4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

İLKEL DÜŞMANLIK!

Türkiye- Yunanistan, milli takımları arasında oynanan maçta, bir grup Yunan fanatik, "Yunanistan'ın, başkenti İstanbul'dur" yazılı pankartın yanı sıra, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'e, hakaret içeren, bir pankart açtı. İstiklal Marşımız çalınırken de ıslıklayarak protesto ettiler. En güzel cevabı da, sahada, "Türk Milli Takımı"ndan aldılar.
Yunan seyircilerin, yaptığı terbiyesizlik ve saldırganlıklar ise Yunanlılarda, bir toplumsal hastalık haline geldi. Hiçbir millete, tümüyle iyi veya kötü denemez. Fakat Yunan halkının, içindeki kötü duygular, gittikçe yaygınlaşan ve kökleşen bir virüs gibi, Toplum hayatının çeşitli kesimlerine yerleşti.
Şimdi de, spor müsabakalarında kendini göstermeye başladı.
Aslına bu durum, yadırganmamalıdır. Son yıllarda, Fener Rum Azınlık Kilisesi Papazı Bartholomeos' un, sinsi ve hain senaryoları ortada. Özellikle de papa'nın Türkiye'yi ziyaretin arifesinde, ilginç olduğu kadar dikkat çeken açıklamaları hala hafızalarda. Lozan Antlaşması geçerliliğini korumasına rağmen, adeta devlet içinde devlet gibi, bir tavır içindedir. Her fırsatı, iyi değerlendiriyor. Nitekim kendisi ile yapılan röportajlarda, ilginç olduğu kadar, dikkat çeken ve asıl niyetlerini de gösteren, beyanatlarda bulundu.
Fener Rum Azınlık Kilisesi Papazı Bartholomelos, Lozan Antlaşması'nı göz ardı ederek, "Ekümenik sözünün, siyasi bir içeriği yok. Bu unvandan asla feragat etmem. Milli Eğitim bünyesinde papaz yetiştiren okul, 1971'den beri kapalı. Neden kapalı olduğu konusunda her kafadan ayrı bir ses çıkıyor. Herhalde derin devlet istemiyor" sözleri ile kimleri kastetti bilinmez ama ekümelikle ilgili şu sözleri de ilginçti.
" Bizim için ekümenik problemi yoktur. Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde de, bu unvanı taşıdık ve taşımaya devam edeceğiz. Ekümenik unvanı, son yıllarda sıkıntı oldu. Sanki ben icat ettim gibi yazıyorlar. Ekümenik sözünün, siyasi bir içeriği yok. Benim ısrar ettiğim tek şey, bu unvanın bize ait olduğu. Bunda ısrarcıyım ve feragat edemem." diyerek Türkiye Cumhuriyeti' ne, adeta meydan okudu.
Ruhban okulu hakkında AKP iktidarı, ne düşünür bilinmez ama Bartholomeos, Ruhban okulun açılmasında da, kararlı ve tutarlı bir strateji izliyor. Her platformu ve fırsatı da iyi değerlendiriyor.
Diğer yandan Fener Rum Azınlık Kilisesi, Türkiye için, her zaman problem olmuştur, gelecekte de olmaya devam edecektir. Nitekim Büyük Önder Atatürk, " Bir fesat ve hıyanet ocağı olan, ülkede ayrılık ve uyuşmazlık tohumları saçan, Hıristiyan hemşerimizin, huzur ve refah içinde uğursuzluk ve felaket simgesi olan, Fener Rum patrikhanesi, artık topraklarımızda barındıramayız. Bu tehlikeli örgütü ülkemizde tutmamız için, ne gibi vesile ve nedenler ileri sürebilir? " demişti.
Hülasa Yunan milleti ve Fener Rum Azınlık Kilisesi, yıllardır genç kuşaklara, kin ve nefret aşıladı.
Öte yandan AİHM, Fener Rum Vakfı'nın 1974 yılına kadar tapuyla sahip olduğu taşınmazın, Türkiye tarafından, ya iadesine veya tazminat ödenmesine karar verdi. Gerekçe ise vakıfların, eskiden sahip olduğu taşınmazlar, devletlerin ve Mahkemelerin kararıyla, başkalarına devredilemez ve vakıfların kuruluş senetleri değiştirilemez
AİHM' nin bu kararı, Türkiye'de, azınlık vakıflarının eskiden sahip olduğu taşınmazları geri almaları için, emsal teşkil edecektir. Hülasa, Türkiye, AİHM' in bu kararı ile çok zor durumda kaldı. Ya bu karara uyacak, sorunu daha da büyütecek, ya da kararı, uygulamayarak tazminat ödeyecektir.
Elbette bu ve benzer gelişmeler, Rumları heveslendiriyor. Ancak Fener Rum Azılık Kilisesi ve Yunanistan, Avrupa' nın hasta adamıdır. Bunun Türk düşmanlığı ile tedavi edilecek bir yanı da yoktur. Konstantinopolis bayraklarıyla, Türklere saldırmakla da, bu hastalık iyi olmaz. Daha da kronik hale gelir.
Ayrıca İstanbul, bir Türk kentidir. İstanbul' daki Türk sayısı kadar Yunanlı, tüm Yunanistan da yok. İstanbul' u, hangi nüfusla başkent yapacaklar? Türbinlerde, "Yunanistan' ın, merkezi Konstantinopolis'tir " diye bayrak sallamak ve afiş asmak, bu gerçeği değiştirmez.
Yunanlıların ve Rum Azınlık Kilisesi' nin, hastalığının temel nedeni, yıllardır, Türkiye' ye karşı beslenen komplekslerle dolu, ilkel düşmanlık, hazımsızlık, eziklik ve cehaletten, başka bir şey değildir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi