1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

İktidara giden yol mekânlardan mı geçer?

Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidar olabilmesi için neler yapılması gerektiği yatırılmış masaya.
30 Mart seçim sonuçlarından başlayarak başlamışlar çalışmaya.
Netice olarak:
-"Vatandaşın kafasında 'CHP bu ülkeyi yönetemez' diye bir algı oluşturulmuş. Bu algı öylesine yerleşmiş ki insanların kafasına söküp atmak çok zor. CHP iktidar olmak, önce vatandaşın kafasında oluşturulan 'CHP bu ülkeyi yönetemez' algısının ne yapılıp edilip, kafalardan çıkartması lazım" raporu verilmiş.
İnsanların kafasındaki CHP ile ilgili bu algıyı silebilmek için de sırasıyla...
-İnsanların küçümsenmemesi.
-Başarılı CHP belediyeciliğinin geniş kitlelere anlatılması.
-CHP'nin Kent merkezlerinde yaşayanların yanı sıra, aslında kenar semtlerde yaşayan insanların partisi olduğunun hissettirilmesi.
-İlçe ve köylerde teşkilat çalışmalarına hız verilmesi
-Parti içi ve koltuk kavgalarına son verilmesi.
-Parti içi demokrasinin hayata geçirilmesi.
-Siyasetin parti binasından sokağa taşırılması.
-Halkevleri gibi, halkla direkt temas kuracak birimlerin yaşama geçirilmesi.
-CHP'nin,ezilen,çile çeken,fakirlikle boğuşan Halkın partisi olduğunun bir kez daha hatırlatılması
Ve...
En önemlisi de...
-Siyasetin mekânlarda değil, halkın içinde, halkla birlikte yapılması gerektiğinin altı çizilmiş.
Bu son maddeyi, yani "Siyasetin mekânlarda değil, halkın içinde, halkla birlikte yapılması" hususunu sıkça yazıyoruz bu sütunlarda.
CHP'nin belki de en sık eleştirilen yönünün bu olduğunu söylüyoruz.
Zira...
CHP'lilerin büyük çoğunluğu, siyaseti gece mekânlarda yapmayı seviyor.
İlçeleri, köyleri ve kenar mahalleleri dolaşarak, parti adına çalışma yapmaktan daha kolay geliyor mekânlarda siyaset yapmak.
Hele iki tek atınca, siyasetin dibine vuruluyor.
Seçim yapıldığında da görülüyor ki: CHP kent merkezindeki mahallelerde var, kenar semtlerde yok.
İl de var ama, ilçe ve köylerde yok.
İktidar olabilmek için, hem il merkezinde, hem de kenar semtlerde olmak lazım.
Hem İlçelerde hem de köylerden çıkmak lazım.
CHP bunu yapmıyor, yapamıyor.
Tıpkı fıkrada olduğu gibi:
Adamın biri çok içermiş.
Bir gün arkadaşları gelip "Bak oğlum! Yazık ediyorsun kendine. Sen bu kadar içki içmesen var ya bu şehre Belediye Başkanı bile olursun" diye nasihat çekmeye başlamışlar.
Adam kesmiş sözlerini.
Sonra da vermiş cevabını...
-"Siz ne diyorsunuz kardeşim? Ben içtiğim zaman Başbakan bile oluyorum"
Sonuç olarak...
CHP artık, mekânlarda yapılan siyaset ile iktidar olunmayacağını anlamalı ve ortaya konulan iktidar reçetesini biran önce uygulamaya koymalı.
Haa.
Fıkrada olduğu gibi "Biz her gece zaten iktidar oluyoruz ki" deniliyorsa, onu bilemeyiz...
------------------------------------
"Gelir gelmez malları satmaya başladılar" denilecektir. Bizden söylemesi...
Odunpazarı Belediye Meclisinin Mayıs ayı gündemi belirlenmiş.
Gündemin son 3 maddesi arsa satışıyla ilgili.
Yani...
Odunpazarı Belediyesi, hisse sahibi olduğu Akarbaşı, Mamuca, Akçağlan,Yıldıztepe,Osmangazi,Alanönü,Gökmeydan,Yenidoğan,Vişnelik ve Dede Mahalleleri sınırları içinde bulunan mülkleri ile, Belediye mülkiyetinde bulunup şuyulu olan Yıldıztepe ve Akarbaşı Mahalleleri'ndeki mülklerini, bunun yanı sıra Mülkiyeti sadece Belediyeye ait olan Yenidoğan,Mamuca,Çavlum ve Sultandere'deki mülklerini meclis kararı ile satmak istiyor.
Anlaşılan o ki...
Belediye, bu arsalardan biran önce kurtulmak niyetinde.
Meclis çoğunluğu olması nedeniyle,yapılacak ilk meclis oturumunda Belediye'ye ait bu arsaların satılması kararı alınacaktır.
Burada ilginç olan...
Yeni Belediye yönetiminin, göreve gelişinin üzerinden henüz bir ay geçmişten Belediye'ye ait olan arsaları satmak istemesi...
Umarız bu satış kararında mutlaka geçerli bir neden vardır.
Aksi takdirde...
-"Göreve gelir gelmez Belediyenin mallarını satmaya başladılar" yorumları sıkça yapılacak, bu durum da bir hayli can sıkacaktır...
----------------------------------------------
Eski yöneticilerin disiplin kuruluna sevki yeterli mi?
"Eskişehirspor Resmi Sitesi'nden yapılan açıklamada, uluslar arası bağımsız firma tarafından yapılan incelemelerde raporda yer alan bulgulara göre Eskişehirspor Kulübü Derneği Genel Kuruluna sunulan bilanço ile gerçek durum arasında ciddi farklılıklar olduğu görüldüğü bu nedenle bilançoyu hazırlayan yöneticilerin disiplin kuruluna sevk edilmesi kararı alındığı açıklandı."
Dün, gazete ve ajanslara yansıyan haber bu...
Şimdi...
Genel kurula sunulan bilanço ile gerçek durum arasında ciddi farklar varsa...
Demek ki...
Tespit edilen ve karşılığı olmayan bir para harcaması var ortada.
Eğer, gereksiz yere para harcanmış ve bunun da karşılığı bulunamıyorsa...
Ortada, ya görevi kötüye kullanma, ya da zimmet benzeri hoş olmayan bir durum var.
Böyle bir durumda yapılması gereken belki Eskişehirspor yönetiminin yaptığı gibi, bilançoyu hazırlayan yöneticilerin disiplin kuruluna sevk edilmesi ve mevcut durumun Vilayete bildirilmesi olabilir.
Ama bu yeterli mi?
Eskişehirspor yönetiminin konuyu savcılığa da iletmesi gerekmiyor mu?
Eskişehirspor yönetimine "Önce Güven" diyerek gelen ekip, kongre öncesinde zaten"Her usulsüzlüğü yargıya taşıyacağız" dememiş miydi?
O halde...
Niçin gereği yapılmaz ki?
Tamam! Bağımsız firmanız eski yöneticilerin kulübü kusurlu yönettiğini tespit etmiş.
Bir de bağımsız yargı tespit etsin bakalım ne çıkacak ortaya?
İşin doğrusu bu değil mi?
Bu arada...
Galatasaray ile oynanacak kupa final maçının bir hafta öncesinde böyle bir kararın duyurulmasını da manidar bulduğumuzu söylemeden edemeyeceğiz...
-----------------------------------------
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
1- Bir adam gazeteye ilan vermiş: ''Eş arıyorum''.
Ertesi gün yüzlerce mektup almış. Hepsi aynı şeyi söylüyormuş.
''Benimkini alabilirsin.''
2- Bir adam karısına arabasının kapısını tutuyorsa emin olabilirsiniz.
''Ya arabası yenidir ya da karısı!...''
3- Bir genç babasına sorar; ''Baba evlenmek kaça mal olur?''
Baba cevap verir: ''Bilmiyorum oğlum, ben hálá ödüyorum.''
4- Evli erkeklerin psikolojisi arkadaşlarla lokantaya gitmeye benzer.
İstediğin yemeği sipariş edersin, sonra yanındakinin istediği yemeği görüp
''Keşke onu isteseydim'' dersin.
5- Evliliğin ilk yılında adam konuşur kadın dinler,
ikinci yılında kadın konuşur adam dinler,
üçüncü yılında her ikisi de konuşur, komşular dinler.
6- Bir kavgadan sonra kadın kocasına bağırır:
''Seninle evlendiğimde tam bir aptalmışım.''
Adam cevap verir: ''Evet aşıktım, fark edemedim.''
7- Bir davette bir kadın arkadaşına sorar; ''Alyansını yanlış parmağına takmıyor musun?'' Diğer hanım cevap verir;
''Evet yanlış adamla evliyim de ondan.'

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi