
Gazi Özdemir
İLK KESİN HÜKÜM: "ŞİRK KOŞMAYIN" - 1
Hz. Muhammed'e, bütün insanlara tebliğ etsin diye indirilmeye başlanan Kur'an'ın ilk suresi 'Alak suresi ve ilk cümle de "Her şeyi yaratan Rab'bin adı ile Oku" olmuştur. Bu cümle ile "Evren ve Evren'in bir parçası olan İnsan kitabını oku, araştır ve ilim yap veya ilim yapanı destekle, bunu yaparken de her işine Allah'ın rızasını önceleyerek ve adını anarak başla" denmiştir. Dolayısıyla da Allah'ın biz insanlara ilk kesin hükmü "Allah dışında başka bir gücü öncelemeyin ve sakın şirk koşmayın" olmaktadır.
Şirk koşmak, Allah'ı tek ilah ve güç olarak kabul etmeyip, önceliği sadece O'na vermemek ve yanına veya O'na ulaşmak amacıyla araya başka bir rıza ve hedef koymak demektir. "Şirk koşmak nedir ?" sorusunu etrafımıza soracak olursak, hemen hemen herkesin aklına, Allah'a değil de bir puta tapınmayı anladıklarını belirteceklerdir. Halbuki toplumda Allah inancı olan ve olmayanlar bulunmaktadır. Allah inancı olmayan ya Ateist'tir ve inançsızlığı nedeniyle de şirk koşması söz konusu değildir veya kişi Allah inancı olmaksızın doğrudan ve sadece bir puta tapmakta ve onun ilahî bir gücü olduğunu kabul edip, ona kulluk etmektedir. Bu ikinci kişi hem imansız Putperest, hem de Allah'ın Peygamber aracılığı ile bildirdiği gerçekleri inkâr ettiği için ayrıca Kâfir /gerçekleri örten diye de tanımlanmaktadır. Ancak Allah inancı olmadığı için Allah'a ayrıca şirk koşmamış olmaktadır.
Allah'ın Kur'an aracılığı ile sık sık şirk koşan /Müşrik diye tanımladığı ve özellikle büyük günahlardan sayıp azap ile cezalandıracağını ifade ettiği kişi, Allah'a imanı yanında, kulluğu sadece ve doğrudan Allah'a yapmayan, kısacası Allah inancı olanın şirk koşmasıdır. Bütün Peygamberlerin ve son olarak da Hz. Muhammed'in, Allah'a ulaştıracaklar düşüncesiyle önce Putlara tapanlar ve ilahi yardım amacıyla onlara dua edenlerin yaptıkları yanlışlıkları düzeltmeye uğraştığı işte bu toplumlar olmuştur. Hatta Allah, bu kişilerin yaptıkları duaları önemsemediği, çünkü bunların Şeytan'a dua etmekte olduklarını vurgulamıştır (Nisa-117. Örneğin Allah'a ulaştırıcı diye başka bir nesneyi koyup önceleyen müşrikler /şirk-ortak koşmakta olanlar, Allah yerine, cansız (inasen) putlara önce dua edip duruyorlar ya. Aslında bunlar, hastalanmış /isyankâr şeytandan başkasına dua etmiyorlar). Çünkü bu kişiler, bu yanlış inanışlarına kendilerini aşırı derecede kaptırmışlar ve artık doğruyu bulamayacak bir aşamadadırlar (Beyyine-1. Kitap ehlinden (Yahudi ve Hıristiyan toplumundan) olduğu halde, bildirilen gerçekleri inkâr ederek ayrıca puta taparak küfre sapmış olanlar /müşrikler ile Allah'a inanmadan doğrudan puta tapanlar, kendilerine apaçık deliller /gerçekler gönderilmiş olmasına rağmen yanlışlarını bir türlü terk etmiyorlar.). Belki atalarından kalmış olan bu yanlış inançlarından vazgeçer ve bildirilen gerçeklere dönerler diye Kur'an ile uyarılmışlardır (Hac-73. Ey insanlar! Şirk-ortak koştuklarınız hakkında vurguladığımız şu örneğe kulak verin /dikkat edin; "Allah'tan başka, ilahi bir yardım beklentisi ile dua etmekte olduklarınızın hepsi bir araya da gelseler, bir sinek bile yaratamazlar. Hatta sinek üzerlerine konup, onlardan bir şey kapsa, onu sinekten geri bile alamazlar. Ve bu durumda hem isteyen, hem de kendisinden istenen acizdir /zavallıdır.). Görüldüğü gibi, yapılan uyarıyı kuvvetlendirici örnek oldukça çarpıcı ve yanlışı fark ettirip caydırıcı bir örnektir.
Hz. Muhammed zamanındaki Bedevi Araplar, esasında ya Yahudi veya Hıristiyan'dılar, fakat Allah inançları olduğu halde her kabilenin 200 ün üzerinde olmak üzere ayrıca Kâbe'nin içinde birer putu da vardı. En büyük aşiretlerin putları; Hubel, Lat, Menat ve Uzza idi. İşte Kur'an gerçeklerine dayanarak Hz. Muhammed'in hedefi, Hz. İbrahim ve oğlu İsmail tarafından Allah'ın tek dini olan İslâm'ın eğitim binası olarak inşa edilen Kâbe'yi bu putlardan temizlemek ve insanları şirk batağından kurtarmaktı. Çünkü Allah inançları olduğu halde, o zamanki insanlar, putlara olan bağlılıklarına yönelik şu gerekçeleri ileri sürüyorlardı (Zumer-3. Ey insanlar! Şunu iyice bilin ki, gerçek ve size yararlı olacak olan din, sadece Allah'a öncelik verilerek ve içtenlikle O'na ibadet edilen /şirk-ortak koşulmayan dindir. Allah'ın yanında başkalarını evliya /veliler /aracılar /dostlar edinenler; "Biz onlara, bizi Allah'a daha iyi yaklaştırsınlar diye, aracı olarak kabul ediyor ve bağlanıyoruz" derler. Şüphesiz Allah'tan önce aşırı önemseyip, vazgeçilmez bir değer verip bağlanmış olduklarını (kişi, para, makam, eşya veya nefsi) bir nevi putlaştırıp yanılgıya düşmeleri konusunda, Allah değerlendirme yapıp mutlaka karar vere¬cektir. Şu iyice bilinsin ki Allah, ayetlerini red edenleri ve bu davranışları ile küfre sapmış olanları doğru yola /hidayete iletmez.). İlahî bir yardımı doğrudan Allah'a güvenip sadece O'ndan bekleme yerine araya konan nesne cansız bir madde, heykel olabileceği gibi, bazen ölü bir kişi, muska veya uğurludur diye bir eşya da olabilmektedir.
Münafikun-3 ncü ayete baktığımızda, şirk koşanların anlama ve doğruyu bulma yetenek ve anlayışlarının mühürlenmiş, yani artık olmayacağına da dikkat çekilmiştir (Münafikun- 3. Yine böyleleri önce iman ettiklerini söylüyorlar, fakat sonra tekrar Allah'ın tekliğini ve buyruklarını inkâr edip şirk-ortak koşarak küfre sapıyorlar ve böylece ikiyüzlü davranıyorlar. İşte bu nedenle de, onların kalpleri /anlayışları /doğruyu bulma ve anlama özellikleri mühürlenmiştir ve artık doğru yola yönelemezler).
NOT-1: Ayrıntılı bilgiyi "SON DAVET KUR'AN" ve "İSLAM'IN ŞARTI SADECE 5 DEĞİL" kitaplarında bulabilirsiniz.
NOT-2: 23 Aralık 2015 tarihlerinde 2 haftada bir Çarşamba günleri saat 17.30-19.00 da Özdilek Sanat Merkezinde Halka açık "DİN-BEYİN ve KUR'AN SOHBETLERİ" ne İnşallah devam edeceğim.