, Eskişehirspor yönetimine belli bir süre tolerans tanıması gerektiğini ifade etmiştik.
-"Nasıl ki biz her seçilen Belediye Başkanı, milletvekili ya da Oda ve dernek başkanlarına belli bir s üre tolerans tanıyorsak, aynı toleransı Eskişehirspor yönetimi de fazlasıyla hak ediyor" demiştik.
Tolerans süresi olarak da "En az sezonun ilk yarısı" diye bir saptamada bulunmuştuk.
Aka öyle şeyler duyuyoruz ki mevcut borçlarla ilgili, inanın çok şaşırıyoruz.
Eski yönetim tarafından bazı çalışanlara önümüzde ki üç ayın maaşının çek olarak ödenip, sonra o çeklerin alınıp peşin paraya çevrilmesinden tutun da, faturaların defterlere işlenmemesine hatta kulübün kamp yerlerinin ayarlanıp, paralarının yatırılmasına kadar birçok sıkıntı peyda oluyor.
O nedenle...
Tolerans süresini iki sezona çıkartsak bile, pek yetmeyecek gibi...
.............

Göletin Akdeniz'e
açılan bir yeri mi keşfedildi acaba?
DSİ ye ait Kanlıpınar Göleti'nin Odunpazarı Belediyesi tarafından keşfedilmesi güzel...
Göletin çevresinin piknik alanı olarak düzenlemesi de çok güzel...
Düzenleme yapılan Gölet'in vatandaşa açılması da son derece güzel.
Vatandaşın, özellikle hafta sonları bu gölet ve çevresinde ailecek piknik yapması da bir hayli güzel.
Odunpazarı Belediye kaynaklarının, bu tür hizmetlere harcanması da güzel elbet.
Gölet içinde insanları gezdirecek bir bot bulunması da çok süper.
Hatta...
Her ne kadar aşk-ı şehir'e nispet yaparcasına isminin Şehr-i derya konulması da mükemmel.
Bunların hepsini anladık ve takdir ettik.
Anlamadığımız iki şey var...
Birincisi: Söz konusu Kanlıpınar Göleti iki yıldır faaliyette olmasına rağmen neden şimdi törenle açıldı?
İkincisi ise:
Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı açılış konuşmasında "Artık Eskişehirliler de mavi yolculuk yapabilecekler" demekle ne demek istedi?
Acaba Göletin Akdeniz'e açılan bir yeri mi keşfedildi?
.........

BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Kekemenin biri Tophane'de bir at ölüsüne rastlamış.
Polisi aramış:
-İiiiiii iiiiiiyi gugugunler...bubububrarada bir aaaat öölüsüsü var....
- Nerede? demiş, polis.
- Totototototo...tooop......
— Topkapı'da mı?
- Haaayır.....
- Aman be! demiş polis ve cat diye kapatmış.
Biraz sonra kekeme tekrar aramış:
-İiiyi gunleleler...buburaradada bibibir at olülülüsü vaaar..
— Nerede kardeşim? demiş polis.
— Tooooooop... tototop....top...
— Topkapı'da mı? demiş.
— Hahahaaayır...
— Yeter be! deyip, tekrar kekemenin yüzüne kapatmış.
Aynı konuşma 9 defa geçmiş aralarında, aynı şekilde biterek...
Kekeme aramayı bırakmış.Polis oh! be.... diye rahatlamış. İki saat sonra telefon çalmış.
Polis açmış.Karşısında aynı ses:
-İiiiiyiyi gügünleler..Buburada bibibir aaat ölülüsü vavavar...
- Nerede?Be adam!!!Kekeme:
-Tooooo....toootoop...top..top...Polis;
- Topkapı'da mı,kardeşimmm?
Kekeme:
- Ooooraraya gogotütürdüm....

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi