
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
İktidar sorunu, muhalefet sorunu...
Elbette güzel işler ve hizmetler de olmuştur ama...
-Yoksul ve işsiz sayısının arttığı...
-Yolsuzluk ve rüşvet iddialarının ayyuka çıktığı....
-Basına resmen sansür uygulandığı...
-Gazeteci, yazar ve askerlerin içeriye alındığı...
-Ergenekon ve balyoz benzeri davaların düzmece olduğuna ilişkin algıların oluştuğu...
-Binlerce Polis ve savcı'nın görev yerlerinin değiştirildiği...
-Bakanların, oğulları yüzünden görevden alındığı.
-Ayakkabı kutularından milyonların çıktığı...
-11 yıldır ülkeyi birlikte yönetenlerin gırtlak gırtlağa girdiği.
-Hemen her gün yeni bir ses kaydı ile ülke gündeminin işgal edildiği...
-İnternetin kısıtlanması için kanun çıkartıldığı.
-En gizli kalması gereken MİT'in her gün çarşaf çarşaf haberlerinin yayınlandığı...
-Yaşanan olaylardan ötürü döviz artışının rekorlar kırdığı.
-Dünün kardeşlerinin bugün birbirlerine beddua yağdırdığı.
-Toplumun hemen her kesimi yaşanan olaylardan ötürü endişe yaşadığı.
-Başbakan ile oğluna ait olduğu iddia edilen konuşmanın gerçek olması halinde de, montaj olması halinde de çok vahim olduğu.
-Paralel devlet iddialarının artık herkes tarafından konuşulur hale geldiği.
-İktidara yakın işadamlarına kıyak ihalelerin verildiği iddialarının konuşulduğu...
-Binlerce insanın yargı kararı olup olmaksızın dinlenildiği...
-Binlerce insanın çeşitli nedenlerle fişlendiği...
Ve...
Tüm bu olaylar nedeniyle bütün dünya'nın Türkiye'de olup bitenleri konuştuğu bir ortamda, muhalefet partilerinin şu sırada tatile çıkması ve önümüzdeki seçimleri de rahatlıkla alması gerekiyor değil mi?
Yani...
Böylesine olayların yaşandığı bir ortamda iktidarın seçimlerde yenilgi alması, muhalefet partilerinin seçimi kazanması sürpriz oluşturmaz değil mi?
Zira...
Mevcut iktidarın iktidardan gitmesi için şartların fazlasıyla oluşmuşluğu var şu an ülkede.
Ama buna rağmen...
Yukarıda sayıp döktüğümüz onca olaya rağmen bu iktidar bu seçimden de oy kaybetmeden çıkarsa, "Bu ülkede iktidar değil muhalefet sorunu var" diyenlere kesinlikle hak vereceğim.
Yaşanan bu kadar olaya rağmen halkın önemli bir bölümü, muhalefet partileri yerine iktidar partisine güvendiğini ortaya koyar ve iktidar bu seçimde de oylarını muhafaza ederse...
Bence, muhalefet partileri de bu ülkede iktidar değil, muhalefet sorunu olduğunu artık anlamalıdır.
............
Seçimler onlar için pek bir anlam ifade etmiyor olsa gerek...
Yaklaşan seçimler nedeniyle hemen her gün gördüğümüz isimler var.
Bir de...
Yaklaşan seçimler nedeniyle ortalıkta pek görünmeyenler mevcut.
Bunların başında CHP Milletvekili Süheyl Batum geliyor.
En son, CHP parti binasında "CHP'nin Odunpazarı adayı Erman Gölet'tir. Parti tükürdüğünü yalamaz" dediğinde görülmüştü.
Bir de, bu tarihten 10 gün sonra Çağdaş Gazeteciler derneğinin düzenlediği Uğur mumcu gecesinde.
O günden bu yana pek yok ortada.
Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı.
Bir dönem sadece o konuşuluyordu Eskişehir'de.
-"Aday gösterilecek mi?, gösterilmeyecek mi?" diye.
Ardından...
-"Aday olmayacağım" açıklamasıyla günlerce konuşuldu.
-"Aday olur mu olmaz mı?" diye başlayan tartışmalar çerçevesinde hep ismi gündemde kaldı.
Son noktayı "Aday olmuyorum" diyerek koyduğu günden bu yana ortalarda pek yok.
Kendisini en son 1,5 ay önce düzenlediği Regülatör park tanıtımında görmüştük.
MHP Genel başkan yardımcısı Ruhsar Demirel.
Görevi nedeniyle Eskişehir'e pek gelip gidememesinden dolayı yok ortalarda.
Kendisini en son ne zaman gördüğümüzü hatırlamıyoruz.
Fakat.
Hemen her gün başka bir ilde olduğu haberleri geliyor.
Bu yüzden Eskişehir sık uğrak yeri olmuyor.
Bereket dün genel başkan Bahçeli Bilecik'e geçerken Eskişehir'de mola vermiş ki, kendisini görme fırsatı oldu.
Sonuç olarak...
Bir ay sonra yapılacak olan mahalli seçimler birileri için hayati önem taşıyor.
Birileri için de pek bir anlam ifade etmiyor olsa gerek.
........
Destici'nin haklılığı...
Büyük Birlik Partisi Genel başkanı Mustafa Destici'yi dinlerken, dikkat çektiği iki nokta gerçekten önemliydi.
Birincisi: Seçim sürecinde, Bakanlara seçim çalışmasının kesinlikle yasaklanması gerektiğini söylemesi.
-"Siz Memura, işçiye, öğretim üyesine seçim çalışmalarına katılmayı yasaklayacaksınız, diğer taraftan da Bakanları seçim meydanlarına indireceksiniz. Böyle çifte standart olmaz. Seçim çalışmasına Bakan bizzat katılınca, devletin Valisi de müdürü de memuru da mecburen onun yanında seçim çalışmasına katılıyor. Bu adaletli değil. Etik de değil" diyor Mustafa Destici.
İkincisi ise, sosyal yardımlaşma yardımlarının seçim öncesi durdurulması isteği.
-"Bu yardımlar seçim sonrasına bırakılmalı. Çünkü, Devletin yardımları insanlara "İktidarın yardımları" denilerek ulaştırılıyor. Üstelik yardım yapılacak olan insanlar özenle seçiliyor. Devlet eliyle resmen iktidar propagandası yapılıyor. Bu da son derece adaletsiz ve doğru olmayan bir davranış" diyor.
Sonuç olarak...
Mustafa Destici'nin dikkat çektiği her iki nokta da önemli ve son derece doğru.
Ha, bu konuda bir şeyler yapılır mı?İktidarın bu konuda pek bir şey yapacağını doğrusu hiç tahmin etmiyoruz...
.........
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
İki velet karar vermişler ki, bütün büyüklerin hayatlarında sakladığı en azından bir büyük sir var. Bir tanesi bu varsayımı denemeye kalkmış...
- Anne ben her şeyi biliyorum.
Annesi : -Tamam anladım, al su 1 milyonu babana hiçbir şey söyleme" demiş. Ufaklık çok memnun, babasına gitmiş...
-Baba ben her şeyi biliyorum!
Babası, -Sus tamam, al su 5 milyonu, annene hiçbir şey söyleme" demiş. Bizimki zevkten dört köşe, bütün büyüklere isleyen bir sistemi keşfetmenin keyfiyle...
Ertesi sabah kapı calinmiş postacı gelmiş:
Ufaklık açmış kapıyı:
- Postacı Amca ben artik her şeyi biliyorum.
Postacı dizleri üzerine çöküp, kollarını iki yana açmış:
- Madem öyle gel bakalım Baban sana bir sarılsın!