(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

İMKANSIZ...


Ülke genelinde boş statlarda futboldan keyif almakta zorluk çekerken, bir de hakemlerin başrole soyunduğu maçlar izliyoruz.
Cumartesi gecesi Olimpiyat'ta ki her şey olumsuzdu ama sahada ki en kötü unsur hakemlerdi. Hatalı kararlar olumsuz şartların dahi önüne geçti...
Galiba futbolumuzun neden ilerleyemediğinin en güzel göstergesi de buydu.
Şimdi neyi yazalım?
Adalet, onurlu futbol, gerçekler falan filan mı?
İstanbul dışında ki takımlara sistemin alerjisi varken, hakemlerin aslında büyüklere aşık olduğunu mu?
Söyleyin neyi yazalım?
Hataların hata olmaktan çıktığını mı?
Yoksa Eskişehirspor'un Galatasaray maçından sonra Beşiktaş maçında da ofsayt gerekçesiyle güme giden golünün, hık demiş burnundan düşmüş hakemliğin eseri olduğunu mu?
Gerçek olan şu ki; böylesine küçük hakemler isim olarak büyük anılan takımlara zarar vermekten korktuğu müddetçe; ülke futbolunda sisteme güven duymak İM-KAN-SIZ...
TAKIM DURUŞU
Eskişehirspor adına bu sezonun kaderini belirleyecek olan güç, yenilenen ümitler.
Ertuğrul Sağlam'ın futbolcularına aşıladığı özgüvendir...
Buna sonuna kadar mücadele etmeyi zorunluluk görerek yenilgiye itiraz eden takım duruşu da diyebiliriz.
Eskişehirspor'da açığa çıkan sır da budur. 'Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için' duygusu.
Ve en önemlisi bu duygunun alışkanlığa dönüşmesidir...
***
Beşiktaş maçında da gördük ki, şartlar ne olursa olsun geriye düşmesine rağmen oyun disiplininden bir an bile kopmayarak, rakibini alt edecek güç Eskişehirspor'da mevcut.
Üstelik sezon başına bakıldığında Akaminko ve Diego gibi iki hayati adamın yokluğuna rağmen.
Bu sihri kalıcı kılmak, çok şeyleri de beraberinde getirecektir.
ŞARTLARI YİNE SAĞLAM BELİRLEDİ
Sahanın durumu futbol oynama koşullarını belirledi. Ertuğrul Sağlam'ın Galatasaray maçının kopyası bir oyun anlayışıyla takımını sahaya sürdüğünü gördük. Bu yüzden oyunun gidişatında koşulları aslında yine Sağlam belirledi.
Ama hücumda yoksulduk.
İkinci yarıda patates tarlasını anımsatan zeminde futbol kör dövüşüne döndü.
Ne zaman rakip alana hızlı ve direk paslarla girme teşebbüsünde bulunduk, duran toptan da olsa golü bulduk...
***
Hala Avusturya'ya attığı golde olan Erkan Zengin'in durgunluğuna baktım, hiç sorumluluk almadı. Yenilen golün başlangıcında yine Zengin'in imzası vardı.
Kanatlarımız etkisizdi.
Bir golü hakeme takılsa da Mori'nin patlamasını ne zaman yapacağını merak ettim, yine sıradandı. Hele gördüğü kırmızı kartın adını koymasını; Ertuğrul Sağlam'a bıraktım.
Sahanın en özel adamı Lawal'dı. En disiplinli olanları Hürriyet ve Kamil Ahmet'ti.
Orta alanın savunmaya yakın oynaması Galatasaray maçında olduğu gibi Berkay, Birol ve Kaan'ın zaaflarını örtmeye yine yetti.
İNKAR ETMEYELİM!
Puan almamız gerçekleri inkar ettirmemizi gerektirmez.
Hücum anlamında hala istenilen düzeyde değiliz.
Puan almamız, aynı zamanda böyle bir zemin, böyle hakemler ve futbolun kurallarını yok eden şartların karşısında övgüyü de inkar ettirmez.
Çünkü Beşiktaş karşısında alınan bu puan, bundan sonraki maçlarda ki yeni umutlarının kapılarını açacaktır. Galibiyet gözüyle bakılan bu beraberlik Eskişehirspor'un sezon sonu hedefine ulaşmasında önemli bir rol alır mı?
Bunun cevabını da Rize maçıyla birlikte 2-3 hafta içinde alacağız...






a

Önceki ve Sonraki Yazılar
(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK Arşivi