İNSAN, MERHAMET VE ŞİDDET FITRATINDA "HAYDİ ESKİŞEHİR BELEDİYE VE STK'LARI, ÇAĞDAŞ BİR "HAYVAN MERKEZ VE ALANI KURMAYA"


Adem nesli şeklinde başlayan şimdiki insan nesli, önceki dinazorlu ilkel insandan farklı vücut yapısı ile yaratıldı. Kafası ve çenesi daha uzun ve vücudu daha kıllı iken, Adem nesli insanı olarak daha yuvarlak kafalı ve düzgün yüz yapısı ile yaratıldı. Yine ilkel insandan farklı olmak üzere Ruh kısmının hafızasına Evren bilgisi yüklenmiş ve dolayısıyla ilim yapma ve teknik ilerleme gösterme özelliği verilmiştir (Bakara-31. Sonra canlı-cansız evrendeki tüm yaratmış olduklarının isimlerini /bilgilerini Âdem'e öğretti /belleğine yükledi. Sonra Adem'e öğrettiklerini göstererek Meleklere: "Kendinizi daha üstün gördüğünüze göre, size gösterdiğim tüm şu varlıkların isimlerini Bana söyleyin bakalım" diyerek onları sorgulayınca). Tin-4 ncü ayette de zaten insanın en güzel şekil ve özelliklerde yaratılmış olduğu belirtilmiştir (Tin-4. Yemin olsun ki, Biz insanı en güzel biçimde yarattık). İlkel insanın bedenini Dünya okulunun üniforması, elbisesi olarak kullanan öğrenci Ruh kısmına başlıca 1) Allah'ı tek ilah tanıyacağına, 2) Bütün insanları tek nesil olarak bir tutacağına, 3) Tek din olarak Allah'ı şirk koşmaksızın tanıma dini olarak tanıyacağına, 4) Olumlu nefslerini itidal /orta düzeyde tutacağına ve olumsuzları öldüreceğine, 5) Kendilerine peygamberler aracılığı ile sahifeler şeklinde gönderilen ve din demek de olan Muhkem-kesin kuralları kabul edip bunlara göre yaşayacağına ve 6) Şeytanı tek düşman kabul edeceğine dair yükleme yapılmış ve Dünya yaşamı süresince bunlara uyacağına yönelik söz alınıp anlaşma yapılmıştır. Zaman içinde Dünya Okulunda eğitimde olan ilkel nesile son verilmiş ve "YENİ İLAHÎ PROJE" olarak Adem neslinden Mümin ve Kâmil İnsan düzeyine ulaşan Ruh'lardan Melekler elde etme hedeflenmiştir. Bu amaçla da önceki ilkel nesilden farklı yaratılan Adem neslinin Dünya öğrencisi Melek adayı Ruh kısmına Evren bilgisi de eklenip, bu konuda ilim yapacağına da söz alınıp son olarak hırs, yemek ve bulunduğu konumu benimsemeyip daha fazlasını isteme nefsleri ile Şeytanı düşman bilme sözünden sınavlara tabi tutulmak üzere Cennet'e hazırlık katında yaşamaya başlatılmıştır. Beraberinde de eleştirel akıl, sorgulayıcı özellik ve özgür irade ile karar verme yetenekleri de verilmiştir. İşte hem Evren bilgili, hem de özgür iradeli oluşu ile Meleklerden ayrıcalıklı olduğu için, içlerinde İblis'in de bulunduğu Melekler grubuna, yeni yaratılmış olan Adem ve nesline secde etmeleri, yani yardımcı olmaları ve kabul etmeleri istenmiştir. İlk reaksiyon olarak Melekler "yine kan dökücü bozgunu birini mi yarattın?" diye hemen ititraz ettiler (Bakara-30. Bir vakit Rabbin, Meleklere: "Yeryüzüne halife olmak üzere yeni bir varlık var ettim " deyince, Melekler: "Yeryüzünde yine boz¬gunculuk yapacak ve kan akıtacak birini mi var ettin? Hâlbuki biz Seni hamd /teşekkür ederek anıyoruz /tespih ediyoruz ve varlığını kabul edip duruyoruz" diyerek itiraz ettiler. Bunun üzerine Allah da Meleklere: "Benim bildiklerimi siz bilemezsiniz" diyerek onlara durumlarını hatırlattı ve susturdu). Ancak Adem nesli, irade sınav aracı olan yasak meyveyi yiyince kendilerine verilen son tekâmül fırsatı olan nefsler ve şeytanı düşman görme sınavlarından başarısız oldular. Bunun üzerine, yasak meyveyi yeme hatasını işleyen Adem tevbe etmiş ve helak edilmekten kurtulmuşlardır. Fakat ceza olarak da yine eğitime tabi tutulmak ve başarılı olanları belirlemek amacıyla tekrar Dünya'ya geri gönderilmişlerdir (Tin-5. Fakat sonra insanı saptığı yanlış yolun karşılığı olarak, aşağıların aşağısına geri gönderdik. Kehf-7. Sakın boş yere üzülme. Çünkü Biz, insanlardan kimlerin iman edip kesin hükümlerimize uygun olumlu ameller gerçekleştireceğini, kimlerin de şımarıp yanlış yola sapacağını ayırt etmek için, Dünyayı aldatıcı bir cazibe /ziynet merkezi yapmışızdır.). İşte ilkel insan, 6 konuda sadakatten sınavlara tabi tutulurken, Adem nesli Evren'i araştırma ve ilim yapma eklenerek 7 konuda sadakatle uyacağına söz verilip anlaşma yapılarak Dünya Meleklik eğitimine gönderilmiş olmaktadır. Gönderilirken de birbirlerine düşman olmak üzere özellikler verildiği vurgulanmıştır (Bakara-36.... Olumsuz nefsleri ve iradelerine hakim olamayıp yasağı çiğneyince de Allah "Bir kısmınız bir kısmınıza düşman olmak üzere bulunduğunuz alt Cennet'ten (bahçeden) çıkın. Size verdiğim alt Cennet nimetlerini, yeryüzünde /Dünya'da kendi çabalarınızla tekrar kazanmak üzere ve belirleyeceğim vakte kadar kalın" diyerek aralarından bunu kimin başarabileceğini belirlemek üzere de onları Dünyaya gönderdi.). Böylece insanın yaratılış fıtratında nefs olarak merhamet yanında birbirlerini öldürme, şiddet fıtratı da birer sınav ve tekâmül aracı şeklinde bulunmaktadır. Amaç, beşer olan insanın, iradesini ve aklını kullanarak "Bütün insanları bir neslin fertleri olarak görme" ve rahmet duygusunu pekiştirme başarısını göstermesi olmaktadır. Bunu başarmak demek, tekâmül etmenin önemli bir aşamasını başarmak demek olacaktır. Halbuki hayvanlarda bzi insanlarda farklı olarak sadece beslenme amaçlı ve doyacağı sınırda olmak üzere beslenmesine uygun başka bir canlıyı avlama ve yeme fıtratı vardır. Sebepsiz ve kef için şiddet ve öldürme fıtratı söz konusu değildir. Kur'an'da böylesi merhamet yolunu seçmenin oldukça zor bir yol olduğuna değinilmiştir (Beled-13. Zahmetli olan yol, herhangi bir konuda sıkıntıda olanları rahatlatmak veya köleleri özgürlüklerine kavuşturmak /hakkı gasp edilmiş olanların hakkını vermektir. 14. Yine zahmetli olan bir başka yol, kendisi de muhtaç durumda olduğu halde başka bir muhtacın ihtiyacını gidermek, 15. Sıkıntıda olan yakınındaki bir öksüze /yetime yardım etmek, 16. Veya düşkün bir yoksulun /ihtiyacı olanın, ihtiyacı olduğu şeyi sağlamaktır. 17. Ayrıca, 5 gaybe iman etmeyi, güçlüklerin üstesinden gelmeyi /çaba göstererek sabretmeyi ve merhametli olmayı birbirlerine öğütleyenlerden /tavsiye edenlerden olabilmektir. 18. İşte bunlar, zahmetli olan yolu aşıp, mutluluğu yakalayabilenlerdir).
NOT-1: Ayrıntılı bilgiyi NÖVAK Vakfının "SON DAVET KUR'AN TÜRKÇESİ" ve "KUR'AN KADINI KORUYOR" kitaplarında bulabilirsiniz.
NOT-2: 9 ve 30 Eylül 2015 Çarşamba günleri saat 17-30-19.00 da Özdilek Sanat Merkezinde (Eski MİT binasında) Halka açık "KUR'AN SOHBETLERİ"ne inşallah devam edeceğim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gazi Özdemir Arşivi