Zaman mahalli seçimlere doğru ilerlerken, iktidar partisinin önünde seçimden daha zor bir süreç var.
Aday belirleme süreci...
Çünkü...
Belirlenecek olan adaylar bir anlamda mahalli seçimlerin kazanılıp kazanılmayacağını ortaya koyacak.
O yüzden...
İktidar partisinin Eskişehir'de belirleyeceği aday isimleri partide büyük bir strese neden olacak gibi.
Çünkü...
Belirlenecek olan adayların karşısında ki rakipler, isimleri bu günden belli olan kişiler.
Ve...
İktidar partisi, bugünden isimleri belli olan rakiplerine göre aday belirlemek durumunda.
Hep yazıyoruz...
-"İktidar Partisi iki seçimdir Büyükşehir belediyesini alamıyor.
Büyükşehir'i alamadığı gibi de, her seçimde rakiplerinin oylarının artmasına engel olamıyor.
Dolayısıyla...
İktidar Partisinin mevcut oyu, mahalli seçimlerde seçim kazanmaya yetmiyor.
İktidar partisi, Büyükşehir ve diğer belediyeleri alabilmesi için mevcut parti oyunun dışında ki oyları da alabilecek adaylar bulmak zorunda. Kısacası; İktidar partisi, iki seçimdir rakiplere giden sağ oyları engelleyecek, o oyları AK Partiye çevirebilecek adaylarla seçime girmek durumunda" diyoruz.
Aslında bu basit mantık, çoğu partili tarafından da kabul ediliyor.
İki seçimdir yaşanılan yenilginin aday belirleme yanlışlığı yüzünden olduğu teşhisinde bulunuluyor.
Ama buna rağmen, aday belirlemede yetkili kişi ve kurumlar bu mantığa adeta direnç gösteriyor.
Bunun tek bir nedeni olabilir.
O da "Olursa bizden olsun" düşüncesi...
Diğer bir değişle;
-"kimse partinin üstünde değil. O yüzden olursa partinin oyuyla olsun. Olmazsa da, nasıl olsa karşımızda rakip olarak bir marka isim vardı, seçimi o yüzden kaybettik. Aslında elimizden geleni yaptık " düşüncesi ve bahanesi ile hareket edilmesi.
Sonuç olarak....
Görünen o ki, iktidar partisi bu düşünceden pek de sıyrılmış gözükmüyor.
Bir taraftan hala Yılmaz Büyükerşen'in "Belki aday olmaz" beklentisini yaşıyor.
Diğer taraftan da...
-"Olursa bizden olsun. Kazanırsak bizden biri seçilmiş olur. Kaybedersek de bahanemiz zaten hazır" havasında görünüyor.
--------------------------------------------------------
Hadise'ye Eskişehirlilerin ahı tuttu
Tepebaşı Belediyesi ile Espark'ın artık geleneksel hale getirdiği ortak bir etkinliği var.
Her yılın son haftasında ve yıl ortasında birer halk konseri düzenliyor.
Ve bu konserlere de, Türkiye'nin en ünlü sanatçılarını getirmeye gayret ediyorlar.
Bugüne kadar, Zülfü Livaneli'den Volkan Konak'a, Sıla'dan Alpay'a kadar pek çok sanatçı bu düzenlenen konserlerde Eskişehir halkıyla buluştu.
Belediye ve Espark geçtiğimiz hafta yeni yıl konseri için, son günlerde popüler olan Hadise'yi getirdi Eskişehir'e.
Soğuk havaya rağmen 20 bine yakın Eskişehirli doldurdu konser meydanını.
Hiçbir sanatçıya kolay kolay nasip olmayacak bir kalabalık vardı meydanda.
Coşku neredeyse tavan yapmıştı.
Peki ne yaptı buna karşılık Hadise?
-"Kameralar konserimi çekiyor. Bu sözleşmede yok. İnsanlar sahneye yığılacak" bahanesiyle 3 şarkıdan sonra konseri bitirdi.
Aldığı para bir yana, bu bahanelerden dolayı tazminat talep edeceğini de söyleyerek çekip gitti.
Yukarıda da söyledik.
Son derece saygın sanatçılar katıldı bu etkinliğe...
Hiçbirisi bu denli küstahlık yapıp, konseri yarım bırakma ve meydanı dolduran binlerce Eskişehirliyi hayal kırıklığına uğratma çirkinliğini göstermemişti.
Ama Hadise bunu yaptı...
Dün öğrendik ki, aynı Hadise Yılbaşı akşamı Ankara'nın yeni açılan devasa merkezi Congresium'da sahne alacakmış.
Ancak...
Konsere gele gele 200 kişi gelmiş.
Bunun üzerine çok morali bozulmuş ablanın.
Konser iptal edilmiş, gelen 200 kişiye paraları ödenmek durumunda kalınmış
Tabi Hadise hanım da büyük bir moral bozukluğu yaşamış.
Tıpkı, Eskişehir'de konseri yarım bıraktığında meydanda bulunan binlerce Eskişehirli gibi.
Ne diyelim?
Eskişehirlilerin ahı tutmuş...
Boşuna "Allahın sopası yok" dememişler...
Aradan bir hafta bile geçmedi, Hadise (Aslında ismi Vukuat olmalıymış) Eskişehir'de yaşattıklarını, Ankara'da bizzat yaşayıverdi.
---------------------------------------------------------------
İktidar kızdığı adamların şehrine neler yapmıştı neler...
Eskiler çok iyi hatırlar.
İktidarda ki Demokrat parti, İsmet İnönü'ye kızıp, memleketi Malatya'yı bölüvermişti.
Adıyaman böyle oluşmuştu.
Aynı iktidar partisi olan Demokrat Parti bu kez Osman Bölükbaşı'nın sürekli bağımsız seçilebilmesine kızıp, Bölükbaşı'nın şehri olan Kırşehir'i ilçe yapmıştı...
Şimdi önümüzde mahalli seçimler var.
İktidar partisi iki dönemdir Büyükşehir Belediyesini Büyükerşen'in elinden alamıyor.
Eğer bu seçimde de tablo değişmezse, Eskşehir'in başına buna benzer bir olay gelebilir mi?
Ne diyelim?
Gelir mi gelir...