
Gazi Özdemir
İMAN EDEN VE ETMEYEN
Geçen hafta iman etmiş olanla ilgili bazı açıklamalara değinmiş ve bu hafta devam edeceğimi belirtmiştim.
∑ İçten imanlı olmayanın, bütün şekilsel ibadetlerinin de içten olmayacağı ve ikiyüzlü /münafık olanın bir davranışı olarak sayılacağı üzerinde durulmuş ve yapılan ibadetin gösteriş temelli olup, sadece Allah'ın rızası öncelenmemiş olacağı için de Allah'a şirk-ortak koşma olarak değerlendirileceği, Maun-4-5-6, A'raf-55, Müminun-2 ve Nisa-142 nci ayetlerde belirtilmiştir "Maun-4. Yazıklar olsun böyle musallilere /salâtı uygulayanlara. 5. Çünkü onlar salâtlarından /ibadetlerinin anlamından /öğrendikleri vahyin /Kur'an'ın ne dediğinden /muhkem buyruklarından /hikmetinden habersizdirler /tam bilincinde değildirler. 6. Zaten onlar salâtı /vahyi-Kur'an'ı öğrenmeyi ve toplantılara katılmayı /namaz gibi şekilsel ibadetleri gösteriş için /başkaları görsünler diye riyakârca ve menfaat sağlamak amacıyla yapmaktadırlar. A'raf-55. İşte böylesine güçlü olan Rabbinize içtenlikle /samimi bir inançla ve gösterişsiz dua edin. Çünkü Allah, gösteriş içinde abartılı söz söyleyenleri /dua edenleri bu riyakâr davranışları nedeniyle sevmez".
∑ İnsanların sürekli olarak ve peygamberler aracılığı ile uyarıldığı, ancak çoğunun bu uyarılara uymadığı, az bir kısmının uyduğu ve bu uyanların da ancak içten iman etmiş olanların olduğu ve olacağı Yasin-11 nci ayette açıkça vurgulanmıştır "Yasin-11. Dolayısıyla Sen, bildirdiğin gerçeklerle /Kur'an ile /zikir ile ancak gayb olduğu /görünmediği halde Rahman'a içtenlikle iman etmiş kimseyi uyarabilir ve Allah ile yaptığı anlaşmaya sadakat ve muhkem-kesin hükümlere uygun olumlu ameller gerçekleştirme olan doğru yola yönlendirebilirsin. Sen de işte böylelerine, günahlarından bağışlanacakları ve bereketli bir karşılık verileceği müjdesini ver".
∑ İçten imanlı olana, yediği ve içtiklerinden dolayı, affedilmeyecek herhangi bir günah olmayacağı Maide-93 ncü ayette açıklanmıştır "Maide-93. İman edip salih /muhkem-kesin hükümlere uygun olumlu /yararlı işler yapanlar ve takva sahibi olanlara, iman edişlerinden, salih ameller işlemeleri ve takva sahibi oluşlarından ayrılmadıkları sürece, kendilerine yiyip içtiklerinden dolayı herhangi bir günah olmayacaktır. Çünkü Allah, salih ameller /muhkem-kesin hükümlere uygun olumlu ameller işleyenleri /muhsin olanları sever".
∑ İman etmemekte ısrarcı olanların, artık ümitsiz birer vaka olarak kabul edilip Kur'an'da bildirilen gerçekleri anlamamak üzere kalplerini paslandırmış olacakları ve bu nedenlede mühürleneceği birden fazla ayet ile vurgulanmıştır (Mutaffifin-14, Bakara-6-7-100-101, Nisa-15, Münafikun-3 ve Tevbe-87) "Mutaffifin-14. Hayır! Hayır! Böylelerinin olumsuz amelleri kalp-lerini paslandırıp katılaştırmış /muhakeme yeteneklerini ve merhamet duygularını yok etmiş ve zarara sokmuştur. Bakara-6. Ya Muhammed! Şirk-ortak koşup, bildirilenleri inkâr ederek küfre sapmışları, aracılığınla bildirdiğimiz gerçeklere sırt dönmüş olduklarından ne yaparsan yap değiştiremezsin ve kesinlikle inanmak istemezler. 7. Bu tutumlarından dolayı Allah, öylelerinin kalple-rini ve kulaklarını mühürler, gözlerini de perdeler. Ve gerçekleri anlama özelliklerini artık kaybetmiş hale gelirler. Ayrıca da ürkütücü bir azaba da uğratılacaklardır".
∑ Aynı şekilde iman etmemekte ısrarcı olanların, yine anlayışlarını kesmek üzere boyunlarına sanki demir halkalar takılmış gibi engeller konacağı Yasin-8 nci ayette de açıklama yapılmıştır "Yasin-8. Sen hiç merak etme. Çünkü Biz, bu inanmamakta kendi istekleri ile direnenlerin boyunlarına, çenelerine kadar uzanan demir halkalar takacağız da, bu yüzden kafalarını dik tutsunlar ve hiçbir tara-fa da çeviremesinler. 9. Ayrıca önlerinden bir set /engel ve arkalarından da bir set /engel çekerek, gerçekleri görmelerini engelleyeceğiz. Böylece de artık hiçbir şeyi fark edemeyecekler".
∑ Birden fazla ayette (A'raf-168, En'am-65-159, Şura-13, Nahl-93, Müminun-53, Rum-32 ve Al-i İmran19-103-105), iman etmiş olanların, imanlarına ilişkin yorumlara dayanarak din temelli farklı gruplara ayrışmamaları ikazları yapılmaktadır "En'am-65. Ey Peygamber! De ki: "Allah, gökten /üstünüzden ve yerden /ayaklarınızın altından doğal bir afetle size bir azap göndermeğe yahut yine bir çeşit azap olarak sizleri birbirinize düşürüp, farklı görüşlü gruplara /fırkalara ayrıştırmaya gücü yetendir". Bak, anlasınlar ve akıllarını kullanıp düşünsünler diye, ayetlerimizi nasıl ayrıntılı olarak açıklıyoruz. En'am-159. Özellikle de dinlerini parçalara, fırkalara /hiziplere ayıran, grup grup olanlara uyma ve onlardan uzak dur. Artık onların işi Allah'a kalmıştır. Allah, hesap günü onlara amellerinin yanlışlığını haber verecek ve o zaman hatalarını anlayacaklardır".
∑ Bütün Evren gibi, onun bir parçası olan insan (beşer) de Allah'ın koymuş olduğu yasalar çerçevesinde ve özellikle Matematik, Geometri, Fizik, Kimya, Biyoloji ve Genetik bilimleri kullanılarak yaratılmışlardır. Dolayısıyla bütün evrenin işleyişi gibi, iman etmiş olsak da olmasak da, insan (beşer) olarak bizlerin de yaşamımız ve her aktivitemiz, Allah'ın koymuş olduğu bu yasalara göre gerçekleşmektedir. Örneğin beynimiz, ona yüklenmiş olan Allah Kaynaklı Enerji ile çalışır ve buradan çıkan ortak enerji sayesinde de organlarımız işlerini gerçekleştirirler. Kalbimiz belirli sayıda kanı pompalar, vücut ateşimiz 36-37 derecede yaşamını sürdürür, Oksijen alır, Karbondioksit salarız, Şeker miktarımız 100 civarında sabitlenir vs. Dolayısıyla da iman etse de etmese de bütün insanlar bu ilahi yasalar sayesinde yaşarlar, bu yasalara uymuş olurlar ve farkında olmadan da böylece Allah'ı zaten anmış da olurlar "Ra'd-26. 15. Hâlbuki göklerde ve yerde olan her şey ve onların gölgeleri de dâhil, isteseler de, istemeseler de sabah-akşam, zaten Allah'a secde ederler /tekliğini ve ululuğunu anıp dururlar".
∑ Yine iman eden gibi, iman etmeyene de hak etmesi yanında, içten arzu edene de nimetler verilmekte ve "Hakkın dağıtımında adil, eşit konumda olanlara da eşit davranılmaktadır". "İsra-20. İnanan ve inanmayan herkesi, Dünyada, Rabbinin nimetlerinden yararlandırırız. Dolayısıyla Rabbinin nimetleri hiç kimse için kısıtlanmamıştır".
Haftaya buluşmak ümidiyle. İnşallah!..
NOT: Ayrıntılı bilgileri (Anladığım ve Güncel Yorumladığım-Tefsir ettiğim "SON DAVET KUR'AN") da bulabilirsiniz.