İletişimi düşünmek

İletişimin, hatta paylaşımın simgesi cep telefonu oldu. Görünüşe bakılırsa bu kadarla da kalmadı, bu ‘akıllı cihaz’ insan aklını, ruhunu ele geçirdi. Adeta iletişim sözcüğü, her gün yeni bir marka ve modeli piyasaya sürülen bu cihazla eşanlamlı algılanmaya başladı. İletişim, hiç kuşkusuz kullanılan araçtan daha kapsamlı bir konudur. Önce iletilmesi gereken bir mesaj var. Bu mesajı iletmek isteyen ve mesajın iletilmesi istenen taraflar mevcut…

Mesajın iletilmesinde kullanılan bir ortam (kanal) olması gerekir. Son olarak; alıcının göndericiye geri dönen tepkisini dikkate almak gerekir. Teknik olarak söylersek; iletişim, iletilen mesajın (enformasyonun) hem gönderici hem de alıcı tarafından anlaşıldığı ortamda bilginin bir göndericiden bir alıcıya iletilme sürecidir.

Kendi dağarcığımdan bir iletişim söylemi geliştirme çabasında değilim. Ama iyi bir bildiğim bir nokta var. Toplum olarak iletişim konusundaki sıkıntımız, iletişim araçları ile ilgili değildir. Daha çok iletişim ihtiyacını hissetmemiz, doğru iletişim kanalını bulmamız, bu kanaldan etkin ve verimli yararlanmamızla ilgilidir.

İletişim sorunlarımızı yakından incelediğimizde; kişisel iletişim yanında kurumsal iletişimde de çok başarılı olamadığımız ortaya çıkıyor. Pek çok kuruluşu mercek altına alarak –kuruluş türünden bağımsız biçimde– bir iletişim sorunu yaşadığımızı görmek zor değil. Kurum içinde kuramadığımız iletişimi, kurum dışında başarıyla gerçekleştirmekten de çok uzağız.

İletişim, ekonomik işletmelerin –pazarlama, satış, planlama veya bütçeleme gibi– klasik sorunlarından biridir. Bizim işletmelerimizde üretim, genel olarak en başarılı olan iş süreçlerinden biridir. Bu nedenle üretimde iyileştirme yaparak ciddi kazanımlar elde edilmesi beklenmez. Genelde sorunlarımız pazarlama, planlama ve iletişim gibi alanlarda yoğunlaşır. Bu konularda yapacağımız iyileştirmelerin, işletmenin gelişimine olumlu katkılar yaptığını pek çok örnekle doğrulamak mümkündür.

Konumuz iletişim olduğuna göre; bir kuruluşta iletişimi iyileştirmek için neler yapabileceğimize bakalım. Öncelikle kuruluşun iletişim problemlerinin nerelerde ve hangi nedenlerle oluştuğunu tespit etmek gerekiyor.

Bir kuruluşta çözümden söz etmek için bu çözümü bir referans noktasına bağlamak gerekir. Bu referans noktası, genelde kuruluşun temel stratejileri ve hedefleridir. Dolayısıyla iletişim sorununu çözerken dikkate alınması gereken nokta, bu çözümün kurumsal hedeflerin gerçekleşmesini ne biçimde etkileyeceğidir. Hedeflerde olduğu gibi; iletişim konusunda yapılacak iyileştirmelerin kuruluşun misyon ve vizyon ifadelerine de uygun olması gerekir.

Bir kuruluşta pek çok alanda olduğu gibi; iletişim de bir plan konusudur. Bir başka deyişle; iletişimin kendiliğinden gelişmesini beklemek yerine bir iletişim planlamasının yapılması sağlanmak zorundadır. Bu plan çerçevesinde; iletişin ana stratejilere bağlantısı, iletişimin ilkeleri ve hedefleri de ortaya konmaz durumundadır.

Ele alınan kuruluşta iletişim sorunlarını yakalamanın yolu, paydaşlara “Ee, nasıl iletişim sorunlarınız var bakalım?” diye sormak değildir. İletişim sadece telefon veya eposta trafiğine ya da sosyal medya paylaşımlarına indirgenemez. Toplantılar ise iletişimin araçlarından biridir sadece. Kurumu, kuruluşu ve bireyi, iletişim adına daha derinlemesine araştırmak, incelemek gerekir.

Birey ya da kuruluş… Günümüz dünyasında kesin olan bir şey var ki; iletişim her şeydir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi